Biz Söz Verdik Sağlıkta Da Hastalıkta Da Beraber Olacayık Diye - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Röportaj

Biz Söz Verdik Sağlıkta Da Hastalıkta Da Beraber Olacayık Diye

Biz Söz Verdik Sağlıkta Da Hastalıkta Da Beraber Olacayık Diye

E.O: Ben Eribe Oruz. 1937’de Lefkoşa’da Samanbahçe Mahallesi’nde doğdum. Babam polis olduğu için orda otururduk. Annem Vadilili, babam Sütlücelidir. Rahmetli babam askere gittiğinde yalnız galmaylım diye dayılarım bizi Vadili köyüne götürdüler. 9 yaşına gadar orda yaşadım. Babam gelince tekrardan Lefkoşa’ya geldik. Babamınan çoğu şeyi yaşayamadık.
   M.O: Ben Mehmet Salih Oruz. 10 Nisan 1934 Ayyorgi şimdiki adı Madenli köy doğumluyum. 17 yaşından sonra iş meselesi yüzünden Lefkoşa’ya geldim. Babam beni parasızlıktan dolayı liseye göndermedi. İlkokuldan sonra kunturacı yanına gitmek zorunda kaldım. Sonraları baktım gördüm ki kunturacılık işinde para yok. Hal böyle olunca 16 Ocak 1957’de İngiliz Hükümeti’nde işe başladım. Bir İngiliz’in şöfürü ve gavazı olarak Platreze’ye tayin edildim. Trodos eteklerinde çok güzel sosyetik bir yer. 2 sene orda kaldım. Tabii fakirlikten sosyal hayatımız olmadı. Haftalığımdan 2 şilin ayırırdım ve nere istersam giderdim. Bazen sinemaya, bazen müzikli yerlere giderdim. İmkanlar doğrultusunda gençliğim eyi geçti.
Ali Atamer: Tanışıp-görüşmeniz eski Türk filmlerdeki aşklar gibi olmuş.
  
M.O:
Benim yaşım geldiği için evlenmek isterdim. Hatta gönlümde bir bayan vardı. Ama sonradan öğrendim ki başkasıyla evlenmiş. Ben da bunun üzerine Eribe’nin mahallesinde kalan bir yaşlı teyzeye gittim. Ve ona dedim ki “çok üzgünüm sevdiğim bayan başka biriyle evlendi napacayık.” O da dedi bana “sana kız mı yok evladım bizim mahallede çok güzel kızlar var beğen da beğendiğini” dedi. Yaşlı teyze bir plan yapar… Nnice bisikletinan ordan geçermiş gibi yapacam ve Eribe da orda olacak. Böylece birbirimizi göreceyik. Ben ertesi gün o mahalleden geçtim fakat heyecandan göremedim gendini. Ama o beni görmüş.
   E.O: Ben bayan olarak hissettiydim bir şeyler. Olay da tabii Ayluka Mahallesi dedikleri yerdeydi. Kilise yanımızda galırdı. Ben gördüydüm Mehmet Salih’i. Ama kız kıza kapının önüne bile çıkamazdık. Yanımızda bir da erkek vardı. 17 yaşında herkes nişan olur herhalde sıra bize da gelecek dedim. Beğendiydim dayınızı fakat çok esmer gördüydüm o gün. Meğerlim o gün güneşte çalışmış yüzü yanmış. Gomşu da dedi ki “bunun yüzü  gün garasıdır gön garası değil.”
Ali Atamer: Mehmet Salih dayıcığım Eribe Hanım’la evlenmek için bir takım evrelerden geçmişsin. Anlatır mısın?
 
E:O:
Ben itiraz etmedim ama babam bunlar fukaraydı diye vermek istemedi.
   M.O: Gaynatamın şartları vardı. “2 sene nişanlı oturacaklar ve güveyi eve gelmeycek ve 4 sene sonra benim yapacağım eve evlenecekler” dedi… Biz da gızı gaybetmeylim diye şartları kabul ettik. Velhasıl hafta sonları Eribe hanımı ziyarete gitmeye başladık. Ama yanımızda mutlaka biri vardı. Gaynatam çok sertti sinirliydi. Gattiyetle yalnız bırkamazdı bizi. O zaman da EOKA başladıydı. E benim evim Rum tarafında galdıydı. Eribe hanıma dedim ki “bir süre galayım sizde çünkü gider gelirkan yolda belde bişey olacayık beni vurabilirler.” Allahtan gaynatam razı oldur da evin bir köşesinde galmaya başladım.

Ali Atamer: Düğün öncesi bir takım hazırlıklar yapılırdı. Nelerdi onlar?
  
E.O:
Düğün öncesi bazı hazırlıklar yapılırdı. Cumaları Rum tarafında Pazar yerleri gurulurdu. Barikata yakın bir yerdeydi. Yastık, çarşaf, mutfak eşyaları alınırdı. Annem da Lefkara işlerdi.
   M.O: Ben Pılatreze’de olduğum için çok uğraşamadım bu işlerle. Ben da yatak aldım. 1-2 tane da sandalye aldım. Çünkü evimiz çok küçüktü. 4 tane da koltuk koyduk. Arasta’nın taraflarında bir yerden iki direkli sarımtırak çok güzel bir gargola aldık. Eksiklerimizi tamamladık.
Ali Atamer: Düğününüz eski örf adetlere göre mi odu?
  
E.O:
23 Haziran’da düğün oldu. Düğünümüz yorgan gaplamaynan başlardı. Meşhur müzik grubu Memedaliler’in çaldığı şarkılar eşiğinde yorgan gaplardık. Sababa gadar kına geceleri olurdu. Sirtolar çalardı.
   M.O: Sarıklı cübbeli hacı Faik Hoca Haydarpaşa’da düğün yapılan odada resmi nikahımızı gıydı. O zaman evlenen her çift 2 tane sandalye getirirlerdi oraya ki katkı olsun. 1955’te nişan olduk. 1957 de nikahımız gıyıldı… Nikah olduktan sonra düğün başladı. Kendi evimizde tebrik oldu. Düğün resmimizi da Lefkoşa’da Venüs Fotoğrafçılık çekti.


Ali Atamer: Ne işle meşguldünüz?
  
M.O:
Ben çok çalıştım. Ahmet paşa adında büyük dayım vardı. Gider ora gavecilik yapardım. Çalışkan biriydim.
   E.O: Çok güzel gave yapar. Bu sefer geldiğinizde yapsın size da göresiniz. Eskiden gave, macun ağırlanırdı. Dedeniz çok sever. Sebze yemekleri, hamır işi, kolakas. Tabii bunları gendimize göre az tuzlu yaparım.
Ali Atamer: Eribe teyzeciğim günümüze göre eskiden sosyal hayat nasıldı?
 
E.O:
63’ten sonra sosyal hayat kısıtlandı. Ben terzilik yapardım. Günlerimi öyle geçirirdim. Hafta sonları dedenizi beklerdim dört gözle. Dedenizle çok gezdik. Ama babam varma da Mehmet Salih bana bişey yapar diye yanımıza erkek çocuk gordu.  İşte o zamanın adetleri öyleydi.  Birbirimize ısındık o dönemde.
   M.O: Ben çok uyumluydum. Ufak tartışmalar olurdu. Ciddi hiçbir şey olmamıştır. Teyzeniz halada kıskançtır.
   E.O: Aşırya gaçmamak şartıyla çiftler arasında kıskançlık olur. Seven kıskanır. O da beni kıskandırmasın napayım.
   M.O: Biz söz verdik sağlıkta hastalıkta beraber olacayık diye.vv

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar