AB Halen Kıbrısı Tek Yanlı Yargılıyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Türkiye

AB Halen Kıbrısı Tek Yanlı Yargılıyor

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu açıklanan AB ilerleme raporunda Kıbrıs konusunda halen taraf olarak, son derece tek yanlı yargılarda bulunduğuna işaret ederek, Türkiye'nin iç gelişmeleriyle ilgili bazı hususlarda da tek yanlı ifadeler olsa da raporun trene ivme katması bağlamında olumlu olduğunu kaydetti.

Kanal 7'de yayımlanan "İskele Sancak" programına konuk olan Davutoğlu, gündemdeki konuları değerlendirdi.


Davutoğlu, açıklanan AB ilerleme raporuna ilişkin olarak, Türkiye'nin üyeliğinin sürekli engel konularak ilerlenen zor bir süreç haline dönüştürüldüğünü söyledi.

22. faslın açılmasıyla son 3 yıllık durağanlığın önüne geçildiğini dile getiren Davutoğlu, trenin durması gibi bir senaryodan bahsedilirken, bunun engellenmiş olduğuna dikkati çekti.

Türkiye'nin arzusunun 23 ve 24. fasıllarının da bir an önce açılması olduğunu bildiren Davutoğlu, bu konuda birçok AB üyesi ülkenin devrede olduğunun ancak en büyük etkiyi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi'nin yaptığının altını çizdi.

Bakan Davutoğlu, vize konusunda gelecek günlerde bazı hareketlenmelerin olacağını da sözlerine ekledi.

Davutoğlu, Ortadoğu'daki gelişmelere de değinerek, Türkiye'nin artan etkisinden rahatsız olan dış unsurların bulunduğunu vurguladı. Davutoğlu, Türkiye'de de muhalifler tarafından kimyasal silah üretildiğine ilişkin haberler yapılması yönünde dışarıdaki gruplardan sipariş verildiğini anlattı.

Bakan Davutoğlu bu konuda ellerinde belgeler de olduğunu ifade ederek, "Belli ajanslar var ki son üç yıldır ürettikleri her haber yönlendirilmeli. Bunun bazıları İran, bazıları da İsrail ajanslarıdır" dedi. Davutoğlu, meselenin Türkiye'yi zan altında bırakmak olduğunu vurguladı.

SURİYE KONUSU

"Suriye'de kedi köpek eti yeme fetvası"na ilişkin haberler hatırlatılarak, bölgedeki insani duruma ilişkin değerlendirmesi istenen Davutoğlu, son 2,5 yıldır bu ülkeden gelen haberler sebebiyle rahat uyuyabildiği bir tek gece olmadığını anlattı. Davutoğlu, gerek mültecilerin kendilerine aktardıkları, gerekse kaynaklardan gelen bilgilerin insanı bazen insanlığından utandırdığını belirterek, bu nedenlerle insanlık vicdanını harekete geçirmeye çağırdıklarını ifade etti.

Suriye'deki insani boyuta ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden bir karar bile çıkartamadıklarını anlatan Davutoğlu, bütün yükün Türkiye'nin omuzlarına yüklenmek istediğini dile getirdi. Ahmet Davutoğlu, "Bu zulüm ne kadar erken aşamada dursaydı, o kadar çok kardeşimiz şu anda yaşıyor olacak, alandaki radikalleşme de mümkün olmayacaktı. Ama dünya bunu seyretti" diye konuştu.

Davutoğlu, hiçbir etnik köken ayrımı yapmaksızın, "bölgede nasıl yardım yapabilirim" diye uğraştıklarının altını çizdi.

Türkiye'nin Suriye konusunda tavrından dolayı yalnız kaldığına ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Davutoğlu, 10 ay boyunca Beşşar Esed'i ikna etmek için uğraştıklarını hatırlattı. Esed'in bir taraftan kendilerini idare ederek, diğer taraftan halkı ezmeye yöneldiğini anlatan Davutoğlu, olaylar belli bir aşamaya kadar gelip de mülteciler kapıya dayanana kadar, diplomasiyi sonuna kadar kullandıklarına işaret etti.

Davutoğlu, bir tek Suriye mültecisi Türkiye sınırına geçtiğinde meseleye dahil olunduğunu bildirerek, "Sınırları kapalı tutsaydık bütün dünya bizi kınardı, kendi kredimizi tüketirdik ve bizi tenkit eden muhalifler bu kez 'Esad ile dostluğun nedeniyle kapıları kapattın' derdi" ifadesini kullandı.
Türkiye olmasaydı, Suriye halkının gelecekle ilgili hiçbir umudunun kalmayacağının altını çizen Davutoğlu, Türkiye'nin bir umut kapısı olduğunu söyledi.

"BÖYLE BİR ELEŞTİRİ HİÇBİR ZAMAN OLMADI"

Wall Street Journal gazetesinde yer verilen bir habere göre, ABD Devlet Başkanı Barack Obama'nın mayıs ayında Beyaz Saray'da gerçekleşen görüşmede, Türkiye'nin radikal unsurlara yardım ettiğine yönelik şüphelerini ilettiği iddialarını da değerlendiren Davutoğlu, "Türkiye'ye yönelik böyle bir eleştiri hiçbir zaman olmamıştır" diye konuştu.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Teröre Karşı Küresel İşbirliği'nin eşbaşkanlığını yaptığını hatırlatan Davutoğlu, teröre herkesin değişik şekillerde göz yumduğunu ancak terörle mücadele konusunda Türkiye kadar kararlı ikinci bir ülke olmadığının altını çizdi.

Bakan Davutoğlu, kriz ne kadar uzarsa, radikalleşmenin de o kadar artacağını ve radikal grupların alan açmaları ihtimalinin artacağını kaydetti.
Beyaz Saray'daki görüşmede konunun Suriye bağlamında tehditler konuşulurken gündeme geldiğini belirten Davutoğlu, şunları söyledi:

"Türkiye kendi yakınında böyle bir yapıya niye ve nasıl izin versin? Bundan en büyük zararı biz görürüz. Çözüm süreci öncesinde PKK ve PYD unsurlarının çatışmalara girmeleri esnasında Türkiye boyutu işlenmeye çalışılmıştır. Bu da söz konusu değil. Biz hiçbir şekilde Kürt kardeşlerimizi tehdit olarak görmeyiz ama teröre bulaşan herkesi tehdit olarak görürüz."

Kasım ayında Cenevre 2 Konferansı'nın toplanacağını, salı günü de Londra'da "Suriye'nin Dostları Grubu"nun bir araya geleceğini anlatan Davutoğlu, ortak bir pozisyon belirlemeye çalışılacağını ifade etti.

Davutoğlu, Türkiye'nin diğer ülkelerden farkının Suriye ile 911 kilometrelik bir sınıra sahip bulunması olduğunu anlatarak, kimyasal silahlarla ilgili süreç işlerken derhal ve süratle uluslararası hukuka aykırı bütün unsurların durdurulması ve Cenevre 2 sürecinin hemen devreye sokulmasını arzu ettiklerini vurguladı.

BALİSTİK FÜZE

Çin'le imzalanan balistik füze anlaşmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Davutoğlu, şu anda Türkiye'ye resmen bu konudaki gelişmeyi merakla veya tedirginlikle soran iki ülkenin ABD ve Fransa olduğunu anlattı. "Onların da sormalarından daha doğal bir şey yok. Çünkü ilk üçe giren diğer iki şirket ABD ve Fransa şirketidir" diyen Davutoğlu, ihalenin son derece şeffaf bir şekilde yapıldığını belirtti.

Türkiye'de üretim, fiyat ve süre konusunda optimizasyon yapıldığını ve nihai kararın da verilmediğini anlatan Davutoğlu, "İhtiyaçları karşılayan yeni tekliflerle gelinirse neden olmasın. Herhangi bir ön yargıyla bu karara varılmış değil ki. Aksine son derece objektif kriterler ortaya konuldu ve bu neticeye gelindi. Bunun değişmesi isteniyorsa o zaman Türkiye'nin talepleri dikkate alınmalı" yorumunda bulundu.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar