Eğitimde unuttuklarımız - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Eğitimde unuttuklarımız

Barış UzunahmetBarış Uzunahmet

Ülkemizde çevre konusunda en önde gelen akademisyenlerden biri olan Prof. Dr. Şerife Gündüz geçtiğimiz günlerde basına yansıyan açıklaması içimizi acıttı ve yüzümüze şamar gibi vurdu. En azından ben kendi adıma öyle düşünüyorum. Ne demişti Şerife Gündüz? “Yere çöp atmamayı bile öğrenememiş bir toplumuz, evin içini temizliyoruz fakat çöpleri sokağa atıyoruz. Ülkemizi sevmiyoruz”.

Şerife Gündüz haksız mı? Bence çok haklı… Ben bunu bir eleştiri olarak kabul ettim. Çünkü bir öğrenemeyen varsa bir de öğretemeyen var demektir. Biz eğitimde çevre eğitimine ne kadar önem veriyoruz? Bence yeterince vermiyoruz. Çevreye duyarlı bireyler yetiştirebiliyor muyuz? Onu da yapamıyoruz. Bu konuda uğraşan, çevreyi önemseyen öğretmenler var mı? Var. Ancak öğretmen öğretiyor ama birileri de bunu bozuyor. Eğer çocuk okulda çevre konusunda olumlu bir tutum geliştirmek için eğitiliyorsa ve eve gittiğinde ailesi öğretilenin tersini yapıyorsa, bir süre sonra çocuk bunun normal olduğunu düşünüyor.


Yani siz sınıfta “sokağa çöp atmayın” dediğinizde çocuk arabada giderken babasının arabanın camından çöpleri dışarı atığını görüyorsa, bu çocuğun çevrenin temiz kalması gerektiğini içselleştirmesi çok zordur.

Toplum olarak belli değerlerden ve tutumlardan uzaklaşıyoruz. Trafikteki tutumlarımız da çevreden farklı değildir. Kurallara ne kadar uyuyoruz? Yeterince uymuyoruz. Trafikte diğer sürücülere, yayalara ne kadar saygı gösteriyoruz? Göstermiyoruz. En basiti yaya geçitlerinde duran kaç sürücü kaldı ki? Çok az… Bu soruları artırmak mümkündür.

Artık ülkede trafik çarpışmasının olmadığı bir gün yok. Pandemi döneminde ciddi sokağa çıkma yasağı ve kapanmanın olduğu 2021 yılında şu ana kadar 24 kişi trafik çarpışmasında hayatını kaybetmiş…

Eğitim sistemimiz sınav odaklı ve ezbere dayalı. Yarışmacı bir anlayış hakim. Böyle bir ortamda değerler eğitiminden ve doğru tutum geliştirmeden bahsetmek çok zordur. Değerler de sürekli değişmektedir ama eğitimde ne eski değerleri ne yenileri öğretebildiğimizi söylemek mümkün değildir. Ne eğitim programları ne de okulun süresi buna imkan vermiyor.

Birkaç yıldır İngiltere’deyim. Geçen gün bizim küçük oğlan okuldan eve geldiğinde elinde bir poşet vardı. Nedir bu dedim? “Okulda pasta yaptık” dedi. Daha önceki haftalarda da yemek, pasta, gibi yiyecekler yaptıklarına tanık olmuştum.

Aklıma benim 40 yıl önceki ilkokuldaki “ev ekonomisi” dersi geldi. O yıllarda bile bizlere hayata dair bilgiler veriliyor, uygulaması yapılıyordu. Tüm bunlardan eser yok şu anda… Elimizden gelse okullarda müzik, beden eğitimi, resim gibi dersleri kaldırıp daha çok Matematik, daha çok Türkçe dersi koyacağız. Ondan sonra da çocukların doğru tutum geliştiremediklerinden şikayet edeceğiz.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından değerler eğitimi; “Çocukların ve gençlerin pozitif değerleri keşfedip geliştirmeleri ve kendi potansiyellerine göre ilerlemeleri için yürütülen eğitimsel gayretler” olarak tanımlanmaktadır.

Gerek eğitim-öğretim programları, gerekse ders kitapları aracılığıyla değerlerin öğretilmesi konusu, eğitim biliminin üzerinde ısrarla durulan konulardan biridir. Eğitimin, toplumsal yaşam içinde evrensel, yerel ve kültürel değerler sistemini bireylere iletme noktasında önemli rol oynadığını biliyoruz. Biz bunun neresindeyiz. Bu noktada kendimiz sorgulamamız gerekir. Değerler ve tutumlar konusunda Kıbrıslının tabiri ile “goyverdik gitti” durumundayız.

Demokratik toplumlarda eğitim kurumları; sadece bilişsel amaçlara ulaşmak için değil, aynı zamanda insanı insan yapan bütün evrensel değerlerin, öğrencilere verildiği bir yapı olma anlayışına sahip olması gerekmektedir. Umarım en kısa zamanda böylesi bir eğitim sistemine sahip olabiliriz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar