Cumhuriyet Meclisi’nin önceki günkü arazi tahsisi gerginliği dün de yansıdı. UBP içerisinde arazi tahsisine karşı isimlerden Zorlu Töre Meclis’e gitmedi. Ersin Tatar ise genel kurul salonunda patladı
TATAR İÇİNDEN ÇIKTI: UBP Milletvekili Ersin Tatar, Özkan Yorgancıoğlu’nun arazi tahsisleri ile ilgili konuşması sırasında UBP’yi suçlaması üzerine adeta içinden çıktı. Tatar yerinden bağırarak, “Ben de arazi kiralanmasına karşıyım. Bu konunun altında kaldık ezildik. Yeter artık, benim alnım açıktır. Biz böyle bir şeye onay vermedik” dedi
Bertuğ TOPAL
Cumhuriyet Meclisi’nin önceki günkü gergin toplantısının ardından dün de yine nispeten gergin bir toplantı yaşandı.
Dün gerçekleşen toplantıda tartışmaların içerisinde bulunan Maliye Bakanı Serdar Denktaş ve CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman Meclis’te bulunmasa da diğer milletvekilleri hükümetin üniversite yapılması için Denktaş ailesine tahsis edilen araziler konusunu işlemeye devam etti.
UBP’de ciddi rahatsızlık var
Cumhuriyet Meclis’i öncesinde ülke gündeminde ciddi yer alan arazi tahsisi konusunda ciddi rahatsızlık bulunuyor. UBP’li milletvekillerinin çoğunluğu bu arazi tahsislerine karşı çıkarken, parti içerisinde erken seçim dillendirilmeye başlandı.
Töre yer almadı
Özellikle arazi tahsisleri ile ilgili Ulusal Birlik Partisi içerisinde karşı duruşunu kesin bir dille ifade eden UBP Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre dünkü Cumhuriyet Meclisi oturumuna katılmadı.
Yoklamada Zorlu Töre mazeretli olarak gösterildi.
Yorgancıoğlu: Talan hükümeti
CTP milletvekili Özkan Yorgancıoğlu, “Hükümetin adaletsiz uygulamaları” konulu konuşma yaptı.
Yorgancıoğlu, hükümeti “talan hükümeti” olmakla suçladı.
Anayasa’dan maddeler okuyan Yorgancıoğlu, milletvekillerinin başka bir iş üstlenemeyeceğinin buradaki yasalarla açık ve net olarak belirlendiğini belirtti.
Bazı yasalardan maddeler okuyan Yorgancıoğlu, milletvekillerinin ihaleye ve devletle ilgili ticari ilişki içine giremeyeceğinin belirlendiğini kaydetti.
Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olarak, bankalar, geçici işçi alımı, CAS gibi konularda hükümetin talan yaptığını iddia eden Yorgancıoğlu, eşitlik ilkelerine aykırı icraatlar yapıldığını savundu.
KIB-TEK’in borçlarının bağışlandığını, izaz ikramların geçmişe göre 7 katına çıktığını, düzensiz şekilde vatandaşlık dağıtıldığını savunan Yorgancıoğlu, “Hükümet, devlet kaynaklarını talan ediyor” dedi.
Yorgancıoğlu, “Bu kadar büyük yatırımları finanse edilecek kaynak nereden bulunuyor. Herkes Kermiya’daki araziyi konuşuyor meğer Surlariçi’ndeki hastane binası da onlara verildi. Bunlar nasıl oluyor. Bu, toplumun kaldıracağı bir nokta değil. Sadece arazilerde, istihdamda, finansmanda değil memleketin her alanı talan ediliyor” dedi.
Yorgancıoğlu, askerin kullanımında olan alanların devlete ait arazi olduğunu, bu statüden çıkarılması durumunda, kişiye ve isme değil devlete verilmesi gerektiğini söyledi.
Tatar içinden çıktı
UBP milletvekili Ersin Tatar, bu sırada yerinden söz alarak, arazi kiralanmasına karşı olduğunu, “Altında kaldık ezildik” dedi.
Tatar, “yeter artık, benim alnım açıktır. Biz böyle bir şeye onay vermedik. İmza da atmadık. Bu konuyu kimse bizim üstümüze bırakamaz” diyerek Meclis Genel Kurulu’nda bağırdı.
Çavuşoğlu: CTP hükümetinde de arsalar verildi
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, CTP hükümetleri döneminde Anayasa’daki eşitliğe ilişkin maddeler uyulup uyulmadığını sordu.
Çavuşoğlu, “Biz yalan dolan ve talan hükümetini biz çoktan CTP hükümetine yakıştırmıştık” dedi.
“Bir dönemeçteyiz”
Parti gruplarında Genel Kurul salonuna taşan tartışmalar olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Bir dönemeçteyiz” dedi.
Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın arazi konusuna ilişkin “Hukuken bir sorun yoktur, etik boyutuna bakacağım” dediğini anımsatan Çavuşoğlu, bunun sonuncunu beklemekte olduklarını belirtti.
“Geçmişte de araziler verildi”
Bu tip arazilerin UBP ve DP döneminde verildiğine ilişkin algı yaratıldığını ancak bunun doğru olmadığını belirten Çavuşoğlu, geçmişten bu yana bu tür olayların incelenebileceğini söyledi.
Çavuşoğlu, bu tartışmaların fırsata çevrilmesi ve topluma fayda getirecek bir noktaya ulaşılması gerektiğini dile getirdi.
Derya: Nepotik bir hükümet var
CTP milletvekili Doğuş Derya da “Hükümetin yurttaşlık politikaları” konusunda konuşma yaptı.
Derya, 1974 sonrasında kurulan düzenin nepotik, yani akraba kayırmacılığının hakim olduğunu bir düzen olduğunu savunarak, hükümetin de nepotik bir hükümet olduğunu iddia etti.
Bakanlar Kurulu’nun kriter olmadan çok sayıda kişiyi vatandaş yaptığını savunan Derya, çalışma izni ve evlilik yolu dışında istisnai vatandaşlık sayısının çok fazla olduğunu ve kurala bağlı olmadığını söyledi.
2016 Nisan Ağustos ayları arasında çalışma izni ve evlilik yolu ile 433 kişiye vatandaşlık verildiğini söyleyen Derya, çalışma izni ile 5 yıla kadar vatandaşlık verildiğini belirtti.
Derya, ülkenin koşulları düşünülmeden, altyapı ve verilecek hizmetler göz önünde tutulmadan vatandaşlık verilmesinin doğru olmadığını kaydetti.
Bakanlar Kurulu’nun istisnai vatandaş olarak toplamda 643 kişiye vatandaşlık verdiğini söyleyen Derya, keyfi olarak verildiğini savunduğu bu vatandaşlıkların aileler de dahil edildiğinde üçle çarpılması gerektiğini kaydetti.
Derya, bu vatandaşlıkların neye göre verildiğini sordu.
Şahali: “Yurttaşın gözünü açması lazım”
CTP milletvekili Erkut Şahali, “hükümetin icraatları, yasallık ve meşruiyet” konusunda konuşma yaptı.
Şahali, yaşananlardan ders almanın önemli olduğunu, dün Meclis’te Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı ile ilgili konunun tartışıldığını söyleyerek, konuyu anımsattı.
“Etik” kelimesinin son zamanlarda sıklıkla kullanıldığını söyleyen Şahali, kelimenin yaygın karşılığının “ahlak” olduğunu belirtti.
Şahali, meşru olanın yasal olma ve yasal olanın meşru olma zorunluluğu bulunduğunu, zaman zaman yasaların zorladığı durumlarda ise idarenin dirayetli olması gerektiğini kaydetti.
Şahali, “hükümet marifetiyle bir talan yaşanmaktadır” dedi.
Siyasilerin ve ailelerinin, sıradan bir yurttaşın haklarından feragat ederek siyaset yaptığını söyleyen Şahali, kamu adına mal sahibi pozisyonundaki bir kişinin oğluna ihalesiz şekilde mülk kiralayamayacağını belirtti.
“Yurttaşın gözünü açması lazım” diyen Şahali, bazı kişilerin “bu yağma düzeni belki bana da bir yarar sağlar” diyerek sustuğunu da söyledi.
Şahali, bir belediye başkanının iki oğlunun birden istihdam edildiğini de dile getirdi.
Belediyelerin hızla iflasa sürüklendiğini kaydeden Şahali, bazı büyük belediyelerin halka ait kaynakları “peşkeş çekmeye” hazırlandığını duyduklarını söyledi.
Böyle bir şeyin kabul edilebilir olmadığını dile getiren Şahali “Sakın böyle bir şey yapmayın” dedi.
Şahali, kamu kaynaklarının yönetilmesi konusunda sadece yasaların değil, etik kavramının da göz önünde bulundurulması gerektiğini sözlerine ekledi.
Çavuşoğlu ile Şahali tartıştı
Şahali’nin ardından söz alan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, “keşke söylediklerini kendi hükümet dönemlerinde yapsalardı” dedi.
Şahali’nin belediyeler konusundaki konuşmasına istinaden “Siz asla bizi tehdit edecek pozisyonda değilsiniz” diyen Çavuşoğlu ile Şahali arasında sözlü tartışma çıktı.
“Siz önce kendinize bakın”
Bunun üzerine o sırada Genel Kurul’a başkanlık eden CTP Milletvekili Teberrüken Uluçay’la Bakan Çavuşoğlu arasında da sözlü tartışma yaşandı.
Şahali’nin konuşmasına cevaben, “Siz önce kendinize bakın” diyen Çavuşoğlu, şu anda yaşananlardan keyif alanların kendilerinin de aynı pozisyonda olduğunu unutmaması gerektiğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, yaşananlardan ders alıp bunları daha ileriye gitmek için bir vesile olarak kullanmak gerektiğini söyledi.
“Denktaş’ın adı istismar ediliyor”
Çavuşoğlu’na cevap veren Şahali ise, söylediğinin tehdit değil erken uyarı olduğunu belirtti.
Kendisinin partide yaşananlarla ilgili yorumda bulunmadığını dile getiren Şahali, CTP’nin sorumlu bir pozisyonda olmadığını da kaydetti.
Rauf Raif Denktaş’ın ülkeye mal olmuş önemli bir isim olduğunu söyleyen Şahali, “Denktaş’ın adının istismar edilmesine karşı olduğunu” belirtti.
