Sonunda söyleyeceğimi başında söyleyeyim. Olabilir mümkündür. Hele bizim gibi öğrenci sayısının az olduğu ülkelerde iyi bir planlama ile mümkün olabilir. Eğitimde ileri gitmiş birçok batılı ülkede bu mümkün olduğunu göre bizde niye olmasın?
Türkiye ciddi bir şekilde bu konuda çabalarını sürdürüyor. İlköğretimden ortaöğretime geçişte geçmişte yapılan Seviye Belirleme Sınavlarını kaldırdı. Üniversiteye girişte yapılan YGS ve LYS gibi sınavlardan da kurtulmak için çareler arıyor. Çok ciddi çalışmalar olduğunu ve önümüzdeki iki yıl içerisinde Türkiye’de de LYS ve YGS gibi sınavların ortadan kalkacağı tartışılıyor. Uzmanlar en doğruyu bulma adına yoğun bir şekilde tartışıyor. Kısacası Türkiye hem ilköğretim hem de ortaöğretim düzeyinde kademeler arası geçişi merkezi sınav anlayışından kurtarmaya çalışıyor. Çok daha objektif kriterler ile çocukları bir üst kademeye geçirebilmenin yolları aranıyor. Dershanelerin kapatılma konusu da bu projenin bir parçası olarak karşımızda duruyor. Özellikle Avrupa’da bu merkezi ve çoktan seçmeli sorulardan oluşan anlayış uzun yıllar önce terk edilirken, Türkiye bu konuda adımlar atarken biz ne yapıyoruz diye kendi kendime soruyorum.
Hakkını yememek gerekiyor ki uzun bir aradan sonra KKTC Milli Eğitim Bakanlığı da kademeler arası geçişlerde yaşanan sorunları gidermek için bazı çalışmalar başlattığı ve yaşanan kaosun ortadan kaldırılmaya çalışılacağını öğreniyoruz. Yeni öğretim yılında meslek liselerine girişlerin sınavsız olacağı ve 8’inci sınıf sonunda öğrencilerin tercihleri doğrultusunda meslek liselerine yerleştirileceği belirtildi. Burada öğrenciler yerleştirilirken öncelikle diploma dereceleri, bunun yanında başka kriterlerin de ele alınabileceği üzerinde tartışmaların devam ettiğini söyleyebiliriz.
Uzunca bir süredir bu satırların yazarı olarak okuldaki başarının ve bunun yanında diğer başka objektif kriterlerin değerlendirmeye alınarak kademeler arası geçişlerin yapılmasını savunduk. Okulun önemsizleştiği, eğitimin okul dışında kaydığı bir eğitim anlayışının bize kazandıracağı kaos ve fırsat eşitsizliği olduğunu bugüne kadarki uygulamalardan anlıyoruz.
Önümüzdeki öğretim yılında meslek liseleri için uygulamaya konulacak sınavsız giriş imkanı, gelecek yıllarda hem genel liseler hem de kolejler için de uygulamaya konulması gerektiğini vurgulamakta yarar vardır. 9’uncu sınıftan itibaren gençlerin meslek liselerine gidebilecek olması, öğrencilerin bugüne kadar 9’uncu sınıflarda yaşanan karmaşadan da kurtulmasını sağlayacak. Bütünlemenin bütünlemesine kadar varan, özel bakanlar kurulu kararları ile eğitime müdahale etme imkanı yaratan 9’uncu sınıf kabusu da yakın bir zamanda da bitecek gibi görünüyor.
Sayın Arabacıoğlu, Temel Eğitim Öğretim Programlarının yazımı işlemlerinin yıl sonuna kadar bitirileceğini belirtmişti. Yeni öğretim programlarının(müfredat) bu sınavsız geçiş anlayışına göre yazılmasını umut ediyoruz. Aksi “taktirde program başka, uygulama başka” anlayışı bugün olduğu gibi eğitime hakim olacağında hiç şüpheniz olmasın. Yeni öğretim programları hazırlanırken çağdaş bir anlayış hakim olacaksa, sınav odaklı bir anlayışın da son bulması gerekiyor.
Dolayısı ile yeni öğretim yılında meslek liseleri için düşünülen uygulamanın en erken bir zamanda kolejler için de hayat bulması gerekiyor. Siz bu satırları okurken Kolej Giriş Sınavı’nın finali dün yapılmış ve kolejlere giren 330 kişi belli olmuştur. Geriye kalan ve sistem tarafından başarısız diye tanımlanan yaklaşık bin kişinin bu adaletsiz bir şekilde genel ortaokul programlarına gönderilecek olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir sorundur.
Bu ülkenin eğitim sisteminde kademeler arası geçişler yıllardır sorun olmaktadır. Bu konuya da bilimsel çareler üretmek, her hükümetin görevi olsa gerek…
Aksi takdirde daha birçok gencimizin bundan önce olduğu gibi, yanlış yönlendirmeler nedeniyle yanlış eğitim almasına ve yanlış meslekler seçmesine neden olacaktır.
