“İmdat” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

“İmdat”

Ahmet OkanAhmet Okan

“Biraz deniz havası vursun diye Girne’ye gittim bugün. Gel gör ki Girne yerinde yoktu…”  (Cengiz Erdem, Beni Bu Dışarıdan Çıkarın, Ankara, 2007, s, 32.)


Nere gitseniz öyledir.

Sadece kuzeyde değil, güneyde de durum aynıdır.

Sanki Baf yerinde duruyor mu ya da Leymosun?

Kapılar açıldıktan sonra ilk kez Baf’a gittiğimizde Baf yerinde yoktu.

Sorasımız gelmişti Baf nersi? diye Baf’ın içinde!

Başka bir ülkedesiniz!

Lefkoşa’dasınız ama değilsiniz,

Girnelisiniz mesela ama Girne’de değilsiniz!

Öyledir yerinde yokturlar.

Onların yerinde başka şehirler vardır.

Köyleri de, kasabaları da yokturlar; yok olmuşlardır.

Kaybolan uçurtma gibidirler; o köylerde, şehirlerde ve kasabalarda yaşayanlar nerededir, ne yapıyorlar kimseler bilmemektedir, dediğimiz gibi uçup giden, gözden kaybolan uçurtmalar gibidirler…

O şehirlerin ahalileri yoktur, sandalları da yoktur, bisikletleri de yoktur, evleri de, karyolaları da, tel ve aynalı dolapları da, sokakları ve mahalleleri de, okulları, bakkalları da yoktur.

Ne lingirileri vardır ne topları ne pirilileri.

Nereye gitseniz, nereye baksanız yokturlar; yok oldular yok olacaklarını biliyorlar mıydı bilmiyorum ama yok olan en mükemmel ahaliydiler zaten…

Yok olacakları ta başından belliydi ama kimse bunu düşünemiyor, kestiremiyordu ki haklıydılar nasıl bilebilirlerdi geleceğin ne getireceğini fakat geriye dönüp baksalardı belki anlayacaklardı, geriye dönüp bakmadılar, belki de dermanları kalmamıştı; kim geriye dönüp bakma gereğini duyardı ileriye bakmak varken, ama başlarına gelecek olanlar bunlardı, işte, yok olacaklardı ileriye bakarken…

İş işten geçtikten sonra birbirlerini aramalarının nedeni yok olmalarındandır.

Varsalar ve birbirlerinin nerede olduklarını biliyorlarsa, kim nerede ne yapıyor diye birbirlerinden haberdar oluyorlarsa, birbirlerini niye arayıp dursunlar ki?

Yokturlar çünkü bayram namazlarında da Ayasofya’da buluşamıyorlar.

Yokturlar çünkü bayram yerleri de uçurtmalar gibi kaybolduğundan birbirlerini senede birkaç kere olsun göremiyorlar.

Ölmelerinden bile haberleri yokturlar; kim öldü kim hangi mezarlığa gömüldü, ölen kimdi kimin nesiydi bilen yoktur çünkü tekmili birden kayıptırlar.

Aslında savaşlarda, arbedelerde, çatışmalarda kaybolanları arayanlar, ki aslında onların öldüklerini bilmeyen yoktur, canlı kayıplarla da uğraşsınlar, (bunlar canlıdırlar üstelik), işte, her şehrin, her köyün, her kasabanın ahalisi kayıptır ve birbirlerini aramaktadırlar, bunları da bulmaya çalışsınlar…

Şehirlerin, köylerin, kasabaların, sokakların, mahallelerin kaybolduğu bir memlekettir burası.

Kaybolurken bile “imdat” demeyen insanların memleketi…

Ne demiş yazar?

“Beni bu dışarıdan çıkarın!”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar