Kıbrıs’ın Orta Doğu’daki geleceği (Yeni Amerika planı ve bölgede oluşacak çoklu federasyon) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Kıbrıs’ın Orta Doğu’daki geleceği (Yeni Amerika planı ve bölgede oluşacak çoklu federasyon)

Yeni kuşaklar bir gün Orta Doğu’nun parçalara ayrıldıktan  sonra nasıl yeniden kurulduğunu göreceklerdir.  Şu anda Irak’tan başlayarak Suriye’ye kadar uzanan ve İsrail’i de Filistin sorunu ile kapsamına alıp Türkiye’nin Güney Doğusu’nu işaretleyen  siyasi devinimi  hepimiz izlerken kanlı savaşların  daha çok uzun yıllar devam edeceği de söyleniyor.
Öte yandan belli oluyor ki sadece Suriye ile 400 kilometre sınırı bulunan Türkiye  bu büyük devinimin dışında kalamayacak kadar içindedir! Daha şimdiden Güney Doğu’da Erbil Başkentli bir Kürt Devleti  (PYD)  kuruldu bile.  Üstelik Türkiye tarafından IŞİD’e karşı destekleniyor. 
Suriye’nin ise bundan sonra tek devlet olarak yoluna devam etmesi mümkün değildir. Şiilerin, Nasturilerin, Sünnilerin coğrafyası, bölünmelerden kurtulamayacak kadar kanlı savaşların içine batmış durumda! Kaldı ki kimseler bu bölgedeki ateşlerin kıvılcımlarının Suudi Arabistan’a oradan şeyhliklere sıçramayacağını iddia edemez…
BU ORTA DOĞU’DA KIBRIS’IN GELECEKTEKİ SİYASİ  KONUMU NE OLACAKTIR?  Eğer Türkler ve Rumlar olarak kendi içimizdeki  kısır tartışmalarla sonuçsuz müzakerelerden kaynaklanan  ve kör düğüşü haline getirilen  siyasi sorunu çözmezsek iddia edelim:  “Bölgedeki savaşlarla parçalanmalardan Kıbrıslılar olarak biz de nasibimizi  alacağız!  Ya şu veya bu nedenle yine savaşacağız! Veya birbiriyle hem kavgalı hem düşman iki halk olarak kalacağız!  Bu da her zaman  TC ile Yunanistan’ın karşı karşıya gelmeleri demek olacak! Mesela daha şimdiden Doğu Akdeniz’deki Gaz nedeniyle geldi bile!..  Geleceğin umutlarını karartan bu bölge haritasını çizdikten sonra bir de şuna bakalım:  
BİDEN’İN YENİ ORTADOĞU PLANI: Geçtiğimiz hafta Davutoğlu’nun da katıldığı Atlantik Zirvesi toplantısında bir konuşma yapan ABD Başkan Yardımcısı Biden daha çok  “enerji” sorunları üzerine eğildiydi. Ukrayna’dan başlayıp sonunda sözü Kıbrıs’a getiren Biden şunları söylediydi:
50 YILDAN SONRA KIBRIS’A GİTTİM: “Son elli yılda Kıbrıs’ı ziyaret eden en üst düzey Amerikalı yönetici oldum. Çünkü Kıbrıs’ı enerji kaynaklarını geliştirmede bütün komşularının işbirliği ile ilerlemesi konusunda cesaretlendirmek istedim. Doğu Akdeniz’de İsrail,  Türkiye Mısır, Yunanistan, Kıbrıs, Lübnan’ın işbirliği Avrupa’ya yeni enerji kaynakları getirecek…
İŞTE GELECEĞİN BÖLGEDEKİ ALTI DEVLETLİ FEDERASYONU:  Eğer Biden laf ola konuşmadıysa Türkiye ile Yunanistan’ı da kapsamına alarak işaretlediği ülkeler sadece enerji yönünden değil,  jeopolitik  yönden de Orta Doğu’nun sokak kapılarını oluşturmaktadırlar. Ve yine fark ettiniz.  Suriye her halde  “şimdilik” kaydı ile telaffuz edilmedi.  Oysa haritaya baktığınızda Suriye de dizinin içindedir…
Biden geleceğin “Doğu Akdeniz Bölgesini” daha şimdiden hem siyasi hem de enerji odaklı konumları  ve AB’ye enerji ihraç edecek  önemleri ile bir  “ittifakın dost ülkeleri” olarak işaretlemektedir.        DAVUTOĞLU’NUN ENERJİ TANIMI: Tarihinde ilk kez Kıbrıs da  gaz çıkaran ve ihraç eden ülke durumuna geçerken Atlantik Ülkeleri Zirvesi’nde konuşan Davutoğlu ise Rum tarafını uyararak  şunları söyledi: 
“Doğu Akdeniz Kıbrıs Türklerine  kapalı bir alandır. Biz istediğimiz yerde araştırma yaparız, istediğimiz petrolü gazı çıkartırız, başka ülkelerle anlaşırız..”  Bu bir, siyaseten olmaz.  İki, Akdeniz topografyasını dünyadaki enerji arzını bilenler Kıbrıs civarında çıkacak gazın en rahat uluslar arası piyasalara ulaşacağı ve en fazla kullanılacağı yerin Türkiye olduğunu bilirler…” Davutoğlu Manavgat suyunu da Rumlarla paylaşmaya hazır dolduklarını bir kez daha seslendirdi.
SONUÇ: Ben artık  sıcak karnımıza kadar sokulan  bu olayları  geleceğin Kıbrıs’ını  olumlu yahut olumsuz etkileyecek çok önemli  gelişmeler olarak görüyorum. Bu gelişmelerin  tek bir düşünceye  ihtiyacı vardır:  “Barışçı uzlaşı  ve   kalıcı çözüm…”             

  **********
Dün Öğretmenler Günüydü: (Öğretmen hâlâ ana baba mıdır?)

Sonuçta KKTC’de “Öğretmenler Günü”nü de böldük!  Sendika için TC’nin saptadığı  “gün”  değil,  tüm dünyanın  5 Ekim olarak kabul ettiği  “Dünya Öğretmenler Günü”dür.   Doğrusu KTÖS haksız da değildir. Çünkü bu günü  “Öğretmenler Günü”  olarak resmileştiren 1980’deki darbeci Kenan Evren   cuntasıdır.  Dolayısıyle   “Atatürk’ün 1924’de Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul etmesi gibi çok eskilerde ve o koşullarda kalmış bir tarihi  olaya istinat ettirilen “24 Kasım Öğretmenler Gününü” kutlamanın sindirimi    kolay olmuyor!
Buna karşın:  Ben de öğretmenliğim dönemlerinde  “gün bizimdir” dediğimce kutladım,  hatta benimsedim de..^. Nedeni şuydu: Genellikle öğretmenlerle öğrencilerin birlikte kutladıkları  o  “özel gün” tutun ki çocukların en çok eğlendikleri günlerden olurdu. Halâ öyle mi bilmiyorum ama ötesine bakmaz  hele Evren falan hiç akıllara gelmezdi. KTÖS olayı kendine dert  edindi. Bu konudaki ısrarını anlamakla birlikte ille de bu kutlamalarda 12 Eylül’ün  akla getirilmesini anlamadığım da  olduydu!  
GELELİM ÖĞRETMENE:  Bilirsiniz şarkıları da vardı. Çocuk  için ana babadan daha kutsal, daha sevgili, daha yakın bir başka ne olabilirdi? İşte öğrencilere de ana babalarından sonra öğretmeni seçtirdiler:  “Sen bir anasın da dedirttiler sen bir babasın da!”
Oysa o kadar uzun boylu değil! Nitekim öğretmenliğimin son dönemlerinde öğrencilerime şöyle derdim:  “Çocuklar ben sizi okutmak eğitmek için devletten para alırım. Yani ben bu öğretmenliği  ki mesleğimdir sizin için yaparken kendi çıkarım için de yaparım!  Dolayısıyla ben öğretmek zorundaysam siz de öğrenmek zorundasınız. Bunu  başardığımızda hepimiz başarılı olacağız…”
Bugün de farklı düşünmüyorum:  Ne her şey paradır ne  her şey bedavadır! Hak edildiği sürece her hizmetin bir bedeli vardır.  Dairedeki memur da budur,  dağdaki çoban da!  Gitgide  toplumdaki bu tip değer yargıları yerini  “kişisel çıkarları  koruma” güdüsüne bıraktı! Öğretmense  “önce ben”  diyor.  Öğrenciyse  “öğretmenine cephe alabiliyor!”  Çünkü  “öğretmenle öğrenciler arasında   iletişimler koptu!” Cemaat esamesinden  çıkıp devlet oluşa yükselirken  mesela “özverili çalışma” motivasyonu kayboldu. Öğrencide saygı ve sevginin kaybolduğu gibi!  Fakat her şeye karşın  öğretmen anlamı ile hâlâ öğretmendir…         


  **********     

KISACA TAKILDIĞIM:  (UNUTULAN KOOPERATİFÇİLİĞE YENİDEN DÖNÜŞ MÜ?)  

Bizim kuşak “Kooperatifçilik nedir neden sistem haline getirilmelidir” bilinciyle yetişti.  Çünkü Kooperatifçilik öncelikle ilkokullarda somut uygulaması ile vardı.  “Mesela her hafta kasaba ve köylerde Koop. İktisat Bankaları tarafından öğrencilerden küçük tasarruf mevduatları toplanırdı. Amacından sapsa da galiba hâlâ ilkokullarda devam ediyor.
Zaten daha 1974 dönemi öncesine kadar banka dendi miydi Koop. Bankaları gelirdi akla başka da yoktu…  Öyle de olunca özellikle tarım odaklı sektörler “Koop. Sistemi”  içinde gelişirlerdi…  Sonraları  kendi kendimize  “gelişmişlik”  kulpu taktık  ve “büyük komprador” rolleri oynarken Kooperatifçiliği  de darmaduman ettik! 
Ta ki başarısızlıkları nedeniyle  boyaları döküldüğü için altından ilkelliği ile dökülmüşlüğü çıkan “iş adamlığı oyunu” fiyasko ile sonuçlanana kadar!  Artık anlıyoruz ki mesela Enginar’ı teker teker ve ayrı gayrı üreticiler olarak  üretip ihraç etmek,  değerlendirmek mümkün değildir! Ve aynen Koop-Süt’te olduğu gibi Kooperatifçiliğe dönüş yapılıyor.
“KOOPERATİFLEŞMEK KAÇINILMAZDIR!”  Hepimizin bildiğince KKTC’deki tarım, hayvancılık hatta ötesi  sektörler de “küçük aile işletmeciliğinden”  öteye gitmiyorlar!   Gitmedikleri  için de her köyde bir festival yapıp  yerel ürünlerini gelen ziyaretçilere satmaya çalışıyorlar! Hellim de öyledir zeytin yağı da..   Enginar da farklı olacak değildi o da büyük çaplı üretimlerden sonra hem elde kaldı hem de girdileri pahalandı! Şimdi “kooperatifleşip satışları ve öteki sorunlarımızı tek elde toplayalım”  diyorlar. Aslında koşullar dedirtiyor!  “Dedirtilen de  “Koop. Sistemi”  oluyor. Darısı öteki sektörlerin başına…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar