Ağlamayın, işinize daha sıkı sarılın - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Röportaj

Ağlamayın, işinize daha sıkı sarılın

İŞİNİZE SIMSIKI SARILIN: Lefkoşa’nın seçkin mekanlarından Biyer’in sahibi Ahmet Gürel’e göre başarının ve ekonomik krizden sıyrılmanın sırrı, zorluklar karşısında ağlamak veya sızlanmak yerine elinizdeki işe daha sıkı sarılmak

Biyer’de buluşalım diyen bir arkadaşınızın davetini mutlaka dikkate alın. Lefkoşa’nın göz bebeği Dereboyu’nun tam merkezinde bulunan Cafe Biyer ve Biyer Restaurant, lezzetli spesiyalleri kadar şık ve eşsiz dekorasyonu ile de kalpleri fethediyor. 2001 yılından beri lezzet avcılarının uğrak yerlerinden birisi olan Biyer’i Kıbrıs’a kazandıran isim 39 yaşındaki iş adamı Ahmet Gürel. 13 yaşında iken babası ve dayısının pastanelerinde çalışan, İstanbul’da üniversite okurken bir yandan da barmenlik yapan Ahmet Gürel, bu sayede sektörün tüm inceliklerini A’dan Z’ye öğrenme imkanı bulmuş. İş’te Başarı röportajlar dizimizin bugünkü konuğu olan Ahmet Gürel, büyük emek harcayarak kurduğu restoranıyla sektöre farklılık getirmenin haklı gururunu yaşıyor. Biyer’e göre başarının yolu, karşına bir zorluk çıktığı zaman ağlayıp sızlanmak yerine elindeki işe daha sıkı sarılmak ve müşteriyi memnun etmek. İşte sıfırdan başlayıp zirvedekiler listesine giren Ahmet Biyer’in hikayesi:
-Biyer’den önce neler yapıyordunuz?
Lefkoşalıyım. Babam ve dayımın pastaneleri vardı. 13 yaşımdan itibaren yaz tatillerinde onların yanında çalıştım. Lise bitince üniversite eğitimim için İstanbul’a gittim. Hem İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda okuyordum hem de bir yakınımıza ait bar ve restoranda çalışıyordum. Ufuk açıcı ve çok öğretici bir dönemdi. Okul bitmeden Kıbrıs’a dönerek farklı şeyler yapmaya karar verdim. Gelir gelmez İşletme Bölümü’ne kaydımı yaptırdım ve kendi işimi kurma hayalimi gerçekleştirmek için ilk adımlarımı attım. İlk etapta Türkiye’den getirdiğim 3 berberle bir kuaför salonu açtım. Bu iş hala devam ediyor.
Farklılık yaratmak istiyordum
-Hayalinize doğru koşarken neler yaşadınız?

İstanbul’daki tecrübelerim önemli bir birikim sağlamıştı. Kıbrıs’a gerçek anlamıyla bir farklılık getirmek istiyordum. Çalışma azmiyle doluydum. Yakın dostlarım da beni destekliyordu. Yani başarmak için bütün şartlar hazırdı. 2001 yılında Pastavilla’yı açtık. Kapanmıştı ve biz onu tekrar hayata döndürmek istiyorduk. Mekanın masa sandalyelerini bile biz boyadık ve açtık. Biyer’in şimdiki yerinde de fırın kebabı yapan Antalyalı Mustafa diye biri vardı. Ancak dükkanı kapatmıştı. Burada bir iş yapabileceğimi düşündüm. İlk etapta Biyer’in restoran bölümünü kiraladım. Pek çok kişi “deli misin” diyerek itiraz etti. Ancak çok kararlıydım. Biyer Restaurant ismiyle hizmet vermeye başladık. Deli misin diyenler bile ruhumuzu katarak girdiğimiz bu işte yakaladığımız başarıyı takdir etti. Lefkoşa’ya meyhane kültürünü getirmiştik. Restorandan sonra 2005 yılında Cafe Biyer’i açtık. 2007’de bahçe bölümünü açarak Dereboyu’na farklı bir soluk getirdik. Müşterilerimize dünya mutfağından yemekler sunduğumuz gibi, balık ve et mönülerinde de çok iddialıyız. Sezona göre 20 ila 25 arasında personel çalıştırıyoruz.



Herkes kendi işini yapsın
-Ahmet Biyer’in çalışma ilkeleri nelerdir?

Açık ve dürüst olmak. İyi ilişkiler kurmak, müşterilerimize beklentileriyle birlikte güler yüzlü hizmet vermek. Bunları yaparsanız başarıyı yakalarsınız. Ayrıca kendi sektörüm dışındaki sektöre girmem. Herkes kendi işini yapsın. Burası küçük bir ülke. Sektörlerin doyum noktası çok kırılgan. Bunu yapmayanlar sektörü zorluyor.
-Karşınıza çıkan zorluklara nasıl tepki verirsiniz?
Ekonomik kriz nedeniyle diğer sektörlerde olduğu gibi bizde de sıkıntılı bir dönemden geçiliyor. Ancak ağlamak yerine ayakta kalmak için savaş vermek gerekiyor. Ben böyle durumlarda işime daha çok sarılırım. Yeni formüller geliştirmeye çalışırım.
İşi mutfağında öğrenin
-Yiyecek-içecek sektörünü girmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz?

İşi bilmiyorlarsa öncelikle bu işi mutfağında A’dan Z’ye öğrensinler. Daha önce pek çok kişi bizden tavsiye aldı. Ama bu tavsiyelerimizi dikkate almadıkları için yatırımları çöktü.
-Hayatınızın dönüm noktası nedir?
Üniversite eğitim için gittiğim Türkiye’den Kıbrıs’a dönmek hayatımın dönüm noktasıdır. Bazen çok pişman oluyorum. Burada yaptıklarımı bazı arkadaşlarım gibi mesela Avustralya’da yapsaydım her şey çok farklı olurdu. Bu kadar fedakarca çalışmanın karşılığı bu olmamalıydı diyorum. Ancak ülkeme duyduğum sevgi tüm olumsuz düşünceleri kafamdan silmeme yardımcı oluyor.
-Riske girer misiniz?
Bu işe başlamak bile riskti. Tüm yatırımımı borçla gerçekleştirmiştim. Fakat başarıya duyduğum inanç sonsuzdu. Ve başardım.
Hayali bir çiftlik kurmak
-13 yaşından itibaren çalışmışsınız? Var mı hayatta kaçırdıklarınız? Hayaliniz ne? Hayallerimi hep ileriye erteledim. Çok sevdiğim halde sadece bir kez balık tutmaya çıkabildim. Pek çok kişinin hafta sonunda yaşadığı rutini bile neredeyse gece gündüz çalıştığım için ancak emeklilikte görebileceğim. İleride bir çiftlik kurmak istiyorum. Geri dönüşümle üretilen eserlerin olduğu bir çiftlik. İnsanların gelip emeklerini sergileyecekleri ve bunu satışa sunacakları bir çiftlik. Hedefim doğayı koruyarak hayatta bir iz bırakmak.
-5 yıl sonra nerede olursunuz?
Belki bir yelkenlide belki de bir atın sırtında. Uzun vadeli planlara karşıyım. Maalesef ya geçmişte kalıyoruz ya da sürekli geleceğe dair hayaller kuruyoruz. Günümüzü yaşamıyoruz. Anı kaçırıyoruz.
Krizden yatırımla çıkacak
-2013 yılını sektörünüz açısından değerlendirir misiniz? Krizin etkilerinin sürdüğü 2014 yılı için yatırım planlarınız var mı?
Dövizdeki dalgalanma sektörümüzü de çok olumsuz etkiledi. Her şey yüzde 30 zamlı. Ayakta kalmak için büyük çaba gösteriyoruz. Devletimiz tüm zorluklarına rağmen bir iş kurup Kıbrıs’a değer katan iş insanlarına sahip çıkmak, sektörümüzü korumak yerine kendi çıkarına göre izinler vererek haksız rekabete yol açıyor. Mesela casinolarda yemek ve içki bedava veriliyor. Yasalar bizim mekanlarımızda sigarayı yasaklıyor. Casinolarda ise 24 saat içilmesine izin veriliyor. Bir yasak koyuyorsan bu gerçekten herkese yasak olmalı. Görüldüğü gibi bu kaotik sistemden beslenen birileri var ve bu nedenle sektör için doğru adımlar atılmıyor. Şartların bu şekilde kötüye gitmesi nedeniyle bu krizin ardında geride bir tek casinolar, fast-food restoranlar, sandviççiler ve her köşeye açılmasına izin verilen meyhaneler kalacak. Biz krizden kaçış için kar marjı yüksek yatırımlara dönmeyi planlıyoruz. Tabii ki yine bu sektörde. Türkiye’nin bilindik ve çok önemli bir markasıyla görüşüyoruz. İmza için de son aşamaya geldik. Müjdeyi yakında vereceğiz.
-Hükümetten beklentileriniz nelerdir?
Her sektörü ciddiye alıp, sektörün lokomotifi sayılan işletmelerle bire bir görüşmelerini bekliyorum. Sektörün ne durumda olduğunu inceleyip, bunları analiz etmeleri gerekiyor. İrade ve eşitlik bekliyorum. Karşısındaki vatandaşı, sektör temsilcilerini kayda alan kurumlar istiyorum. Ama bunların hiç biri olmuyor. Her dönem herkesin derdi biraz daha o koltukta kalabilmek.
***
Yamaç paraşütü yapıyor

-Başarınız: 7 yaşındaki kızım Sahra. Ve 10 yıl önce günde 3 paket içtiğim sigarayı bir gecede karar verip bırakmak.
-Hayal kırıklığınız: Ülkemin yanlış yönetilmesi.
-Mutluluğunuz: Kızım Sahra.
-Endişeniz: Hayatta birilerine muhtaç olmak.
-Sevdiğiniz mekan: Kendi mekanlarım. Ayrıca Kozan Selvilitepe.
-Hobiniz: Yamaç paraşütü yapıyorum.
-Giyim tercihiniz: Spor giyinmeyi severim. Tercihim Ramsey ve Terranova.
-Son okuduğunuz kitap: Sokak Kedisi Bob ve Serenad.
-Tatil: Son 2 senedir pek zaman bulamıyorum. En son Beyrut’a gittim. Daha önce Avrupa’yı gezdim. Arjantin ve Brezilya’ya kadar pek çok ülkeyi ziyaret ettim.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar