25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

“Tarihin izlerinde Mirabel kardeşler… Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde Mirabel kardeşlerin mirasını devralan kadınlar onların anısıyla ve kelebeklerin tüm dünyaya uçuşuyla hatırlatıyor erkeklere ve erkliğe karşı kadın olmanın direngenliğini.. “
Peki ama bu günün anlamı nedir? Nereye dayanmaktadır?
Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü
Yıl 1960, yer Dominik Cumhuriyeti. 1930’da ülke yönetimini ele geçiren Rafael Trujillo diktatörlük yönetimini sürdürüyordu. Dominik Cumhuriyeti’nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve Mirabal Kardeşler olarak tanınan üç kızkardeş Patria, Minerva ve Maria Teresa, eşleriyle birlikte Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veriyordu. Patria 1960 yılının Haziran ayında Clandestine Hareketi’ni kurdu ve diğer kız kardeşler de bu harekete katıldı. Sembol haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarında ağır baskılara maruz kaldılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar. 1960 yılının Kasım ayı başlarında Trujillo ülkede iki tehlikenin varlığından söz etti: Kilise ve Mirabal Kardeşler!


Tarih 25 Kasım 1960’dı. Üç kız kardeş tecavüz edilip öldürüldüler. “Araba kazasında” öldükleri duyuruldu. Mirabal kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trujillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı. Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve Türkiye’de insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için bir sembol haline geldi. 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım’ın “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü” olarak benimsenmesini karar altına aldı. Kadına yönelik şiddet, toplum içinde ya da özel hayatta cinsiyete dayalı olarak kadının fiziksel, cinsel ve psikolojik zarar görmesi ve/veya acı çekmesi ile sonuçlanan ya da bu tür sonuçlara yol açabilecek olan tehdit, baskı ve özgürlüğün keyfi olarak engellenmesini kapsamaktadır. Şiddet hareketleri ve tehditleri, ister ev içinde ister toplumda meydana gelsin veya Devlet tarafından uygulanmış, yapılmış ya da göz yumulmuş olsun, kadınların hayatına korku ve güvensizliği sokar. Taciz dahil şiddet korkusu kadının hareketliliğine sürekli baskı yapar ve haklarına erişimini kısıtlar.


MİRABEL KIZ KARDEŞLER HAKKINDA:   Mirabel kız kardeşlerden birinin kod adının Kelebek olmasından da esinlenerek; o günden sonra bu üç kız kardeş, gerek Dominik’te gerek dünya da “Kelebekler” adıyla efsaneleştirilerek anılmaya başlarlar. Önce 1981’de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayında; 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edilir. Daha sonra 1985 yılında, BM tarafından “25 Kasım, Kadına Yönelik Şiddetin Yok Edilmesi İçin Uluslararası Mücadele” Günü ilan edilir. 1981 den bu yana dünyanın dört bir köşesinden kadınlar, efsaneleşen bu üç kelebeği anıyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, ataerkil toplumsal şiddete, aile içi şiddete, savaşa, ırkçılığa ve milliyetçiliğe, karşı; kadın dayanışmasını örüyor, seslerini yükseltiyorlar. Adeta kelebekçesine kanat çırparak uçmayı sürdürüyorlar… Pedro Mir (Dominikli şair) tarafından “Amén de Mariposas” (Kelebeklerin Amini) adlı, üç kız kardeşin katlini kınadığı şiirinde kullanıldı. Aynı dönemde, Dominik Cumhuriyeti’nde ve Amerika’da en çok satan yazar olan Julia Alvarez, Mirabel kız kardeşlerin hayatını anlattığı romanını In the Time of The Butterflies (Kelebekler Zamanı) yayımladı. Ve bu kitap, Mirabel kız kardeşlerin kelebekler olarak tanınmasına neden oldu. 2000 yılı 25 Kasım’ında Mirabel Kardeşlerin cesetleri doğdukları köye kadın örgütleri tarafından taşındı. Kadınlar hayatın her alanında şiddete maruz kalıyor. Dün de bugün de…
—————————————————————————————————————–
GÜNÜN SÖZÜ:Kadınlar, çenelerini kapatıp, bacaklarını açmak zorunda değildir!
(Emma Goldman
Kuzey Kıbrıs’ta “şiddet” ürkütücü boyutta!
Yapılan bir araştırmaya göre, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan kadınların %73,8’i psikolojik, %64,4’ü fiziksel ve %6,9’u cinsel şiddete maruz kalmıştır.
Ayrıca, Kuzey Kıbrıs’taki kadınların %4’ü hayatları boyunca en az bir kez tecavüze uğramıştır.Eşlerinden şiddet gören kadınların sadece %2,6’sı en az bir defa bu sebepten ötürü polise başvurmuştur.
Ülkemizde bu anlamda önemli hareketler var. Bu bağlamda Lefkoşa’da “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” dolayısıyla “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Ses Çıkar” yürüyüşü düzenlendi.“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Platformu” önderliğinde ve Lefkoşa Türk Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen yürüyüş, Lefkoşa’da Dereboyu’nda gerçekleştirildi. Dereboyu çemberinde toplanan örgütlerin temsilcileri, ellerindeki meşalelerle yürüdü ve “kadına yönelik şiddeti” protesto etti.
KTÖS, Feminist Atölye, Feminist Öğretmen İnisiyatifi, Kıbrıs Dem Genç Kadın, KUİR Kıbrıs, Envision Diversity, YKP Fem, Mesarya Kadınlar İnisiyatifi, CTP Kadın Örgütü, TDP Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, MHD, Kıbrıs Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, BKP Kadın Meclisi, DAÜ-SEN, DAÜ BİR SEN, Tabipler Odası, MAGEM ve MAKAMER’in destek verdiği yürüyüşe, LTB Başkanı Mehmet Harmancı, bazı milletvekilleri ile sendikaların temsilcileri de katıldı.
———————————————————————-
Erkeğe Mektubumdur
Ey Adem
İtaatsiz Lilith seni terk edeli
Kaburgandan sadık Havva yaratıldığından beri
Seninle aynı yolun yolcusuyum.
Kendi tarihimin, kendi kavgamın girdabındayım.
Korkma, sığarsın yanımda senin için sakladığım hayata.
Bu koca dünyada sana da yer var, bana da.
Atmaya çalışmam yoldaşımı ardıma.
Kadınım, tarlada, bankada, fabrikada, evde, hapiste, genelevde.
Severken, öperken, iterken, kaçarken vazgeçemediğinim.
İnsanım, dişimle, tırnağımla, bedenimle, emeğimle, aklımla varolanım.
Ardına sürsen de, önüme geçsen de, eve gizlesen de, düşman olmayanım.
Kızarım, küsmem.
Deliririm, pes etmem.
Yorulurum, vazgeçmem.
Korkarım, kaçmam.
Çocuğum, kadınım, anayım, insanım.
Aynı dalganın yolcusuyum vardığın limanların.
İtelediğin, ötelediğin, yolumdan çevirdiğin, taptığın, yattığın, battığın, sattığın, ağlattığın, güldürdüğünüm.
Bilmezsin, sen olur kanına karışırım.
Senden öte bir s-ben yaratırım.
Kıbrıslı, Afganlı, İranlı, Afrikalıyım
Peçe takar, yemeni bağlar, saçımı kaderime kalkan yaparım.
Mini giyer, çarşafa girer, çocuk bakar, çizilen bir kaderle durmadan savaşırım.
Sarıyım, beyazım, siyahım, Akdenizliyim.
Dövdüğünüm, sövdüğünüm, sevdiğinim.
Şiirin, rüyan, hevesin, hayalin, sana seni tanıtanım.
Gidemezsin, dönemezsin, kaçamazsın.
Ben sensiz, sen bensiz kalamazsın.
Zorlarım mayınlarla döşenmiş sınırları.
Yaşarım kelebek kanadında bir hayatı.
Taç yaparım saçlarıma gökteki yıldızları.
Toplarım cam kırıkları arasında bakışlarımı.
Düşlerim kanlanır, bileklerim kesilir, dönmem yolumdan.
Kadınım, önce insanım.
Tarihimi terimle, kanımla, acımla, sevdamla yazarım…
b.b.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar