Önal: Fevri davranmayın, bankanızla görüşün - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
EkonomiManşetRöportaj

Önal: Fevri davranmayın, bankanızla görüşün

 

DOĞRU BANKAYA: Önal: Sterlin borcu olan açısından baktığımızda hem TL hem de Dolar karşılığında borçlarının değeri bugün için düştü. Sterlinin değeri düştüğüne göre, kredimizi başka bir para birimine şimdi çevirsek mi yada bekleyip daha iyi fiyatlar bulabilir miyiz diye soru soranlar çok. Bankanız ile hemen temasa geçin

STERLİN VARLIĞI KÜÇÜLDÜ: Önal: Referandum sonuçlarının netleşmesi ile ilk şoku yaşadığımız “Kara Cuma” günü dünya piyasaları kötü diyebileceğimiz bir gün geçirdi, hisse senetleri piyasalarında 2 trilyon Doların üzerinde kayıplar oldu, euro ve sterlin önemli para birimleri karşısında değer kaybetti

DAHA AZ DOLAR: Önal: Aynı miktar Sterlin ile artık daha az Dolar almaya başladınız. Ama paranızın sterlin cinsinden satın alma gücü sterlin olarak satılan varlıklar için hala aynı. Düşüş ve çıkışlardan sürekli para kazanma olanağı bizler için bence çok yok. Bu bir tür spekülasyon ve oyun

Baykan GÜRSES ÖZDAĞ

İktisat Bankası Genel Müdürü Olgun Önal, ilk kez Lizbon Anlaşması’nın “üyelikten çıkış” maddesinin İngiltere için uygulanacağını belirterek, piyasalar açısından durumun belirsiz olduğunu söyledi.


KKTC’de yaygın kullanımın sterlin olduğunu söyleyen Önal, şimdi herksin, “ne yapmalı?” sorusu sorduğunu anlattı.

Fevri karar verilmemesini isteyen Önal, sterlinle ilgili ödemesi, hesabı olan ve adım atmak isteyen vatandaşlara, “Bankanızla mutlaka görüşün. Kredi kararı, kredi ödemesinde kullanılan gelirin hangi para biriminden olduğu dahil  birçok değişkenin birlikte incelenmesi gereken karmaşık bir süreç olabiliyor bazen” ifadesini kullandı.

 Önal, piyasalarda kaybın 2 trilyon dolara ulaştığını, Eoru ve sterlinin tüm yaygın para birimleri karşısında değer kaybettiğini anımsatarak, “Referandum sonuçlarının netleşmesi ile ilk şoku yaşadığımız “Kara Cuma” günü dünya piyasaları kötü diyebileceğimiz bir gün geçirdi, hisse senetleri piyasalarında 2 trilyon Doların üzerinde kayıplar oldu, euro ve sterlin önemli para birimleri karşısında değer kaybetti” dedi

Soru: Birleşik Krallık, “AB’ye hayır” dedi. Çok ciddi ekonomik kaygılar var. Bu kararı siyasi mi yoksa ekonomik sorunlara mı yol açacak?

Önal: 1992’deki genel seçimlerden bu yana en fazla seçmen katılımı ile referandum gerçekleşti ve seçmenlerin %51.9’u “çıkalım” derken %48.1’i “kalalım” dedi. Her ne kadar çoğunluk çıkmaktan yana oy kullanmış olsada, aradaki farkın küçüklüğü de önemli. Yani ezici bir çoğunluk çıkmaktan yana tavır almış da değil. Kamuoyu yoklamaları baştan itibaren birbirine yakın sonucu işaret etmekle birlikte, “kalalım” sonucu hem Avrupa Birliği’nin hem Birlik dışındaki dünyanın hem de Birleşik Krallığı yönetenlerin ağırlıklı beklentisi idi.

Öncelikle referandum sonucu bir halkın işaret ettiği yön ve yöneticilerine tavsiyesi. Henüz çıkış yönlü resmi karar alınmış değil ama muhtemelen parlementolardan bu yönde karar almalarını beklemek hayal olmaz. Bu kararla, 59 yıllık Avrupa Birliği tarihinde ilk defa bir üye için Lizbon Anlaşmasının “üyelikten çıkış”la ilgili 50.maddesi yürürlük bulacak ve Avrupa Birliğinin 43 yıldır üyesi bir ülke birlikten çıkma sürecini başlatacak. Şimdiye kadarki bilgimiz, hep yeni üyelik görüşmelerinin nasıl yürüdüğü, onlarca fasılın açılıp kapandığı ile ilgiliyken ilk defa hep birlikte nasıl çıkıldığını görmüş olacağız.

Sadece ekonomik bir örgüt değil

Soru: AB’ye salt bir ekonomik yapılanma diye bakmak bizi doğru bir sonuca ulaştırır mı?

Önal: Avrupa Birliği’ni sadece ekonomik bir oluşum olarak görmek eksik bakmak olur. Ekonomik amaçlar yanında ve hatta daha çok siyasi bir birliktelik. Ayrılışın dolayısıyla hem siyasi hem de ekonomik sonuçlarının olmasını beklemek doğru bir yaklaşım olur. Birlik içerisinde, zengin ülke ve bölgeler olduğu kadar diğerlerine oranla daha az gelişmiş, fakir olarak nitelendirebileceğimiz ülke ve bölgeler var.

Daha az gelişmiş ülkelerden, gelişmiş ülkelere doğru önemli bir göç hareketinin olduğu, ayrılmayı tetikleyen sürecin ve ayrılmaya yönelik halk kararının arkasında bu göçlerin olduğu çok saklı bir bilgi değil ve “çıkalım” taraftarlarının propagandalarının ana malzemesi idi. Birleşik Krallık’ta yaşayan ve çalışan 2 Milyonun üzerindeki Polonyalı özellikle orta ve düşük gelirliler ile orta yaşlılar tarafından kendi gelecekleri için tehlike olarak sunuldu.

Suriye’den gelecek olarak göçmenler, bu göçmenlerin paylaşımı, Türkiye’nin üyelik süreci bile “tehdit” edici faktörler olarak propaganda çalışmalarında yoğun kullanıldı. Birleşik Krallık, kendilerinin yarattığı geliri, serveti başkaları ile paylaşmak istemiyor. Ne Avrupa Birliği ülkeleri ile paylaşmak istiyor ne de birlik içinde daha az geliri olan toplum ve insanlarla paylaşmak istiyor. “Çıkalım” sonucunun arkasında sosyolojik ve ekonomik gerçeklikler var. Hiç kimse kendi gelirini başkasıyla paylaşmak istemiyor.

Soru: Dünyanın geneli ekonomik olarak bu durumdan nasıl etkilenecek?

Önal: Piyasaların rahatsız olduğu şeylerden biri belirsizlik. İlk defa Lizbon Anlaşmasının üyelikten çıkışla ile ilgili maddesi uygulanacak. Şimdiye kadar madde uygulanmadı. İlk defa biz de Avrupa Birliği içinden bir ülkenin nasıl çıkacağını göreceğiz.

Birleşik Krallığın üyelikten çıkması ile Avrupa Birliği, Gayri Safi Milli Hasılası’nın %18’ini, tüm nüfusunun %13’ünü, Birlik ortak bütçesine 18 Milyar Dolar katkı yapan bir üyesini kaybetmiş olacak. Avrupa Birliği, eskisine oranla ekonomik olarak haliyle zayıflayacak.

Referandum sonuçlarının netleşmesi ile ilk şoku yaşadığımız “Kara Cuma” günü dünya piyasaları kötü diyebileceğimiz bir gün geçirdi, hisse senetleri piyaslarında 2 Trilyon Doların üzerinde kayıplar oldu, euro ve sterlin tüm önemli para birimleri karşışında değer kaybetti. Dünya Liderlerinden ve Para’nın Patronları Merkez Bankalarının Başkanları’ndan ard arda piyasaları yatıştırıcı, özellikle likidite ihtiyaçlarının karşılanacağına yönelik önlem paketlerinin devrede olduklarına ilişkin bolca mesaj ve açıklamalar duyduk.

İngiltere önünde üç seçenek var

Soru: İngiltere’nin bu rolü oynaması ekonomik dengelere ne katacak?

Önal: İngiltere, Avrupa Birliği’nin gayri safi milli hâsılası içinde, biraz öncede belirttiğim üzere %18 ile önemli bir paya sahip ülkelerden biri. Avrupa Birliği çıkış sonrası küçülmüş olacak.  Referandumda bu sonucun çıkması aslında bir tavsiye kararı.

Parlamentolar çıkış yönünde karar üretir mi üretmez mi daha belli değil. Parlamentoların önünde 3 seçenek var. Biri referandumda halkın tavsiye ettiği şekilde “çıkış”. Buna en kötümser senaryo diyelim. İkinci seçenek biraz daha iyimser senaryo diyebileceğimiz, Danimarka, Norveç ve İsveç’te olduğu gibi bir kısım ayrıcalıklar ve mufiyetlerle devam edebilecek üye ülke statüsü. Bu durumda Avrupa Birliği içinden çıkılmış sayılmayacak.

Üçüncü seçenek ise, hükümetler siyasi sonuçlarını gözüne alarak “kalalım” yönünde siyasi irade göstermeleri. Bu seçenek, teorik olarak mümkün görülse de pratikte bu yönde bir karar muhtemelen göremeyeceğiz. Ancak, Birleşik Krallık içerisindeki İskoçya ve İrlanda’da kalma yönünde seslerin yüksek bir şekilde seslendirildiği de bir gerçek.

Önümüzdeki günlerde nelerin gerçekleşeceğini hepbirlikte göreceğiz. Bunun için biraz daha beklememiz gerekecek.

İngiltere tedbir paketini açıkladı

Soru: Piyasalardaki bu dalgalanma size göre ne kadar devam edecek?

Önal: Yaşadığımız aslında bir tür fay kırılması ve fay kırıldıktan sonra ister istemez şok sarsıntılar geçiriyoruz. Bu da normal bir piyasa tepkisi. “Çıkalım” kararı ile yaygın beklentilerin dışında da bir gelişme yaşandı. Avrupa Birliği’nin hem ekonomik hem de siyasi geleceği, 59 yıllık Birliğin devam edip etmeyeceği ile ilgili çok sayıda yeni belirsizlikler ortaya çıktı. Belirsizlerin tetiklediği şoklara  karşı önlemlerin hızlı bir şekilde alınmaya başladığını görüyoruz.

İngiliz Merkez Bankası Başkanı açıklama yaptı “piyasanın tüm likidite ihtiyaçlarını karşılayacak durumdayız, 250 Milyar Sterlin’lik Tahvil Alım Paketi devrede” dedi. Arkasından Japon, Hindistan, Avrupa Merkez Bankaları açıklama yaptı, tüm Avrupa ve Dünya Liderlerinden peş peşe açıklamalar geldi. Herkes açıklamalar yaparak piyasaya güven mesajı vermeye çalışıyorlar. Artçı sarsıntıları gidermek için,  bunu yapmak gerekiyordu.

Orta vadede ne olur, özellikle Avrupa Birliği hem ekonomik hem de siyasi olarak nasıl etkilenir, yaralarını nasıl sarar bu hala belirsizliğini sürdürüyor. İyi haber ise, çıkışın hemen “yarın” olmayacağı. Çıkış takvimi en az iki yıl sürebilir. İki yıllık süre, değişen koşullara uyum için herkese gereken zamanın en azından bir bölümünü sağlar. Takvim, çıkışla birlikte doğması muhtemel olumlu ya da olumsuz etkilerin zamana yayılması demek.

Zaman birçok şeyin ilacı. 2 yıllık sürede olası riskleri fırsatlara dönüştürme fırsatı bile doğabilir. Günümüzde iki yıllık süre çok uzun bir zaman dilimi. İçine çok şey sığdırılabilir, bugün bilmediğimiz birçok gelişme ortaya çıkabilir, çıkış gündem olmaktan bile çıkabililir, gelecekteki o gün bambaşka ve çok daha önemli gündemlerimiz olabilir.

Sterlin en düşük seviyede

Soru: Euro ve Sterlin için ne bekliyorsunuz?

Önal: Sterlin dolar karşısında 1985’den bu yana en düşük seviyesinde. Politik ve ekonomik riskler, belirsizlikler göz önüne alındığında daha da düşebilir. Hem teknik hem de temel analizler yapan arkadaşların yorumlarına baktığımızda aşağıya yönlü hareketler için bölge mevcut. Özellikle kurlarla ilgili tahminlerin gerçekleşmesi için, tahminlerin yapılmasında kullanılan çok sayıda değişkende hiçbir değişikliğin olmaması varsayılıyor.

Bu ise, normal hayatın akışına neredeyse ters. Yaşadığımız dünyada herşey değişiyor. Herşey değişince yeni dengeler, yeni fiyatlar, yeni kurlar görüyoruz haliyle. Çoğu zaman kamu oteritelerinin, kurlar sözkonusu olduğunda Merkez Bankalarının “serbest inişe” yada “serbest çıkışa” izin vermediklerini, müdahaleler yaptıklarını görüyoruz. Euro ve Sterlin’in kaderleri kısa ve orta vadede birbirlerine epeyce bağlı olacak muhtemelen.

Dolar ve diğer önemli ülke para birimleri karşısındaki değerleri ne kadar daha düşer, toparlanma ne zaman başlar, nerede biter bunların net cevaplarını bulmak, bilmek orta ve uzun vade için imkansız. Kısa vade için söyleyebileceğimiz tek şey ise, piyasalardaki volatilitenin bir süre daha devam etmesini beklemenin doğru olacağı.

En yaygın kullanım sterlin

Soru:  Kendi içimizde ne yaşayacağız. Sterlini çok fazla kullanıyoruz. Vatandaşlara uyarınız nedir?

Önal: Sterlini yoğun olarak kullanan bir ülkeyiz. Ülke insanlarının nakit yatırımlarının ve tasarruflarının önemli bir kısmı yabancı para, önemli bir kısmı da sterlin cinsinden. Bizler ülkemizde bir çok ticari işlemi bu para birimi üzerinden yapıyoruz. Birirkimleri olanların yanında Sterlin kredileri olanlar da var.

Yabancı para kullanılan kredilerin önemli bir bölümünü de tasarruflarda olduğu gibi sterlin oluşturuyor. Dolar karşısında sterlin değer kaybetti. TL karşısında da değer kaybetti. Sterlin varlığı olan birisi iseniz, varlıklarınızın dolar karşılığı küçüldü.

Yani aynı miktar Sterlin ile artık daha az Dolar almaya başladınız. Ama paranızın sterlin cinsinden satın alma gücü sterlin olarak satılan varlıklar için hala aynı. Düşüş ve çıkışlardan sürekli para kazanma olanağı bizler için bence çok yok. Bu bir tür spekülasyon ve oyun.

Kurumsal yatırımcıların bile oyunun yönünü görmekte zorlandığı piyasalardan bize kazanç kapısı ve ekmek çıkması ancak tesadüf olur.

Sterlin borcu olan açısından baktığımızda hem TL hem de Dolar karşılığında borçlarının değeri bugün için düştü. Sterlinin değeri düştüğüne göre, kredimizi başka bir para birimine şimdi çevirsek mi yada bekleyip daha iyi fiyatlar bulabilir miyiz diye soru soranlar çok.

Cevaplar için bankaları ile iletişime geçmelerini ve Bankacıları ile tartışmalarını öneriyorum. Kredi kararı, kredi ödemesinde kullanılan gelirin hangi para biriminden olduğu dahil  birçok değişkenin birlikte incelenmesi gereken karmaşık bir süreç olabiliyor bazen.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar