Ne onunla olunur ne onsuz! (Kırk yıllık belalımız işte!) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 30, 2024
Köşe Yazarları

Ne onunla olunur ne onsuz! (Kırk yıllık belalımız işte!)

Bazen   “hadi canım der burun kıvırırız!”  “Uğraşacak düşünecek sorun mu kalmadı” cümlesinin içine koyar düşüncelerimizden uzaklaştırırız. Belki de haklıyız.  Çünkü:   Bu siyasi sorun dediğiniz popülizmle yürümüyor!
İnsanların ensesinden nemalanacakları olanakları sunmuyor!
Aşa, işe, atamalara, kredilere, kıyaklara iltifat etmiyor!
  Çocuklarınızı yakınlarınızı geçici olarak işe alacağım demiyor!
İhale işlerine, özelleştirmelere, toprak rantına, temizlik tertibe karışmıyor!
Türk Rum liderlerinin masa başı  oyuncağı haline gelmişliğine nazire,  ötesindeki kimseler ne bu oyuna katılabiliyor ne de oynayabiliyor!
Eh bu kadar kısırlığa sahip evli bir kadın olsaydı, kocası tarafından yüz defa  “boş ol” denilerek kapı önüne konurdu! Ne var ki  bizim siyasi sorunumuzun doğurmamasına karşın bir büyük marifeti vardır:  “Dokuz doğurtur!”
ANASTASİADİS SAHNEDE:  Baktım geçen hafta manşetlere çıkmış.  Hayret bir şey üstelik aklıyla konuşuyor:  Diyor ki  “müzakerelerin  sonsuz bir sürece mahkûm olmaması için bizim devreye girip konuşmamız gerekir…” “Bulunulacak çözümde kazanan ve kaybeden olmaması gerekir…”  “Ülkenin yeniden birleştirilmesi için iyi niyet ve kararlılıkla ilerlemeyi hedefliyoruz…”  “KOP’a üyelik ve üç Türk Öğrencinin Güney’deki okullarında kaptan seçilmeleri  güvensizliklerin üstesinden gelinebileceğini göstermektedir…”
Adamın ağzından bal şerbet akıyor!  Sanırsız ki  cennetin elma bahçeleri ile hurilerin kucağından daha dün çıktı…  Üstelik gülüyor, gülünce de çok sevimli oluyor!  Vesselam    “hayırdır inşallah” dedirtiyor insana! 
YA MÜZAKERELER? Masaya oturuldukta da Anastasiadis bu kadar munis mi olacaktır? Kaldı ki başladık bile sormaya:
“Birleşik Kıbrıs” tan ne anlıyor? Nasıl bir birleşme? Tam mı yarım mı?  
Sonra iki taraf eğer hepten kazanacaksa “kayıplar” neler olacak?
KISACA:  Eğer Anastasiadis  her önüne gelene dağıtmak için hemen her politikacının cebinden hiç eksik etmediği o mavi boncuklardan dağıtmıyorsa, şimdilik olumlu konuşuyor. Tabii suret’i haktan gözükmek için hiç yapmadığı iş  değil,  numara da yapmış olabilir!  Diyelim ve müzakereleri bekleyelim…          

   **********   


   KKTC’nin eksikliklerin biri:  (Önce “liderler”  “başlar” yaratılır sonra tepe tepe kullanılır!)
Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası bugün okullarda öğretmenlerin oylarına açık bir referandum yapacak: “Mevcut Yönetim Kurulu görevine devam mı yoksa tamam mı”  kararlarını öğrenmek için… Kısaca öğretmenlerden güven isteyecek.
Aslında güzel bir olay. Uzun zamandır kendini bu tip  “demokratik teamüller içinde”  ortaya koyan bir sendika görmedikti. Sekiz Yönetim Kurulu üyesinin istifasının neden olduğu bu gelişme bize  çoktan unuttuğumuz halk iradesini de hatırlattı. Ki bizden uzaklarda da olsa benzer bir uygulamayı Türkiye’nin CHP’nin de gördüktü. Adaylarının büyük kısmını ön seçimle saptadı.     KKTC’NİN EKSİĞİ: Yönetenlerle yönetilenler arasında böylesi  “güven artırıcı”  önlemleri geliştirmek gerekir.     Oysa “demokrat” bir toplum olduğumuzun iddialarına karşın “otoriteyi” seven bir toplumuz… Nitekim siyasi partiler bünyelerinde de  STÖ’leri ile Kurumlarda da genellikle   bir “lider”  yahut  bir “baş” yaratılır,  sonra “hadi bizi yönet” denir!  Yok,  “yönetilmekten çok hoşlanıldığı  için  değil!” Aksine  “yönetemediğini görüp canına okuma fırsatı yakalamak için!”
Siyasi partilerin bünyelerinde   böylesi “kumpaslarla  üzerlerinde  oyunlar oynandığı için  yenik  düşmüş  çok harap ve bitap  “liderlerle başlar”  vardır…     BUNA KARŞIN:  Hala  “lider ve   baş” yaratıp  her gelen siyasi iktidarın üzerine saldırtıyorlar! Hak, kanun, yetki nedeniyle değil… Yukarıda da yazdık.  Çok demokrat olmamıza karşın elini ateşe uzatacak pek az kişinin olmasından! Bunu insanlara  “otoriterlik”  bahşederek başarıyoruz!  Çünkü her zaman aslanların ağzına atacak bir kurban gerekir.
MESELA:  Elektrik kurumunun El-Sen Başkanı:  Son yılların “yaratılmışlarındandır.”  “Ödemezsen elektriğini keseriz”  ha demek için bir,  ne zaman özelleştirme ile özelleştirmeler gündeme gelse kükremek için iki!
Fakat gitgide Kantarın topuzu kaydıkta adam bu kez kendine muhalif kim varsa onun açığını yakalayıp medyada ayazlatmak için başlar uğraşmaya!  Ne yargı ne  Elektrik Kurumu ile abonesi arasında olması gereken kanunlarla saptanmış ilişki!  Kişinin hukuku ise bunlar   doğru veya yanlış medyada ayazlatılıp aboneler teşhir edildikten sonra devreye girerler…
MESELA:  KTFF’nin başı olan Sertoğlu da öylesi  “yaratılanlardandır.”  O kadar güçlüdür ki  “Sporla ilgili Siyasi Makamın yetki ve sorumluluklarını ki Devleti temsil eder,  dikkate almadan Türk Fotbol Federasyonu’nu KOP’un bir alt kümesi yapmak için uğraşır sonra da “siz bana karışamazsınız”  der.
PEKALA:  Nerden alır bu yetki ile gücü?  “Aslanın ağzına atacak insanı bulup tepe tepe kullananlardan! Ki onlar, eğer KOP’a dahil olurlarsa ‘Kıbrıs Türk Futbolu dünyaya açılırken  biz de  dünya futbolcuları ile tanınmış kulüpleri’  olacağız diye düşünenlerle;  siyasi iktidar erkini parçalamak isteyenlerdir!” 
SENDİKALARA GELİNCE: Seçilmişlerin  (seçilmelerine karşın) tüm üyelerini temsil ettiklerine inanmıyorum. Nitekim 8 Yönetim Kurulu  üyesi KTOEÖS’ün “otoriter ve anti demokratik”  tutumlar içindesiniz diyerek istifa ettilerdi. Olumlu ve anlaşılırdır dediğim bir referandum kararı ile   “hele bir de öğretmene soralım sizinle ayni görüşte midirler” diyerek tutun ki “işte demokrasi böyle çalıştırılır” ispatını verdiler… Güzel bir  “ilk” diyelim.
     **********
Kısaca takıldığım:  (Bitmeyen su kesintileri)  

Geçmişte de su kesintileri çok olurdu. Neyse ki Güzelyurt’tan ta en uçtaki Mağusa’ya borular döşendikten sonra bu kesintiler en aza düştü. Fakat son bir aydır  gene başladılar! Eskiden suyun  kaç gün kesik kaldığını hesaplarken, şimdi ayda kaç gün aktığının hesabını yapıyoruz! Çünkü çeşmeler akmıyor!
Bazı sorunlar  vardır tek kelime ile izah ettiğinizde herkes şıp diye anlar:  “Rezalet”  mesela! Nitekim:
Haber de verilmiyor  yahut uyarılar o kadar cılız ve yetersiz oluyor ki  kimse işitip öğrenemiyor! Ta ki depolar boşanıp  “Ooo, sular da kesik” diye şaşırasınız!     Neymiş bu kesintilerin nedeni?  “TC’den gelecek suyun dağıtımı ile döşenen borulardan kaynaklı kesintiler!” Mağusa en uçta ya! Nerede bir çalışma olsa ilk piyango Mağusa’ya çıkar! Zaten kent dökülüyor, al sana bir de akmayan çeşmeler! Ne dedik?  Tam  rezalet!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar