Değirmencioğlu'nun günlük ekonomi yorumu! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazartesi, Mayıs 20, 2024
Ekonomi

Değirmencioğlu’nun günlük ekonomi yorumu!

TL ve TL cinsi yatırım araçları dün PKK kanadından gelen ateşkes kıvamınıda haberlere paralel günü olumlu tamamlarken,

Siyasi sorunlar ve güvenik endişelerine rağmen mali disiplinin devam ettiğini gösteren bütçe verileri de olumlu havaya destek oldu


USD/TL kuru 3,07 seviyesini test ederek rekor tazelerken, gözler bugün başlayacak ve yarın akşam 21:00’de sonuçlanacak FED toplantısına çevrildi

FED’den çeyrek puan faiz artırımı bekliyoruz

Yaklaşık 10 yıl aradan sonra gelecek ilk faiz artırımı küresel piyasalarda hafif de olsa sarsıcı etki yaratabilir

Ancak akabinde, “Şüyuu vukuundan beter” uzun bir süredir beklenen faiz artırımının piyasanın üzerinde var olam demoklesin kılıcını da alabileceğini düşünüyoruz

Aksi takdirde, faiz artırım beklentileri aydan aya ötelenmeye devam edecek ve içerde var olan olumsuz hava satış baskısının daha da artmasına neden olabileceğini düşünüyoruz

  Piyasa Özeti ve Yorumu

 

Dün Türk mali piyasaları, nerdeyse aylardır süren negatif seyrine es verircesine, gerek makroekonomik taraftan gelen olumlu veriler, gerekse Temmuz’dan beri neredeyse hergün gelen elim şehit haberlerine karşı PKK açıklaması ile rekor seviyelerden geri çekildi. Dün güne yinde değer kaybı ile başlayan TL ve TL cinsi yatırım araçları, PKK'dan demokratik çözüm ve müzakereye açık oldukları yönünde gelen açıklamaların da yardımı ile olumsuz havadan sıyrılmaya başardı. USD/TL kuru sabah saatlerinde bir kez daha 3,07 seviyesini test etmesi ardından PKK’nın tahkim edilmiş ateşkes çerçevesinde arabulucular gözetiminde bir müzakere ve demokratik çözüme hazır olduklarını söylemesinin etkisi ile güvenlik endişeleri ile uzun bir süredir negatif ayrışan Türk Lirası’nı desteklerken, Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı bütçe veriler de ise iyimser havaya destek oldu. Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre bütçe Ocak – Ağustos döneminde 639 milyon TL fazla verirken, faiz dışı fazla 39 milyar TL oldu. Türkiye’de her ne kadar Merkez Bankası’nın para politikası her ortamda siyasiler tarafından tartışmaya açılarak kredibilite kaybına yol açsa da, artan kurun rekabet avantajı yaratacağı yanılgısı ile ihracatta yükseliş yaşanmasa da, enflasyon kur geçişkenliği ve girdi maliyetindeki yükseliş ile artmaya devam etse de, cari açık kontrol altına alınmasına rağmen halen daha yüksek seyretse de, mali disiplinin devam ettiğini gösteren dünkü veri piyasa tarafından olumlu karşılandı. Yukarda da belirttiğimiz üzere, sabah saatlerinde 3,07 seviyesine varan bir yükseliş kaydeden USD/TL kuru, gerek terör örgütü PKK tarafından gelen açıklamalar, gerekse olumlu makroekonomik verilerin yardımı ile 3,02’li seviyelere varan bir gevşeme kaydetti. Benzer bir şekilde borsa istanbul günü % 2,6 yükselişle gün içi görmüş olduğu 71,307 seviyesinden 73,173 seviyesie varan bir yükseliş tamamladı. Piyasa dedikodularına göre, siyasi ve güvenlik endişeleri ile oldukça kötü performans izleyen ve negatif ayrışan Türk Lirası, FED toplantısı öncesinde bir miktar alım isteği ile de karşılandığını görüyoruz. Hazine Müşteşarlığı’nın dün düzenlediği iki tahvil ihalesi başarılı tamamlanırken, likiditenin sığ olduğu tahvil cephesinde gösterge bileşik faiz % 11,40 seviyelerinde salınmaya devam etti.

 

Elbette ilk parakrafı uzatsak veya kısaltsak da, gündemi belirleyecek kritik ABD Merkez Bankası FED’in olağan (FOMC – Federal Açık Piyasa Komitesi) toplantısı bugün başlıyor. Küresel piyasalar nefesleri tutmuş vaziyette sonucu yarın akşam FED Başkanı Yellen tarafında TSİ21:00’de açıklanacak toplantıyı bekliyor. Özellikle dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin’de son dönemlerde baş gösteren büyüyememe endişeleri ve buna paralel dünyada yeniden tartışılan deflasyon riskleri, Çin nedeniyle şimdilik göz ardı edilen veya unutulan Yunanistan ve Avrupa sorunlarına paralel FED’in ABD dışındaki kırılgan yapıyı da göz önüne alarak bu ayı da pas geçeceği ve faiz artırımını Aralık ayına hatta 2016’da saklayacağına inananların oranını yaklaşık % 70 seviyesinde bulunduğunu not etmek gerkiyor. Aralarında bizlerin de olduğu bir kesim ise, faiz artırımının yarın % 30 ihtmalle de olsa geleceğini düşünüyor.

 

Geçen gün bültenimizde irdelemeye çalıştığımız üzere, 2008’de patlak veren finansal kriz karşısında FED’in hastayı ayağa kaldırmak için verdiği damar açıcı (% 0 faiz) ve kan sulandırıcı (parasal genişleme) politikaların hastayı tamamen de olmasa büyük ölçüde iyileştirdiğini söyleyebiliriz. Bu bağlamda işsizlik oranının % 5,1 ile kriz yılları öncesine dönmesi, ortalama kazançlarda görülen iyleşme FED’in elini kuvvetlendirirken, enflasyonun ise halen istenilen düzeyde olmaması ve bu nedenle FED’in biraz daha ikna olmak adına bekleyeceği genel kanısı da ana tartışma konusu  olmaya devam ediyor. Bizim düşüncemiz ise, % 0 faiz ile 4,5 trilyon dolar tutarındaki bir bilançonun (bünyedeki aşırı kanının) ister istemez başka sorunlar doğuracağı (mesela tansiyon) ve bunun da hastayı yeniden yatağa düşürebileceğinden endişe ediyoruz. Aslında % 0 faiz politikasının sağlıkı bir durum olmadığı, Mayıs 2013’den beri devam eden faiz artırım veya para politikasında normalleşme sürecinin bir türlü gerçekleşmemesinin piyasalarda beklenti yönetimini baltalamak suretiyle daha fazla zarar vermeye başladığını görüyoruz. Bol paranın reel ekonmiden fazla sermaye piyasaların akması ile borsalarda görülen değer kazançları da ister istemez akla balon mu şişiyor algısı yaratıyor. Keza % 0 faizle verilerin ardı arkası kesilmez para geçen gün de bültenimizde belirttiğimiz üzere ABD borası S&P’nin 2009’dan beri kabaca % 200 prim yapmasına neden olmuş. Bu kadar mı ekonomi tıkırında gidiyor! Tüm bu görüşleri bir yere koyduğumuzda FED’in aslında faiz oranalarını normalleştirmede geç kaldığı, hatta geç kalınması bir kenara, her gün fiyatlanan beklentinin de yatırımcı algısını zedelediğini; faizlerin geç artırılması nihayetinde enflasyonun kıpırdanması ile küçük artırımlar yerine daha büyük montanlı faiz artırımlarını da beraberinde getirebileceğini düşünüyoruz. Bu bilgiler ışığında FED’den kredibilitesini koruyacak şekilde ve geçmişte olduğu üzere yarın akşam 25 baz puan faiz artrımı beklentimizi koruyoruz. FED Başkanı Yellen’in ise faiz artırım sonrası piyasalarda yaşanacak kırılganlığı yatıştırmak adında faiz artırımlarının seri bir artırıma işaret etmediği yönünde bir açıklamada bulunması, hatta bunun politika metninde kayda değer bir süre faiz artırımına gidilmeyeceği yönünde bir ibare ile desteklemesini bekliyoruz. Böyle bir gerçekleşmenin, elbette, finansman maliyetini de yükselteceğimi göz ardı etmemek gerekiyor. Haliyle beklentiyi büyük bir gürültü ile satın alan piyasalarının gerçekleşme ile beklentiyi de sattıklarını unutmamak gerekiyor. Aralarında dış finansmana muhtaç, içerde yapısal sorunları olan ve belki Türkiye özelinde siyasi ve güvenlik endişelerini de ilave etmemiz gerektiğinden hareketle son dönemdeki sıkıntılı havanın bir müddet daha devam edebileceğini göz ardı etmiyoruz. Ancak, Türkiye‘nin 1 Kasım seçimlerini başarılı bir şekilde atlatması ve seçim ardından bu sefer hükümetin kurulabilmesi durumunda TL’nin düzeltme yapacak yeri de olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor. Haliyle bu kadar sıkıntıya rağmen TÜİK’in açıkladığı büyüme verileri beklentiyi aşarken, dünkü bütçe verileri de mali disiplinin devam ettiğine işaret ediyor.

 

Yatırımcıları riskten ve panik işlemlerden uzak durmaya davet etmeye devam ediyoruz. Trenin ilk vagonunda yer almaya gerek olmadığını unutmayın. Yeterki doğru yöne giden trende olmaya çalışın.

 

İktisatbank'ın sunduğu avantajlı döviz kurlarını piyasa ile eş zamanlı ve 24 saat kesintisiz takip etmek için lütfen tıklayınız.

https://www.iktisatbank.com/doviz-kurlari

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar