Bu hükümetin kaderi midir yoksa kendi yarattıkları bir durum mudur tam olarak kestiremiyorum ama önce stokçuluk sonra yoklukla başımız belada.
Dövizin artış süresinde stokçular voleyi vurdular ve inanılmaz kazançlar elde ettiler.
Çünkü hükümet “stok sayımı yapılmalıdır” diyenlere uymamıştı.
Şimdilerde ise yokluk başladı.
Et ve domatesle ilgili tartışmalar bitmeden adeta travma yaratırcasına patates yokluğu başladı.
O kadar ki Cumartesi günü patates 26 liranın üstüne çıktı ve sonra da piyasadan tamamen çekildi.
Veya kalmadı.
“Dedelerimizin zamanında bile patates bolca vardı ve fakir insanların temel gıdasıydı” diyenler aslında Kıbrıs Türkünün yaşadığı travmayı gayet iyi anlatmış oldular.
Tarih boyunca ve her türlü ekonomik zorluk altında (savaşlar dahi) patatese sarılan ve patatesi her daim üreten Kıbrıs Türkü şimdi patates bulamıyor.
Yurt dışından getirtmeye çalışıyor ama onu da beceremiyor.
Gözlerini aşırı kazançtan karatanlar, halka patates kazığı atmak için hastalıklı patatesleri limana yığdılar.
Ve böylece yokluğun da mimarı oldular.
***
Ülkemizin patatesi dünyaca meşhurdur ya.
Her gittiğimiz yerde görürüz ve göğsümüz kabarır.
Bu küçücük adada ürettiğimiz dünya ile kıyaslanacak bir ürünümüz olduğu için mutlu oluruz.
Bize reva görülen bu mutluluktur aslında.
Dünyanın takdir ettiğini üretememek ve yokluğunu yaşamak.
Patates yemezsek elbette ölmeyiz.
Yeni nesil bilim insanları çokça da tüketmeyi önermiyorlar.
Kızarmış patatesin zararlarını sayıp döküyorlar her Allahın günü.
Bu zararlara rağmen yokluğu ıstırap veriyor bize.
Çünkü patates artık temel bir gıda olmaktan çıktı, “ulusal gururumuza” dönüştü.
Ve şimdilerde bu “ulusal gururumuzu” üretememe sorunu yaşıyoruz.
Bu yüzden de psikolojik olarak telef oluyoruz.
***
Patates üreticileri yeni mahsul ürünün on beş gün sonra piyasaya çıkacağını söylüyorlar.
Ama yeterli olmayacakmış.
Güney Kıbrıs’ta fiyatlar yüksek.
Yeni ürün Güney’e gidecek.
Olmadı ihraç edilecek.
Avrupa piyasasında şimdilerde yüksek düzeyde patates ihtiyacı vardır.
Anlayacağınız yeni üretim patatesler de “bize yar” olmayacak.
Ve patates travmamız sürecek.
Alışkınız.
KKTC demek travmanın diğer adı eğil midir?