KKTC Merkez Bankası raporu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

 KKTC Merkez Bankası raporu

Onur Borman

Geçen hafta KKTC Merkez Bankasının 2015 raporu yayınlandı.

Raporda bankacılık kısmına baktığımız zaman bankacılık sektörü bilanço büyüklüğünün geçen yıla göre % 0.7 artarak, 17.5 milyar TL’ye, mevduatların, bir yılda %18.5 artışla 13.9 milyar TL’ye ulaştığını, brüt kredilerin ise % 16.8 artarak 11.2 milyar TL’ye geldiğini görüyoruz.


GSMH’nın 9.2 milyar TL olduğunu hatırladığımız zaman, şimdiye kadar birikmiş toplam mevduat miktarı ve milli gelire oranı oldukça iyi durumdadır. Ancak KKTC’ de tasarruf oranı son 10 yılda % 18-19’lardan % 14’lere düşmüştür. Yine de mali ve ekonomik sıkıntılar  içinde KKTC’de en sıkışık dönemlerde bile vatandaşın tasarruflara olan meyli çok düşmemiştir.  Bu da aslında geleneksel olarak ne olur ne olmaz bir kenarda biraz param olsun düşüncelerinin de halâ hakim olduğuna şahit oluyoruz ki sürekli savaşların yaşandığı yer değiştirmelerin etkilerinin sürdüğü, özellikle de devletin mali sıkıntılar içinde olduğu dönemlerde tüketim meylinin bu defa azaldığı ve tasarruf meylinin çoğaldığını görürüz. Bir de tam tersi gerekçelerle de tasarruf meyli artabilir, örneğin kâr oranı yani faiz oranlarının yükselmesi durumunda piyasadaki emlak ve varlık fiyatlarının düşmesinde ve bankalara duyulan güvende hem parasını muhafaza hem de vatandaşın enflasyon üstü faiz farkı nedeniyle gelir seviyesini arttırmak için aldığı önlem olarak.

Esasen tasarrufların içeriğine baktığımız zaman vatandaşın tasarruf mevduat miktarının, toplam tasarruflar içindeki yeri % 70.5 ile en fazladır. 14.9 milyar TL toplam mevduatın 10.5 milyar TL’sı tasarruf mevduatıdır. Ticari mevduat 2.3 milyar TL ile toplam mevduatlar içinde % 15, resmi mevduat 822 milyon TL ile % 5.3, ve  % 9.2 diğer birikimler.   Mevduatların hangi bankalara dağıldığına baktığımızda % 43’e yakını özel sermayeli bankalarda, %29’a yakını Kamu bankalarında ve % 28’i ise Şube bankaları olarak tabir edilen Türkiye’de tescilli bankaların KKTC’de bankalar yasası altında ayrı KKTC tescilli açtıkları bankalardır.

Toplam mevduatların GSMH’ya oranı eskiden beri oldukça yüksektir. 2015’de de % 150.5 oranındadır.

Brüt kredilerin GSMH’ya oranı ise % 120.5 dir.  Diğer taraftan toplanan Mevduatlara karşılık verilen brüt kredilerin oranı % 80’dir ki bu oran ülkemizde uluslararası standartlara göre bizim gibi gelişmekte olan ülkeler kapsamında çok düşüktür.  Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde ve gelişmiş ülkelerde % %120 ilâ %160 arasındadır. Türkiye’de de % 120 oranındadır. Tasarruflar ve kaynaklar ülke ekonomisinin kalkınmasına yardımcı olmaktadır.

Bu % 80 gösterge oranı, tasarrufların KKTC’de yeteri oranda ülke içinde kullanılmadığını göstermektedir. Ayrıca bir de uzun vadeli krediler de çok düşük orandadır. Zaten brüt kredilerin kapsamına baktığımızda en çok tüketime yönelik krediler ile, işletme kredileri başlığı altındaki şahsi ve mesleki borçlar ağırlıktadır. %30 direk tüketici kredileri, % 57 civarı da şahsi ve mesleki borçlar altında her türlü krediler yer almaktadır. Yatırımlara verilen krediler % 1’in altındadır. İhracat ve ihtisas kredileri yüzde değil, binde 14 , 15 olarak hiç sayılabilecek seviyededir. Merkez Bankası kaynaklı krediler ve Merkez Bankası kanalıyla (bankalardan) kullandırılan krediler ise her ikisi de (0) sıfırdır.

Yani bu tablo ile toplanan tasarruflardan verilen kredilerin, yatırım, üretim, ihracat amaçlı hemen hemen hiç kullanılmadığıdır. Böyle bir durumda tasarrufların çoğalmasının ekonominin gelişmesine yönelik direk etki yaratacak istihdam sağlayacak alanlarda kullanılmadığı ve yönlendirilmediği izlenmektedir. Halbuki Merkez Bankası hem kendi kaynaklarından ayıracağı bir kısmının üretime yönelik yatırım amaçlarına yönlendirmesi ve ayrıca banka kaynaklarının da selektif –tercihli faizle- faiz farkının, Faiz farkı Fonu’ndan bankalara kullandırılarak düşük faizli kredilerle üretim piyasasını ve öncelikli sektörleri beslemesi lazım. Aksi halde büyüyen mevduat rakamları gösterişten başka bir işe yaramayacaktır. Dışta nemalandırmak ise ülkemizden kaynak aktarmaktır. Bu kadar kaynağa ihtiyaç varken.

Halbuki Merkez Bankası kurulduktan sonra, kuruluş yıllarından itibaren başlayarak 2000’li yıllara kadar gerek MB kaynaklı gerekse bankalarca toplanan mevduat ve kaynaklarından MB kanalıyla kontrollü krediler, öncelikli sektörler olarak turizm ve sanayi yatırımlarına ve işletmelere, yatırım ve işletme,  küçük esnaf ve zanaatkârlara üretim, ve hatta tüm ihracat kredileri, düşük faizle ülke ekonomisini ayakta tutmak için verilmekte idi. Ve bu politikalarla üretimde çok az payı olan bu sektörlerin kalkındırılmasında önemli bir rol oynanmıştı. Bilahare 2000’li yıllardan sonra mal ve hizmet üretimine yönelik bu kaynakların kredilendirilmesi çok yanlış bir şekilde kaldırıldı. Şimdi çoğunluğu tüketim amaçlı bir kredileme hüküm sürmektedir.

Tahsili gecikmiş alacaklar da bu yıl % 7 daha büyümüştür. Ve toplam kredilerin %7’sine yakın miktara yükselmiştir. Bankacılık sermaye yeterlilik standart rasyosu ise % 17 ile iyi durumdadır. KKTC ekonomisinin daralan piyasanın geliştirilmesi için gerekli önlemlere ihtiyaç vardır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar