Erdoğan Özbalıkçı
Çarşamba günü Güney’den Karpaz’a, St Andrea’ya ziyarete gelen gazetecilerle sohbet etme şansını bulduk.
Rum gazeteciler, kapılardaki yığılmanın rahatsız edici olduğunu, Kıbrıs Türklerinin sınırlardaki yığılmayı hiç dikkata almamalarını anlayamadıklarını ifade ettiler.
Gerçekten, sohbet sırasında , bu konudaki Türk politikasının anlaşılamaz olduğunda birleştik.
Teknologinin ulaştığı gelişmişlik, belge göstermeden de geçişi mümkün kılmaktadır. Buna rağmen gerek Rum tarafı, gerekse Türk tarafı, her iki halka eziyeti esas alan kimlikle geçişi esas almaktadırlar.
Kimlikle geçiş yerine, kamera sistemini, internetin ulaştığı seviye de düşünülerek , hızlı tanımlama sistemlerini devreye sokarak yapabiliriz.
Rum yöneticiler, kendi halklarının parasının, alışveriş yoluyla Türk toplumuna ulaşmasından rahatsızdır. Bu nedenle geçişlerde yaptıkları zorlukları anlamak kolaydır. Ancak Kuzey Kıbrıs’ı yönetenlerin politikalarını anlamak mümkün değildir.
Kıbrıs Türklerini yönetenler de, NEDENSE, Türk çarşısının canlanmasını, Kuzeye para akışının hızlanmasını istememektedirler.
Türk yöneticiler, geçiş kapılarını moderinleştirme, orda çalışanların yükünü azaltma yolunda hiçbir adım atmamaktadırlar.
Türk çarşısına düşen Güney paraları şu anda Kuzeyin ekonomisi için bir can suyudur. Bu can suyunun artmasını sağlamak, yöneticilerin birinci görevi olması gerekirken, buna engel olmanın nedenlerini derinlemesine tartışmak gerekmektedir.
Geçiş kapılarında durup, dikkatli bir gözlem yapılırsa, Kuzey’i gezip, orda konaklamayı seçen yabancı turistlerin Güney Kıbrıs üzerinden geldiği görülecektir.
Kapılarda beklettiğimiz Turistlerin gelecekte Kuzey Kıbrıs yerine başka alanlara yönelmeyeceğini kim garanti edebilir.
Sadece Rumlar ve turistler değil, yabancı ülkelerden gelen Kıbrıs Türkleri de daha ucuz olduğu için, adaya Kuzey’den girmek yerine, Güney Kıbrıs’tan gelişi tercih etmektedirler.
Kıbrıs Türklerinin her alanda en önemli nefes alma kapısı Güney Kıbrıs’tır.
Ekonominin en önemli beslenme kapısı da yine Güney Kıbrıs Rumlarının ve turistlerin harcamalarıdır.
Bu durumlar dikkate bile alınmadan kapılardaki zorluğun üzerine gitmeyen veya gidemeyen Türk yöneticilere şaşmamak elde değil.
Kapılardaki yığılmayı dikkate almadan yapılanlar, gelecekte umulan faydayı sağlamak yerine, Kuzey Kıbrıs’ın batak ekonomisinin daha da gerilemesinin ana nedenleri arasında olacaklardır.
Kuzey’in yöneticilerinin çaresizliği mi, önlerini görememesi mi diyelim, bu eskimiş politikalarla ,yıkımdan farklı bir şey elde edilemez.