Bir dönem ihracat rekorları kıran ve halk arasında sarı altın olarak adlandırılan narenciyenin artık bakır kadar bile kıymeti yok
1974-1980 ALTIN ÇAĞ: Bir dönem “sarı altın” olarak adlandırılan narenciye, 1974-1980 yılları arasında altın çağını yaşadı. Son 10 yılda portakal ağırlıklı narenciye ihracatından elde edilen gelir ise 237 milyon 286 bin 934 dolar oldu
YARI YARIYA DÜŞTÜ: İnişli çıkışlı geçen 10 yıllık ihracat rakamları 2014’te dibe vurdu. 2011 yılında 31.4 milyon dolar ihracat geliri sağlayan portakaldan, 2014’te yalnızca 15,3 milyon dolar ihracat geliri sağlandı
10 YILIN EN İYİLERİ: Son 10 yılın en iyi dönemi 2010 ile 2013 arasında yaşandı. 2010’da 27.1 milyon dolar olan narenciye ihracat geliri 2011’de zirve yaparak 31.4 milyon dolara yükseldi. 2012’de 26.2 milyon dolar geriledi ve bir daha bu rakamı bile yakalayamadı
EN BÜYÜK SORUN SU: Narenciye Üreticiler Birliği Başkanı Turgut Akçın: Üretim de ihracat da geçmiş yıllara göre çok düştü. Sulardaki tuzlanma ve yetersiz sulama, bahçeleri kuruttu. Bu durum üretiyi de ihracatı da etkiledi
Eniz ORAKCIOĞLU
Ticaret Dairesi İhracat İstatistik Raporlarına göre ülkemiz üretiminde en büyük paya sahip narenciye ihracatı dönem dönem önemli denecek derecede iniş ve çıkışlar yaşıyor. Son 10 yıllık narenciye ihracatı verilerini karşılaştırdığımızda 2009’dan önce 20 milyon dolarlık ihracat payı olan narenciyenin 2009’da olağan üstü bir düşüşle 13 milyon dolarlara gerilediğini görüyoruz. İstatistiklerde 2009’dan 2013’e kadar olan dönemde ise bu ürünün ihracatının 20 milyon dolarlardan aşağıya düşmediğini hatta tarihinde ilk kez 2011 yılında 31 milyon dolara çıktığını gözlemliyoruz.
2013’den günümüze kadar ise narenciye ihracatının düşüşe geçtiğini zaman zaman çok az da olsa yükselişler meydana gelse bile 4 yıldır 20 milyon dolarlık ihracata ulaşamadığımızı söyleyebiliriz.
Üreticiler Birliği Başkanı Turgut Akçın, Üretimin ve ihracatın geçtiğimiz yıllara göre çok düştüğüne dikkat çekerek, sulardaki tuzlanmanın ve yetersiz suyun bahçeleri kuruttuğunu bu nedenle üretimin azaldığını söyleyerek, bu durumun ihracatı da etkilediğini aktardı.
Narenciyenin miktar olarak yıllara göre tablosu
2007 Narenciye 22.692.323 $
2008 Narenciye 20.502.086 $
2009 Narenciye 13.910.934 $
2010 Narenciye 27.166.238 $
2011 Narenciye 31.422.038 $
2012 Narenciye 26.291.067 $
2013 Narenciye 23.944.775 $
2014 Narenciye 15.337.865 $
2015 Narenciye 19.145.811 $
2016 Narenciye 17.816.227 $
2017 Narenciye 19.057.570 $
Toplam: 237.286.934
Son 4 yıldır 20 milyonu bulamadık
Toplam ihracat tutarlarında narenciye ihracatı büyük pay oluşturuyor. İhracat kalemlerinde başı çeken 3 ihraç kaleminden (süt ürünleri, rakı ve narenciye) biri olan narenciye yukarda da bahsettiğimiz gibi 2013 yılından sonra 20 milyon dolarlara hiç ulaşamamış ve bu üreticide hayal kırıklığı yaratmıştır. Bunun yanında 2011 yılından başlayarak 2014 yılına kadar narenciye ihracatında düşüş yaşanmıştır.
2013’ten 2014’e olağanüstü düşüş
2012’de 26 milyon dolarlık bir ihracat payına sahip olan narenciye 2012’ye kıyasla 2013 yılında yüzde 9’luk düşüşle 23 milyon dolar olarak istatistiklere yansımıştır. 2014’yılında ise 2013’e göre yüzde 36 oranında ciddi bir düşüşle narenciye ihracatı 15 milyon dolara düşmüştür. Öte yandan 2014 yılında yaşanan yüze 36’lık düşüşten sonra bir sonraki yıl yani 2015’de tekrardan bir hareketlenme ile yüzde 25 artış gerçekleşmiş ve bugüne kadar narenciyenin ihracat seyri neredeyse korunmuştur.
2015’den 2016’ya yüzde 7’lik gerileme, 2016’dan- 2017’ye ise yüzde 7 artışla denge korunmuştur.
2010 ile 2013 yılları en iyi dönem
10 yılda en yüksek narenciye ihracatını ise 31,4 milyon dolarla 2011 yılında yaptık. öte yandan 2010 yılında 27,1 milyon, 2012 yılında ise 26,2 milyon dolarla narenciye ihracatının en yüksek dönemleri arasında yer aldı. Kısacası son 10 yıl narenciye ihracatına baktığımızda 2010 ile 2013 yılları arasında narenciyenin en iyi ihracat rakamlarına ulaştığını gözlemliyoruz.
Akçın: Sulardaki tuzlanma ve yetersiz su, verimi azalttı
Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticiler Birliği (KKNÜB) Başkanı Turgut Akçın, Narenci İhracatının üretim azlığından kaynaklandığını söyleyerek, üretimin düşme sebebinin başında ise su yetersizliği olduğunu belirtti. Diğer yandan suların tuzlanmasından kaynaklanan kuruyan bahçeler olduğunu vurgulayan Akçın, kuyulara deniz suyu karıştığını ve birçok bahçenin kuruduğunu aktardı. Deniz suyunun karıştığı su kuyuları sebebi ile verim alınamadığının altını çizen Akçın, su yetersizliği ve tuzlanmanın üretimi düşürdüğünü ve ihracatında buna bağlı olarak düştüğünü ifade etti.
“Üretim de ihracat da düştü”
Üretimin ve ihracatın geçtiğimiz yıllara göre çok düştüğüne dikkat çeken Akçın, Valensiya türünün örneğini verdi. 2-3 sene önce 120 bin ton civarında olan Valensiya ihracatın gittikçe düştüğünü, önce 90’a sonra 80’e en son da 2017 yılında 55 bin tona düştüğünü ve 2018’de de 35, 40 bin ton civarı ihracat olmasını beklediklerini sözlerine ekledi.
“Üretici perişan”
Üreticinin perişan olduğunu aktaran Akçın, maliyetlerin artmasının, yer altı sularının tükenmesi sebebi ile 4’de 3 kayıpları olduğunu vurguladı. Akçın, Girdi maliyetlerinin aşırı yükselmesinin, hem akaryakıta ve elektriğe yapılan zamların, hem de su problemi seneni ile üreticinin üretimden uzaklaştığını söyledi.
“Artık bakır bile değil”
Bir zamanlar değerinden dolayı sarı altın adıyla anılan narenciyenin 1974-1980 yıllarında altın zamanını yaşadığını vurgulayan Akçın, o dönemlerde Mağusa’da bile 10 bin dönüm civarında yafa Girne’de ise 10 bin dönüm civarı limon bulunduğunu belirtti. Şimdi ise Mağusa’nın ve Girne’de beton yığını haline geldi söyleyen Akçın, bir zamanların sarı altını artık bakır değerinde bile değildir.