Öğretmenlikte ‘Geçicilik’ asla olmaz!.. - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Öğretmenlikte ‘Geçicilik’ asla olmaz!..

Kemal Akkan BatmanKemal Akkan Batman

Öğretmenlik öyle bir meslektir ki ‘geçici öğretmen’ diye bir uygulama olamaz. Aksine öğretmenlik ‘kalıcı’ olmalıdır. Öyle beş ya da altı ay öğrencilerle birlikte olup, sonrasında gitmek yoktur. Öğretmenlik mesleği bir ‘süreç’tir. Öğrencilere dönem sonunda kazanacakları davranışları ilmik ilmik örmektir. Bırakıp gitmek olmaz, olamaz. Bırakıp gitmek demek sizi model alan, sizinle gülüp ağlayan, o nedenle size bağlanan kalpleri bırakıp gitmek demektir.

Akademik anlamda ise onlara kazandıracağınız davranışları kazandırmadan gitmek demektir. Öğrencilerde yaratılacak olan eksikliği doldurmak da çok zorlaşır.


Buralarda ‘geçici öğretmenlik’ diye bir uygulama başlatılmış ve 21. yüzyılda hala daha devam ettirilmektedir. Öğretmenlik profesyonel bir meslektir; bu nedenle ‘konu-alanı lisans diploması’ yanında ‘öğretmenlik meslek sertifikası’ öğretmenlik mesleğine girişte koşuldur. Geçici denilen öğretmenlerden istenmeyen belgelerden bir tanesi ‘öğretmenlik sertifikası’dır. O zaman kadroya girişte de aranmasın mı?

Şimdiki Kamu Hizmeti Komisyonu’ndan bir üst düzey yetkili, 2013 yılından beridir ‘geçici öğretmenlik’ sınavı yapılmadığını belirtti; ne ilkokul, ne ortaokul ne de lise seviyesinde yapılmamış. Bu durum pek çok öğretmen adayının şikayetidir. Gerekirse her yıl geçici öğretmenlik sınavı yapılsın diyen öğretmen adayı çok.

Bizler de bu görüşe katılmaktayız. Hiç olmazsa kendini yenileyen, sınavda yüksek not alan adayların görevlendirilmesi, genç mezunlar için ‘güven’ anlamına gelecektir; çünkü şimdiki uygulamalara itirazı olanlar çoğunlukta.

İlkokula geçici öğretmen atamasında sınav olmamasının nedeni ‘Atatürk Öğretmen Akademisi (AÖA)’ mezunu olup, dışta kalan öğretmen adayı olmamasıdır. Peki başka ülkelerden ilgili alandan mezun olanlar varsa? Onların başarı sıralamasını belirlemek için bir sınav yapılmalıdır, adaletli olmak için.

Şimdiki uygulamada ilkokullarda 36 aya yakın geçicilik yapan kişilerin alınması eğilimi var. Nedeni de toplamda 36 ay ilkokullarda geçici öğretmenlik yapanlar, AÖA’ya gidip üç aylık bir kurstan geçerek, Kamu Hizmeti Komisyonu’nda açılacak olan ilkokul öğretmenliği kadrosu sınavına girmeye hak kazanacak olmalarıdır. Peki 36 aya yakın ilkokullarda geçicicilik yapanlar ilk atamalarında hangi kriterlere göre atanmışlardı?

İşte tam bu noktada genel olarak şüphe var. İlk atamada ‘yanlılık’, ‘adam kayırmacılık’, ‘torpil’ olduğunu söyleyenler çoğunlukta. Ayrıca bir sıra olmadığı için yapılacak geçici öğretmen atamasında siyasilere ‘yakınlık’ derecesinin etkili olduğunu belirtenler de çoğunlukta.

Ortaokul ve liselerdeki geçici atamalarda ise kadroya girişte Kamu Hizmeti Komisyonu’nun ilgili alandaki sınavındaki puan sıralamasına göre yapıldığı iddiası var. Ancak bu da sadece bir iddia; çünkü sırayı kimse bilmiyor. Örneğin tarih öğretmenliğinde yapılan sınavda iki kişi açılan kadroya girer. Üçüncü ve dördüncü aday kimdir? Bu sıralama adayların göreceği şekilde sürekli açık kalmalı. Devamında eğer bir lisede iki aylık geçici öğretmen alınacaksa 3. kişiye soruldu ‘istedi ve gitti’ veya ‘istemedi ve gitmedi’; sonra 4. aday ‘istedi ve gitti’ diye yanına yazılmalı ve herkesin sürekli görmesi sağlanmalı. Hiçbir şüpheye neden olmamak için.

Ortaokul ve lisedeki atamalarda adaletin nasıl sağlanacağı da diğer önemli bir problem. Örneğin ilk geçicilik çok uzak bir yerde iki aylık geçici bir atamaysa ve sınavda 3. gelen aday kabul edip gittiyse ve 4. atama yeri de daha merkezi ve 8 aylık geçici atama ise bu kez 3. gelen ve iki aylık geçiciliği kabul eden adaya haksızlık yapılmış olmaz mı?

  1. yüzyılda öğretmenliğin geçiciliği olmaz. Bu meslekte geçicilik hiç olmaz. Öğretmen gelecek kaygısı duyduğu zaman ‘başarısı’ düşer. Bu durum da öğrencilerin akademik başarısının düşmesine neden olur.

Gelişmiş ülkelerdeki gibi öğretmenlik ‘planlama’ ile yürütülmelidir. Nüfus sayımı ile birlikte okul çağ nüfusu belirlenip, her düzeydeki okullar için yeterli sayıda öğretmen kadrosu açılmalıdır. Bilimsel veriler temelinde, nüfus artışına göre öğretmen kadroları artırılmalıdır.

Eğer böyle bir planlama yapılmazsa öğretmenler ‘geçici’ olur. Genellikle de ‘geçici öğretmenler’ merkez dışında, olanaksızlıklarla boğuşan bölgelere gönderilir. Söz konusu öğretmenler gelecek kaygısı, merkezden uzak olma gibi nedenlerle gerçek performanslarını işlerine yansıtamıyorlar. Öğrencilerin de başarıları bu durumdan olumsuz etkileniyor.

O nedenle KKTC sistemsiz eğitimi, artık ‘sistemli’ hale dönüştürülmeli. Bu dönüştürmede de öğretmen kadroları gerçek istatistikler temelinde yeniden belirlenmeli. Her öğretmene düşecek öğrenci sayısı temel alınarak, çağ nüfusunun ihtiyacı olacak sayıda öğretmen kadroları yeniden belirlenmelidir. Böyle bir planlama yapılmaz ise eğitimden gerçek başarı beklemek bir hayal olur. Motivasyonsuz öğretmenden başarı beklemek zor.

Ayrıca ‘geçiçi öğretmenlik’ adam kayırmacılığı, torpili körükler. Anayasa’daki 8. Madde olan ‘EŞİTLİK’ ilkesinin, siyasi erke yakın olmayan öğretmen adaylarının aleyhine çalıştırılmasını sağlar. İşin özü geçici öğretmenlik Anayasa’ya aykırı sonuçlar da doğurmaktadır. Belki birileri çıkar da hukuk davası başlatır ve bu uygulama da son bulur.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar