Türk Mali piyasaları dün gün boyu düşük hacimle göreceli olarak yatay bir seyir izledi. Yaklaşan Paskalya tatili öncesinde piyasalarda hacimlerin yavaş da olsa azalmaya başlamasına rağmen gelişmekte olan ülke para birimlerine yönelik ilginin sınırlı da olsa arttığına şahit oluyoruz. İç piyasada ise gündem yaklaşan TCMB PPK toplantısı. TCMB üzerinde var olduğu iddia edilen faiz indirim baskısı Türk Lirası’nın değer kazanmasını engelediğini görüyoruz. 30 Mart seçimlerine yönelik fon girişlerinin artmasıyla birlikte TCMB’nin piyasaya ihtiyacının ötesinde fonlama sağlayarak gecelik fonlama maliyetini % 10 seviyesine kadar çektiğini ve aslında gizli kapaklı da olsa faizi indirimi yaptığını söyleyebiliriz. Siyasi cepheden faiz indirimi yönünde TCMB’ye baskı yapılması, dahası son günlerde TCMB Başkanı Başçı’nın bugün düzenlenecek genel kurulda istifaya zorlanacağı yönünde dedikodular, piyasaları huzursuz ediyor. Bağımsızlığına büyük önem verilen TCMB’nin bu dedikodular öncülüğünde haftaya yapılacak PPK toplantısında faiz indirimine gitmesi, TL’nin orta vadeli seyrini teşkil edeceğini düşünüyoruz. Her ne kadar TCMB’den munzam karşılık oranlarında (zorunlu karşılık oranları) indirim beklense de veya munzamlara faiz ödemesi gündeme alınsa da, TCMB’nin % 12 olan faiz koridorunun üst bandında yapacağı ve faiz indirim döngüsüne vurgu yapacağı bir toplantı, TL’nin negatif ayrışmasına neden olacaktır. Şu aşamada enflasyonun yüksek seyri, FED’in faiz artırım döngüsüne hazırlandığı bir ortamda politikanın oldukça iyi belirlenmesi gerekiyor. TL’de ciddi anlamda yaşanan değer kaybı ardından suların kısmen de olsa durulması karşısında faiz indiriminde aceleci davranılması, TL üzerinde negatif bir etki doğrulabilir. Genelde TCMB’nin faiz silahına artırım yönünde geç ve agresif bir şekilde sarıldığını, indirimde ise aceleci davrandığına şahit oluyoruz. Başçı ve ekibinin elbette ellerinde veri seti ve projeksiyonları hepimizden çok daha sağlıklı olduğundan şüphemiz yok ancak siyasi faktör bir miktar kafaları karıştırıyor. Özetle, enflasyon beklentilerinde görülen bozulma ve önümüzdeki aylarda enflasyonun daha da yükselme ihtimaline karşı TCMB’nin faiz silahına dokunmadan alternatif yöntmelere baş vurarak munzamlarda ayarlamaya gitmesinin en akılcı senrayo olacağını düşünüyoruz. Faiz indirim senaryosunun gündemi meşkul etmemesi durumunda TL’nin seçim sonrası büründüğü iyimser havaya geri dönme ihtimalini yüksek görüyoruz.
Dün sabah erken saatlerde Çin’de açıklanan büyüme verisinin olumlu karşılanması (büyüme yılın ilk çeyreğinde % 7.4 ile 18 ayın en düşük seviyesine gerilemesine rağmen, beklentilerin üzerinde gerçekleşti), günlerdir repo ihalesi yoluyla piyasa ihtiyacının üzerinde likidite sağlayan TCMB'nin dün ihale tutarını azaltması nihayetinde USD/TL kuruna sınırlı da olsa pozitif etki yarattı. Bir önceki gece 2,1450 seviyesine yükselen USD/TL kuru, dün gün boyu 2,13’lü seviyelerde salındı. Tahvil ve bono piyasasında iki yıllık gösterge tahvilin % 9,80’li seviyelere gerilerken, Borsa Istanbul’un günü yatay tamamladığını görüyoruz. Ekte TCMB’nin 28/01 gecesi agresif faiz artırım ardından piyasaya sağladığı likidite ve gecelik ortalama fonlama maliyeti görülebilir.
Dün İngiltere’de açıklanan işsizlik verisinin % 6,9 ile Şubat 2009’dan beri görülen en düşük seviyeye gerilemesi elbette sterlin üzerinde olumlu bir etki yarattı. Sterlin dolar karşısında 1,6830 seviyelerine kadar yükselerek son 5 senenin en yüksek seviyesini test etti. Teknik anlamda yükselen üçgen formasyonunun oluşmaya başladığı sterlinde yükselişin devam etme ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Böylesi bir gerçekleşme sırası ile 1,70 ve 1,72 seviyelerine kadar sterlinin dolar karşısında yükselişini destekleyebilir. Sterlinin teknik anlamda güçlü durduğu bir ortamda TCMB’nin haftaya faiz indirimine gitmesi, GBP/TL kurunda hızlı ve sert bir yükselişi de beraberinde getirebilir. İngiltere’nin faiz artırımına en yakın ülke konumunda olduğunu not etmek gerekiyor. Öte yandan Avrupa cephesinde işlerin EUR’da görülen yükselişe rağmen pek de iyi gitmediği konuşuluyor. ABD ve İngiltere’nin aksine büyüme ve deflasyon endişelerinin pençesinde EUR’yu değersiz tutmak adına Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) tahvil alım yolu ile genişlemeye gitmesi ihtimali her gün artıyor. ECB’den genişleyici yönde bir adım gelmesi EUR/USD paritesinde aşağı yönü destekleyebileceği gibi, bol likiditenin gelişmekte olan ülke para birimlerine de yardımcı olabileceğini düşünüyoruz. TCMB’nin faiz indirmemesi ve ECB’den adım gelmesi durumunda TL’nin yeniden 2,08’li seviyeleri hedefleyebileceğinin altını çizmek istiyorum.
Dün konuşan FED Başkanı Yellen'in ekonomiye dair kullandığı “desteklerin süreceği” yönündeki açıklamalar (düşük faizi ortamının uzunca bir süre korunacağı), ABD borsalarının geceyi % 1 civarında değer kazancıyla tamamlamasına neden oldu. Sabah Asya piyasalarının geneline yansıyan ılımlı yükselişler görülüyor. Gözler bugün TCMB’nin genel kuruluna çevrilecektir. Hatırlanacağı üzere, haftabaşı, Erdal Sağlam’ın köşesinde yargı ve eminyet ardından ekonomi yönetimindeki görev yerlerinin de değiştirileceğine yönelik habeler kımsen de olsa huzursuzluk yaratmıştı. SPK, BDDK ve TCMB’de görev değişikliklerinin olabileceği yönündeki haberleri yakından takip ediyoruz. Özellikle görev süresi dolmayan TCMB Başkanı Başçı’nın değiştirilmesi vea yerine gelecek kişinin siyasi otoritenin taleplerine boyun eğecek birinin olma ihtimali, TL ve TL cinsi yatırım araçlarında satış baskısı kurabilir.
Mali piyasaların gündeminde sabah saatlerinde açıklanacak Almanya’da TÜFE, öğleden sonra ABD’de haftalık işsizlik başvurusu verisi ve Philedelphia FED endeksikeri yakından takip edilebilir. USD/TL kurunun güne 2,1340 , EUR/TL 2,9530 , GBP/TL 3,5850 , Sepet kur ise 2,54, XAU/TL (altın gram) 89 seviyelerinden başlamasını bekliyoruz.
Kıbrıs İktisat Bankası – Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu
