E? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

E?

Ahmet OkanAhmet Okan

Eskiden her şey ömürlüktü.

Araba alınınca ona ömürlük diye bakılırdı.


Suyuna yağına dikkat edilirdi özenle, o kadar.

Kunduracıdan alınan ayakkabı da senelerce giyilir, eğer altı delinirse paça konurdu.

Demir karyolalar değişmezdi; gevşeyen sustaları onarılırdı zaman zaman.

Yorganlar, şilteler atılmaz, pamukları atılır tekrardan kullanılırdı.

Bisikletler kişnemezdi ama onlara ata bakılır gibi bakılırdı.

Ev desen, atalardan kalma; o da angonilere kalırdı…

Böyleydi…

Şimdi her şey değişti.

Ayakkabı tamircisi kalmadı zaten.

Arabalar bile sürekli değiştirilmekte.

Yatak odaları ömürlük değil; koltuğunu, masasını mevsimlik değiştirenler bile var…

Böyledir…

Bir yaşam tarzından bir başka yaşam tarzına.

Böyle bir hayat birçok şeyi de etkiliyor kuşkusuz.

Tez bıkkınlık hali ya da neyse düşüncelere ve her şeye yansıyor.

İktidara yeni gelenler muhalefet halinden,  daha önce iktidar iken muhalefete düşenler iktidar halinden pek erken sıyrılıyorlar.

Sendikalarda, derneklerde, cemiyetlerde de durum pek farklı değildir.

Dün desteklerken bugün köstekliyor, dün kösteklerken bugün destekliyor…

Bir alemdir gidiyor!

Bir köşe yazarı belirli konularda yazıyorsa, okur tez sıkılıyor; bırakın okuru kelem sallayan da bıkıp usanıyor!

Makyaj ve estetik salonları dolu.

Kendine bakma, biraz süslenme, biraz değişiklik anlayışı da değişmiş durumda.

Tırnaklar bir gün yeşile boyanıyorsa, yeşilden tez vaz geçiliyor, haftaya sarı, ki kendine bakma iyi bir şeydir kınamak için söylemiyoruz.

Herkes kendini nasıl iyi hissederse öyle.

Küpe erkeğe yakışır; belki de kadından önce kulağına takmıştı.

Ama diyeceğim,

Ömürlük her şey bitmiş durumda.

Günübirlik yaşayanların sırtında günübirlik urubalar.

Bir gün bir şortla ki şort mu pantolon yarısı mı belli değil, biraz şalvarımsı; kıçından dökülmekte, öyle dolaşıyor.

Bir rahatlıktır neticede anlarım, lakin eskiden giyinme diye bir şey vardı ve aynalar bile çatlardı kıskançlıktan!

Dünya böyle değişirken tek değişmeyen şeyin Kıbrıs meselesi olduğu hayret verici bir şeydir.

Keşke bu sorun da yarı pantolon gibi bir şey olsaydı.

Çıkarıp atar, yerine naylonumsu bir şort giyilir olur biterdi.

Yarım aşıra yaklaştı, mesele eski bir köy evindeki pirinç karyola gibi yerinde durmakta!

Ahali başka bir dünyada yaşarken Kıbrıs meselesi hala Zafer Sinemasında gösterilen iki film arası gibi bir şey.

Arada sıkışıp kalmış.

Halbuki ahali artık o koltuklarda oturmuyor.

Makinist de yok, sinemacı da yok.

Anibal da yok İsmet de yok.

Guşo da yok Becerikli de yok.

Israrla aynı film niye?

Ayakkabı tamircisinin olmadığı yerde senin ayakkabındaki delikleri kim tamir edecek?

Yani demek istediğim, pantolonunu, gömleğini, ayakkabını, arabanı, hatta evini nasıl değiştiriyorsan, bu mesele de öyle olmalı, zamandışı kalmamalı…

Daha fazla asker isteyene diklenemiyorsan ve geçiştiriyorsan ve susuyorsan yani,

O zaman Mücahit botlarının içinde kal!

Kalabilir misin?

Kalamazsın.

Kapı açacağına hendek kaz.

Kazabilir misin?

Kazamazsın.

E?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar