Güneydeki mültecilerin yolu kuzeyden geçiyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Güney KıbrısKıbrısManşet

Güneydeki mültecilerin yolu kuzeyden geçiyor

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Temsilcisi Katja Saha, Kıbrıs Türk medyasına, mülteci hareketleri çerçevesinde Kıbrıs’ın durumuna ilişkin bilgilendirme yaptı

70 MİLYONU GEÇTİ: UNHCR Temsilcisi Katja Saha, dünyada yerinden zorla edilen kişilerin sayının 70 milyonu geçtiğini ifade etti. Saha, bunun sebeplerinden birinin de Suriye’deki savaştan dolayı kendine sığınma arayan insanların sayısındaki artış olduğunu belirtti


 

EN FAZLA KIBRIS: Saha, Avrupa’da kişi başına en fazla sığınmacı alan ülkenin “Kıbrıs Cumhuriyeti” olduğunu belirtti. Adaya gelen sığınmacıların yüzde 60’ının Kuzey’den Güney’e geçtiğini ifade eden Saha, “Yılbaşından itibaren Kıbrıs’a gelen sığınmacı sayısı en yüksek rakama ulaşacak” dedi

 

YASAL ÇERÇEVE YOK: Saha, Kıbrıs’ın kuzeyinde sığınma başvurusu yapmayı mümkün kılacak yasal çerçeve olmadığını, bu nedenle adaya gelen sığınmacıların büyük bir kısmının ‘mülteci statüsünü’ almak için güneye geçtiğini belirtti

 

GERİ GÖNDERMEME İLKESİ: Saha, UNHCR’in Kıbrıs’ın kuzeyindeki önceliğinin sığınma başvurusu amacı ile adaya gelen kişilerin geldikleri ülkeye ya da yaşamlarının tehlike altına girdiği bir yere geri gönderilmemesi olduğunu belirtti. Saha, “Bunun temeli geri göndermeme ilkesidir” dedi

 

 

 

Duygu ALAN

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Temsilcisi Katja Saha, medya kahvaltı toplantısında Lefkoşa’da dün basın mensupları ile bir araya gelerek, genelde dünyada özelde Kıbrıs’taki faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

Toplantıya KKTC’de yaşayan iki mültecide katılarak hikayelerini ve deneyimlerini gazetecilerle paylaştı.

UNHCR Temsilcisi Katja Saha, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin küresel çapta on yıllarca yıldır, 1951 tarihinde Uluslararası Mülteciler Sözleşmesi’nin standartlarının devam ettirilmesi için çalışmalar yürüttüğünü kaydetti.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin bir de süpervizörlük rolü olduğunu aktaran Saha, “dünyadaki tüm ülkelerdeki hükümetlerin ve yetkililerin bu uluslararası standartlara uyum sağlamalarını sağlamak görevlerimizin arasındadır” dedi.

Saha,  herhangi bir hükümetin veya bir ülkenin tüm bu standartlara tek başlarına BM Mülteciler Yüksek Komiserliği desteği olmaksızın uymalarını bekleyemeyeceklerini söyleyerek bu desteğin muhakkak sağlanması gerektiğini vurguladı.

Saha, “bunun yanı sıra mülteci krizinin yer aldığı ve birçok alanda ve birçok yerde temel işlevinin uygulamaya yönelik bir takım faaliyetlerin de verilmesidir. Çadır kamplarla destek veriyoruz, buradaki mültecilerin temel ihtiyaçlarını; gıda, su, eğitim ve sağlık gibi alanlarda destek veriyoruz. Yine bunları sağlarken zulümden kaçan bu kişilerin sığınma süreçlerine erişimlerinin olması ve uluslararası korunma ihtiyaçlarının da karşılanmasına ya da buna erişimine destek olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

 

“Sığınmacılara da destek oluyoruz”

Katja Saha, “BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin önemli bir faaliyetinin de sığınmacılara destek olmak” diyerek MŞ ülkeleri bulunan ve mülteci statüleri henüz teyit edilmeyen, yani başvurusunu yapmış ama henüz sonucu elde edilmemiş olan sığınmacılar için de çalışmaları olduğunu söyledi.

Saha, yine MŞ ülkelerinden kaçmalarını gerekli kılan sorunlar sona erdikten sonra, tekrar geri dönmeye karar vermiş olanlarla da çalıştıklarını anlattı.

Saha, “Bunların da yanı sıra yine vatansız, diye tabir ettiğimiz kişilerin hakları ile ilgili de çalışmalar yürütüyoruz. ‘Vatansız’ diye nitelendirdiğimiz kişiler, bir nedenden ötürü ya bir milliyeti olmayan veya da uluslararası korumaya ya da milliyete yetkin erişimi olmayan kişilerdir” diye konuştu.

 

“UNHCR’ın bu bireyler için sürdürülebilir bir çözüm arayışı sürüyor”

UNHCR Temsilcisi Katja Saha, somut olarak UNHCR’ın bu faaliyetleri gerçekleştirirken, bu bireyler için sürdürülebilir bir çözüm arayışının devam ettiğini belirtti.

Saha, “Yani onların kısa vadeli ihtiyaçlarını sağlamanın yanı sıra kalıcı bir çözüm arayışımız da devam ediyor. MŞ ülkelerindeki sorun çözüldüğünde geri dönmeleri bazen söz konusu olabiliyor ama çoğu zaman geldikleri, sığınma talebi olduklara yere entegre olmaları da gerekebiliyor. Çok ender durumlarda, ne kendi ülkelerine dönebiliyor bu kişiler ne de kalabiliyorlar. Böyle durumda da üçüncü ülkelere yeniden yerleşim için bazı ülkelerin bir takım programlar çerçevesinde açtıkları kotalar uyarınca o üçüncü ülkelere yeniden yerleştirilmeleri için destek veriyoruz” dedi.

 

“Dünyada 70 milyondan fazla kişi zorla yerinden edildi”

UNHCR Temsilcisi Katja Saha, son 10 yıl içerisinde zorla yerinden edilmiş olan kişilerin sayısının 2 kat artış gösterdiğini kaydederek bugün itibari ile dünyada yerinden zorla edilen kişilerin sayının 70 milyonu geçtiğini ifade etti.

Saha, bunun sebeplerinden birinin de Suriye’deki savaştan dolayı kendine sığınma arayan insanların sayısındaki artış olduğunu belirtti.

 

“Başka ülkelerde de ciddi krizler ve çatışmaların ortaya çıktı”

Katja Saha, başka ülkelerde de ciddi krizler ve çatışmaların ortaya çıktığını belirterek, Venezuela’da ve Latin Amerika’da da yine çok ciddi rakamlarda, büyük çoğunlukta insanların ülkelerini terk ettiklerini belirtti.

Saha, yine bu konu ile ilgili hem mültecilerle hem de BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin ilgilendiği kişilerle yapılan çalışmaların temel hedeflerinden bir tanesinin de kamuoyunun, halkın bu konularla ilgili doğru bilgilere erişiminin sağlanması, bunun yanı sıra hem rakamlarla hem olgularla ilgili de doğru bilgilere erişiminin sağlanması olduğunu belirtti.

 

“Kullanılan terminoloji çok önemli”

Saha, her şeyden önce bu doğrultuda kullanılan terminolojinin, yani göçmen, mülteci ve sığınmacı terimlerinin birbirlerinin yerine gerçekten ne anlam ifade ettiğini bilmeksizin kullanıldığını kaydetti.

Saha, “dolayısıyla bu bilgilerin kamuoyuna aktarılırken önemli olanın kişinin neden kaçtığını aktarmak, neden o ülkeye gittiklerini aktarmak, neden çok sayıda geliyorlar ve sebepleri nedir, ne ihtiyaçları var ve ne gibi haklara sahipler tüm bunları aktarılması gerekir” dedi.

 

“Medyada çalışan profesyonellerle işbirliği yapmak önemli”

Katja Saha, uluslararası korunmanın sağlanması açısından bireysel desteğin de çok önem taşıdığını kaydetti.

Bu bağlamda medyanın rolünün büyük olduğunu ifade eden Saha, “UNHCR olarak bizlerin önceliklerimizden bir tanesi, her küresel seviyedeki çalışmalarda hem de Kıbrıs’taki çalışmalarımızda, medyada çalışan profesyonellerle, uzmanlarla, işbirliği yapmak” dedi.

Saha, “dolayısıyla Kıbrıslılara bu konularla ilgili bilgilerin aktarılması söz konusu olduğunda umut ediyorum ki sizler de bizlerin bu çabalarına katkı sağlayacaksınız” diye konuştu.

 

“Avrupa’da kişi başına en fazla sığınmacı alan ülke Kıbrıs”

UNHCR Temsilcisi Katja Saha, şuan itibari ile Avrupa’da kişi başına en fazla sığınmacı alan ülkenin “Kıbrıs Cumhuriyeti” olduğunu kaydetti.

 

“Sığınmacıların yüzde 60’ı önce adanın kuzeyi ne geliyor”

Saha, adaya gelen sığınmacıların yüzde 60’ının önce adanın kuzeyine sonra da güneyine yerleşmeye karar verdiğini belirtti.

Katja Saha, yılbaşından itibaren Kıbrıs’a gelen sığınmacı sayısının en yüksek rakama ulaşacağını söyledi.

 

“Kıbrıs’ın kuzeyinde sığınma başvurusu yapmanın mümkün değil”

Saha, şuan itibari ile Kıbrıs’ın kuzeyinde sığınma başvurusu yapmanın mümkün olmadığını belirterek “bunun sebebi de bu başvuruyu, mümkün kılacak yasal çerçevenin henüz olmamasıdır” dedi.

Saha, bu sebepten ötürü adaya gelen sığınmacıların büyük bir kısmının güneye geçip, başvurularını güneyde yapıp, resmi ya da formalize edilmiş, resmileştirilmiş mülteci statüsünü almak için güneye geçtiğini belirtti.

Saha, “biz UNHCR olarak Kıbrıs’ın kuzeyinde kesinlikle önceliğimiz olarak tabir ettiğimiz husus sığınma başvurusu amacı ile adaya gelen kişilerin MŞ ülkelerine ya da yaşamlarının ve özgürlüklerinin tehlike altına girdiği bir yere geri gönderilmemeleridir” dedi.

Saha, “Bunun da temeli;  geri göndermeme ilkesi, tahammül hukukunun bir parçası olan bu ilke bütün ülkeler için bağlayıcı bir ilkedir” diye konuştu.

 

“Kıbrıs’ın kuzeyine yerleşmek isteyen mülteci sayısının az”

Yaptıkları çalışmalarda, Kıbrıs’ın kuzeyi ile ilgili çalışmaları bir STÖ ile yürüttüklerini kaydeden Saha, Kıbrıs’ın kuzeyine yerleşmek isteyen mülteci sayısının az olduğunu belirtti.

Kıbrıs’ın kuzeyinde sayıları 100’ü geçmeyen bu kişiler için UNHCR’ın destek sağladığını kaydeden Saha, bu destek içerisinde yerel topluma entegrasyonlar, bu entegrasyon için gerekli becerileri edinmelerine yönelik çalışmalar olduğunu belirterek, gerekli olduğu ölçülerde diğer destek ve yardımların da bu kişilere sağlandığını ifade etti.

Saha, “bilinmesi önemli olan bir diğer husus ta Kıbrıs’ın kuzeyinde kalan mültecilerin resmi bir statüsünün olmadığıdır, bunun da sebebi, yasal bir çerçevenin olamamasıdır. Dolayısıyla UNHCR için ikinci bir öncelik, belli bir noktada elbette, bu yasal çerçevenin oluşturulması ve bu mültecilerin yasal statüye ve haklara erişimin sağlanmasını görmektir” diye konuştu.

 

 

“Kıbrıs’ta kötü bir muameleye maruz kalmadım”

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan ve toplantıya katılarak deneyimlerini paylaşan mülteci kadın, Suriyeli olduğunu, eşinin ülkesinde müdürü olduğu okulda çıkan isyanlara engel olmadığı gerekçesi ile de tutuklandığını, bir ay sonra serbest bırakıldığını, kendisinin de dağları aşıp Lübnan’a gittiğini anlattı.

Mülteci kadın, üç çocuğu olduğunu ve çocuklarının Şam’da üniversitede okuduklarını, ama ya Fransızca ya da İngilizce dillerinde eğitim verilmesinden dolayı Lübna’da üniversiteye giremediklerini dolayısıyla çocuklarından birinin Türkiye’ye diğerinin Almanya’ya gittiğini, birinin de Kıbrıs’a geldiğini anlattı. Almanya’ya giden çocuğunun Almanya’ya giderken üç kez boğulma tehlikesi yaşadığını anlatan mülteci kadın, Kıbrıs’taki çocuğunun da lisans eğitimini tamamladıktan sonra master yapmak için Türkiye’ye gittiğini, ancak kendisinin Kıbrıs’ta yalnız kaldığını söyledi. Eşinin Lübnan’dan Kıbrıs’a bir iki kez gelip gittiğini ancak annesine bakmak için Lübnan’da kalmak zorunda olduğunu anlatan mülteci kadın, “Burada insanlar çok cömert ve nazikler” diyerek Kıbrıs’ta kötü bir muameleye maruz kalmadığını söyledi.

 

“Benim istediğim gıda yardımı değil, çalışmak”

Pasaportunun süresinin Ocak ayında dolacağını belirten mülteci kadın, vizesini uzatıp pasaportunu yenileyemeyeceği için sıkıntı yaşayacağını, söyleyerek güneye geçmeyi düşündüğünü bu anlamda S.O.S ile de görüştüğünü belirtti.

Kirasını ödemek ve yaşamını idame ettirebilmek için çalışmak zorunda olduğunu da söyleyen mülteci kadın, şunları söyledi:  “İş aradım, CV’mi gönderdiğim bir okul beni önce kabul etti ama başörtümü görünce beni geri çevirdi. Suriye’deki her şeyimizi sattık o da tükendi. Benim istediğim gıda yardımı vs. değil benim istediğim çalışmak. İşim olursa BM’den gelen paraya da ihtiyacım olmayacak.

 

 

“Kalmak için sebep arıyorum”

Burayı seviyorum, rahatım, kalmak için bir sebep arıyorum. Çocuklarıma bağımlı olamam, eskiden ben onlara para verirdim şimdi onlardan para almak zor. Birini 5 yıldır görmüyorum. Bıraktığımda çocuktu, Almanya’daki Larnaka’ya geldi ama burada S.O.S üzerinden bir şekilde Almanya’ya gidebilmek için ya da diğer tarafa geçmek için, bir iş bulabilmek için destek arayışım devam ediyor.

 

“Mülteci olarak yaşadığım üçüncü ülke”

Bu benim mülteci olarak yaşadığım üçüncü ülke kolay değil, her şeyi bırakıp yaşamak, dördüncü bir ülkede de yaşamak kolay olmayacaktır ama surum budur.”

 

 

“Birçok kişi Gazze’den mevcut hükümetin baskısı sebebi ile kaçıyor”

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan ve toplantıya katılarak deneyimlerini paylaşan mülteci erkek ise, Gazzeli olduğunu belirterek ülkesinde uzun yıllar gazetecilik yaptığını ancak hükümet tarafından takip edilmeye başlanınca işini bıraktığını anlattı.

Mülteci erkek, iş yerindeki gazeteci arkadaşlarının tümünün tutuklandığını kendisinin 2 ay farklı yerlerde saklandığını, yakalanmaktan kaçtığını, kendi kendine oto sansür uygulamak zorunda kaldığını ve bunun kendisi için çok ağır olduğunu anlattı.

Oradaki mevcut hükümetin, iktidarın medyayı da eline geçirmeyi amaçladığını ve de geçirdiği, bu noktaya gelince gazeteciliği bıraktığını söyledi.

Mülteci erkek, daha sonra çocuk eşyaları satılan bir yerde 3 yıl çalıştığını ama kendisini rahatsız etmeye devam ettiklerini dolayısıyla bu işini de bırakmak zorunda kaldığını belirtti.

Her şeyini tasfiye ettiğini ve 2015’te Kıbrıs’a geldiğini anlatan mülteci erkek, tasfiyeden elde ettiği gelirle Kıbrıs’ta masraflarını karşıladığını ve şans eseri bir dil merkezinde iş bulduğunu ve o merkezde İngilizce öğretmeni olduğunu kaydetti.

Ancak, Filistin’den kaçan birçok kişinin mevcut hükümetin yarattığı baskı sebebi ile kaçtığını kaydetti.

Kıbrıs’ta yaşarken sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar sebebi ile bile ailesinin kendisini arayıp, silmesi için ricada bulunduğunu, çünkü oradaki polisin baskısından korktuklarını anlattı.

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar