Sinemahane - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Sinemahane

Ahmet OkanAhmet Okan

Yıl 1948.

Ateş gazetesinde Victoria ve Lise mezunlarının bir etkinlik için herhangi bir bina bulamadıklarından söz edilerek şunlar belirtiliyor:


“British İnstitute binasını tedarik edebildiler. Buna da bin şükür. Eğer Lefkoşa cemaatinin bir sinemahanesi veya şehir salonu olmuş olsa idi… Birçok Türk aileleri sene başını kutlamak için Rum sinemahanelerine akın etmişlerdir. Tam on ikide Rum ile beraber Ayvasili şarkısını dinlediler. Maalesef Lefkoşa’da yaşayan10 Bin Türkün tek bir sinemahanesi veya tiyatrohanesi yoktur…” (Ahmet An, Kıbrıslı Türklerin Siyasal Tarihi, s. 277.)

Sinemahane yine kalmadı!

Tiyatrohane de!

O dönemin sorunları başkaydı.

Cemaat Rum sinemahanelerine gider ve yılbaşı geçirirdi.

Ayvasili şarkısını dinleyerek.

Günümüzde olduğu gibi bu duruma öfkelenen milliyetçi çevreler vardı ve kendi sinemahanelerini istiyorlardı.

Ama Ayvasili şarkısı dinlendi diye kimsenin burnu kanamaz, sinemahaneye de saldırı falan olmazdı…

O dönemler atlatıldıktan sonra bol bol sinemahane açılmıştı.

Aslında hayat, sinemalarla daha da değişecekti.

Bir yaşam tarzı haline gelmişti sinemalar.

Hatta ekonomi bile ivme kazanmıştı.

Fıstıkçı da kazanıyordu, sandviççi de…

Meclis sinemahanesi henüz yoktu!

Şimdi var!

Damına çıkıp işgal edenler bile.

Sinemahane olmasa bile tiyatrohane…

Araya sıkıştıralım:

Eskiden Selimiye Meydanına halk arasında Ayasofya Meydanı denirdi.

Resmi adı Selimiye olmasına rağmen, ahali Ayasofya Meydanı olarak bilirdi orasını.

Atatürk Meydanına Sarayönü Meydanı dendiği gibi.

Bütün mitingler o meydanda yapılırdı.

Sarayönü miting alanı olmazdan önce…

1980’li yılların başında sinemahaneler kapanmaya başlamıştı teker teker.

Teknolojinin hızına ayak uyduramıyorlardı.

Evlere videolar girince sinemahaneler de kapanmıştı…

Hayat yeni baştan şekillenecekti.

Artık bir sinemahanede locaya kurulup sinema seyretmek olmayacak,

Aileler en güzel elbiseleri içinde yanına fındık fıstık alarak sinemalara koşmayacak,

Oğlanlar ve kızlar sinemahane sandalyelerinde birbirlerini süzmeyeceklerdi…

Günümüzde var olan sinemahaneler ise o sinemahanelere benzemez pek.

Eskiden sinemaya gitmek hayatın bir parçasıydı.

Sinemasız bir hayat düşünülemezdi.

Şimdi düşünülüyor.

Sinema evlerde izlendiğinden, sinemahaneye de gerek yok.

1948’de bu günlere gelineceğini kim kestirebilirdi ki?

Haliyle sinemahanesi olmayan cemaatin en büyük sorunlarından biri de bu olabiliyordu…

Ayvasili’yi dinlemekte bir mahsur görmezdi ahali.

Ne de olsa bir yılbaşı gecesiydi.

Haberde denildiği gibi Rum sinemahanelerine akın ederlerdi.

Şimdi de akın var.

Sinemahaneye değil de alışverişhanelere…

Gazete binalarını harabeye çevirip meclis damının üzerine çıkanlar o dönemlerde buralarda olsaydı, kim bilir sinemahanede Ayvasili dinleyen ahali hakkında ne düşünürlerdi ve onlara neler yaparlardı.

Herhalde o sinemahaneyi başlarına yıkarlar, ortalığı ateşe verirlerdi.

Neyse ki o dönemde yoktular…

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar