KADINLARDA YAŞLA GELEN DEĞİŞİM – 2
Kadın beyni erkek beyninden daha yavaş yaşlanıyor.Kadın beyninde ‘dopamin’ seviyesi daha yüksek olduğu için,kadınlar dikkatlerini daha çabuk toparlayabiliyor.Ayrıca kadınların tat ve koku duyuları erkeklerden daha yüksek. Kadın ve erkek beyni arasındaki farklardan sadece birkaçı bunlar. Farklar ne olursa olsun her iki cinste de 30’lu 40’lı 50’li yaşların, beyin hücrelerinin yeteneklerinin geliştiği, yeterince ve doğru kullanıldığında beynin en ileri olgunluk düzeyine eriştiği dönem olduğunu belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yunus Aydın, “Beyin nöronlarının birbiriyle karmaşık, girift iletişime girebildiği, kullanana göre harika sonuçlar verdiği bir dönemdir. Yeteri kadar çalışınca piyano virtüözü düzeyine eriştirir ya da sirk cambazı olabilecek yeteneklere ulaştırır. Doğru kişiye, doğru yerde ve doğru zamanda yeterli bilgileri yüklediğinizde bir Einstein çıkması mümkündür” diyor.
Unutkanlık başlıyor
Bazı unutkanlıklar 30-50 yaş arasında da sinyallerini vermeye başlıyor. Kapıyı kilitledim mi, ocağı açık unuttum mu diye eve dönüp kontrol etme ihtiyacı duyanlar bu unutkanlıklardan bazıları. Prof. Dr. Aydın, vücudumuzun en önemli ve en kompleks organı olan beynimizin, harcanan enerjinin yüzde 20’sini kullandığını belirtirken, beyni canlandırmak için yiyip içtiklerimizden uyku düzenimize, spordan zararlı alışkanlıklardan kurtulmaya dek pek çok unsura dikkat etmemiz gerektiğini söylüyor.
Düzenli kontrol edin
Kadınların 30’lu 40’lı yaşlarla birlikte kapısını çalan davetsiz misafir kırışıklıklar, can sıkıcı olmakla birlikte günümüzde tedavi ediliyor. Hele de ilerleyen yaşlarda sağlıklı ve canlı bir cildin değeri çok daha iyi anlaşılırken, gençlikte çok da kulak asılmayan güneşin zararlı ışınlarından kaçının, solaryumdan uzak durun, sigara içmeyin önerileri her zamankinden fazla önem kazanıyor. Yaşın ilerlemesiyle beraber ciltte sarkmalar meydana gelirken, cilt altı destek dokusu gevşemeye, o istenmeyen kırışıklıklar ve lekeler belirmeye başlıyor.
MENOPOZDAKİ SAÇ DÖKÜLMESİNİ ÖNEMSEYİN
Menopoz sonrası ise ciltte kuruma belirginleşiyor ve saçların özellikle tepe kısmında dökülmeler meydana geliyor. Deri kanserine eğilim de artıyor. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilüfer Oğuz, “Deri kanserini erken teşhis edebilmek için kendimizi ayda bir kontrol etmeliyiz. Özellikle vücudumuzun herhangi bir yerinde sonradan meydana gelen benlere karşı uyanık olmalıyız ve mevcut benlerdeki değişikliklerde deri hastalıkları doktoruna başvurmalıyız” dedi.
Yenilenmenin sırrı: Uyku
Cildimizin beslenmeden uykuya, sigaradan güneşe dek pek çok faktörden etkilendiğini belirten Dr. Oğuz sağlıklı ve canlı bir cilde sahip olmanın çok da zor olmadığını vurguluyor. Cildimiz kendini gece yenilediği için günde 7-8 saat uyumak, özellikle de gece uykularına dikkat etmek gerekiyor. Sağlıklı ve dengeli beslenme ile bol su tüketimi de cilt sağlığı için son derece önemli. Dr. Oğuz “Demirden zengin yeşil sebzelerden yapılmış salata, biotinden zengin tam buğday ekmeği ve karnabahar, hem demir hem biotinden zengin besinlerimiz arasında olması gerekenlerdir” diyor.
Sağlıklı ve dengeli beslenmek şart!
Gelişen teknolojinin insanoğlunun doğal besin kaynaklarını bozarak yanlış ve zararlı beslenmesine yol açtığını söyleyen Prof. Dr. Aydın, oysa sağlıklı ve dengeli beslenerek, kalbe ve eklemlere lüzumsuz yük veren kilolara sahip olmadan, düzenli beslenmenin beyin için de şart olduğunu söylüyor.
Tiryakilerde erken kırışıklık
Sigara cildin erken kırışmasına ve lekelenmelere yol açıyor.
Dr. Oğuz, kimyasal peeling, PRP, mezoterapi ve lazer tedavilerinin cildimizin canlanmasına ve yeniden
yapılanmasına yardımcı tedavi yöntemleri olduğunu belirtiyor.
