Zafer Anıtı (Ulus Heykel) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe YazarlarıSürmanşet

Zafer Anıtı (Ulus Heykel)

Şenay ÇelikkayaŞenay Çelikkaya

Ankara’da Ulus denince aklımıza ilk önce atlı Atatürk heykeli diye bilinen ‘Zafer Anıtı’ gelir. Ankara Metrosundan Ulus durağında indiğinizde çıkış tabelalarına baktığınız zaman ‘Heykel’ diye hemen görürsünüz. Heykele vardınız mı artık işiniz kolaydır gideceğiniz her yere rahatça ulaşırsınız. En kolay buluşma noktasıdır. “Ulus’taki atlı Atatürk Heykelinde atın hangi ayağı havadadır?” sorusu çok bilindik bir espri gibidir ve heykeli kafanızda canlandırmaya çalışırsınız: “Acaba hangisiydi? Sağ, sol, ön?” bir türlü bu ayrıntıyı anımsamıyor olabilirsiniz. Oysa bu heykelde atın dört ayağı da sapasağlam yere basmaktadır. Bu soruya Ankara’da yaşayanlar bile doğru yanıt veremiyor. Beynimizin yanılması, genellikle atlı heykellerde, atın şaha kalkmış şekilde tasvir edilmesine alışık olmamızdandır. Gelin birlikte Zafer Anıtı’nı tanıyalım.

Atatürk, zaferler kazanmış büyük bir komutan olduğu kadar, sanatın birleştirici ve kaynaştırıcı rolünü çok iyi bilen eşsiz bir devlet adamıydı. Cumhuriyet döneminde, Kurtuluş savaşını ve devrimleri simgelemek ve kentlerimize çağdaş bir görünüm kazandırmak üzere anıt heykellerin yapılmasını istemiştir. Böylelikle uygarlığın bir göstergesi olarak kabul ettiği heykel sanatını da toplumla kaynaştırmayı amaçlamıştır. Zafer Anıtı, Mustafa Kemal hayattayken yapılan Atatürk heykelleri arasındadır. 1926 tarihinde İstanbul Sarayburnu’na dikilen bronz Atatürk heykeli ilk anıttır. 1925 yılında Yenigün Gazetesi öncülüğünde, o dönem adı Hâkimiyet-i Milliye olan bugünkü Ulus Meydanına yapılacak Atatürk heykeli için bir yarışma açılmıştır. Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel’in projesi beğenilerek yapımına başlanmış ve 24 Kasım 1927 Perşembe günü yapılan bir törenle açılmıştır. Yenigün Gazetesi, heykelin yapımı için yurt genelinde bağış kampanyaları başlatmış ve Zafer Anıtı, vefakâr Türk halkının maddi katkılarıyla Ulus Meydanına dikilmiştir.


Başkumandan  yüksek bir mermer kaidenin tepesinde, at üzerinde hücuma geçmiş bir asker olarak geleneksel pozda değil; ileriyi gören bir önder olarak canlandırılır. Yan yüzünde stilize edilmiş iki kurt başı vardır. Ön yüzünde bir eliyle arkadaşlarını savaşa çağıran, diğeri ufku gözleyen iki Türk Askeri canlandırılmıştır. Gövdenin sağ yüzünde, kabartma Atatürk ve arkadaşları Başkumandanlık Meydan Savaşı’nda tasvir edilirken; sol yüzünde şanlı Türk Bayrağı’nı selamlayan istila ordusu canlandırılmıştır. Gövdenin üst kısmında “Ordular, İlk Hedefiniz Akdeniz’dir, İleri! Dumlupınar 1922” yazılıdır. Arkada devrilmiş bir çınar ağacı Osmanlı İmparatorluğu’nu ve onun gövdesinden fışkıran genç bir fidan yeni Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eder. Arka yüzde mermi taşıyan kadın figürü, Türk kadınlarının Kurtuluş Savaşı’ndaki kahramanlığının bir hatırasıdır. Kaidenin ön tarafında Namık Kemal‘in Vatan Mersiyesinde her kıtada geçen “Yoğimiş kurtaracak bahtı kara mâderini”  ifadesine ithafen Atatürk’ün sözü yer alır; “Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara mâderini.”

Araştırmacı gazeteci Sunay Akın’ın Zafer Anıtı ile ilgili yazdıkları oldukça ilginçtir. Akın’ın anlatımına göre heykeltıraş büyük bir hata yapmış ve askerler başlarındaki miğferlerle ve üniformalarıyla Alman askerleri olarak tasvir edilmiştir. Sunay Akın Türk askerlerinin miğferleri olmadığını belirtiyor. Açılışa gelen Atatürk’ün bu hatayı gördükten sonra, herkes ne diyeceğini endişe ve korkuyla beklerken gidip heykeltıraşın elini sıkıp : “Sizi tebrik ederim beyefendi. Mehmetçiği hep görmek istediğim çağdaş, modern kıyafetler içinde yapmışsınız!” diyor. Yazarın bu iddiasının gerçek olmadığını savunanlar var çünkü Atatürk bilerek Türk askerleri yerine Alman askerlerini anıt kompozisyonunda asla kabul etmezdi deniyor. Ayrıca Kurtuluş Savaşı boyunca Türk Ulusu yokluk ve yoksulluk içindeydi, ordunun eksikleri vardı ama ‘Türk askerinin üniforma ve miğferi yoktu’ gibi bir ifadenin haksızlık olduğu belirtiliyor. Emekli Albay Dr. Suat Akgül, bu konuda aslında hatanın askerler değil de tasvir edilen at ile alakalı olduğunu anlatan bir makale yazmıştır. O günkü gazete kupürlerini referans göstererek Atatürk’ün aslında açılışa gitmediğinin de altını çiziyor. Zafer Anıtında tasvir edilen Atatürk’ün en sevdiği atı Sakarya’dır. Sakarya bir kısraktır ama heykelde aygır yani erkek at olarak tasvir edilmiştir. Atatürk’ün açılıştan önce gidip heykeli görüp incelediği; bu hatayı fark edip çok üzüldüğü ancak bir sanat eseri olduğuna vurgu yaparak konunun kapanmasını sağladığı anlatılıyor. Buna göre Mustafa Kemal bir hayvanın hatırasına saygı duyduğu için kendi adına yapılan bu anıtın açılışına katılmamıştır. Bu sadece bir hayvana saygı değildir. Dişi bir varlığa da saygının ifadesi olarak yorumlanmaktadır. Sakarya’nın Atatürk’ün hayatında ayrı ve özel bir önemi daha vardır. Bu atı Latife Hanıma evlilik hediyesi olarak vermiştir. Evlendikten sonra da Sakarya’ya binmeye devam etmiş, Latife Hanım ile boşandıktan sonra ise bu at yeniden Mustafa Kemal’e verilmiştir.

1963’te Ulus’a düşen uçaklar şans eseri Zafer Anıtı’na zarar vermemiştir. Atatürk Heykeli tüm heybetiyle Ulus meydanda sizi karşılar ve uzun uzun hayranlıkla bakmaktan kendinizi alamazsınız. Çevresine doluşan güvercinler ayrı bir güzellik katar anıta. Önünde durup, 360 derece Ulus’a bakabilirsiniz.  Dr. Aylin Tekiner Atatürk Heykelleri adlı kitabında: “…Heykeller, aynı zamanda kamusal mekânlara nizam veriyor, kentin merkezini belirliyorlar.” İfadesini kullanmıştır. Zafer Anıtı işte bunun bir kanıtıdır. Ulus ve kısaca ‘Heykel’ olarak ifade edilen Zafer Anıtı ayrılmaz bir bütündür.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
1
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar