Eğer kendini hatırlarsa - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Eğer kendini hatırlarsa

Ahmet OkanAhmet Okan

Herhangi bir hastalık hali olmadan da insan kendi kendini unutabilir.

O unutkanlık süresince yoktur!


Bir an gelir beynine yıldırım düşmüş gibi kendini bulur.

Elleri kendi elleridir, gözleri, ayakları, burnu, ağzı…

Koku alabildiğini, çevreyi görebildiğini, konuşmaları anlayabildiğini fark eder…

Bir düşünceyi kalıplaştırıp, o kalıplar içerisinde hareket edenlerin de durumu belki böyledir.

Bir kayboluş.

Çoğaldığını zannedip ama aslında yalnızlaşmak.

Değişim istediğini zannedip aslında ona direnmek; kısır kalmak.

Belirli bir düşünceye bağlı politikacılar genellikle dün ne diyorlarsa, dün ne savunuyorlarsa, bugün de aynı şeyleri söyleyip savunduklarını söylerler taraftarlarına.

Bu değişmezlik onlar için istikrarlı bir yoldur.

Taraftarları da onların böyle olmalarından gurur duyarlar!

Bu bir hastalık hali değildir ama bir haldir nihayetinde!

Kendini unutma hali belki de.

Kendini unutmasa bedeninin günden güne nasıl değişime uğradığını fark edecek. Ediyor aslında ama politik racon değişmeme üzerine kurulmuş sanki; her şey bir kalıp içinde.

Bunların yıkılması ahlak kurallarının yıkılması kadar zordur.

Çok uzun yıllar isteyebilir; bir anda olacak şey değildir…

Ama politika ahlak değildir.

Değişken olmalı.

Belki bu sözcük yerine oturmuyor; değişken yerine gelişken demek daha doğru.

Değişim bir daldan bir dala konmak değildir.

Bir gün başka ertesi gün başka demek değildir.

Değişimin  gerçekleşmesi de ahlak kuralları gibi zamana ihtiyaç duyabilir.

Bir anda olan değişimler devrimle izah edilir ancak…

Değişim, kelime anlamı olarak “belirli bir süreç içerisinde yer alan değişikliklerin tümü” şeklinde açıklanır.

Kısacası her şey değişir…

Bizim konumuz bazı hallerde insanın kendini unutmasıydı.

Çağımızın zor hayat koşullarında böyle anları herkes yaşayabilir.

Hayat, insanoğlunun omuzlarında taşınan bir yükten ibarettir.

O yük altında günden güne çöker.

Peki kendini unutan, kendini hatırlamayan insan mutluğu nasıl yakalayacak?

Dünyaya gelmişse mutluluk hakkı değil mi?

Platon, insanların nihayi amaçlarının mutluluk olduğunu söyler.

Gerçekten de böyledir.

Bir insan başka ne isteyebilir ki?

İnsan eğer kendini hatırlayabilirse mutlu olabilir.

Çağımızda mutluluğu yakalmak Platon’un öngörülerinin dışındadır.

O, mutluluğu yakalamanın sırrının “iyi” olmakla mümkün olabeceğini öngörüyordu.

Günümüzdeki insanın bu hargür ve gürültü içinde bunu anlaması ne kadar mümkün?

Hermann Hesse “Siddartha” adlı eserinde iyilik ve kötülüğün çok ötesini arar.

Mükemmel insanın arayışındadır.

Ama öyle bir şey var mı?

Gerçekten insan mükemmelliğe ulaşabilir mi?

Yoksa dünya, Mary Shelley’in “Son İnsan” adlı romanındaki gibi ıstıraplar içinde yok olup gidecek mi?

Bize sorarsanız,

İnsanın mükemmelliği alabildiğine özgürlüğündedir.

Eğer kendisini hatırlarsa…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar