Bir varmış, bir yokmuş diye başlar masallar.
Masal gibi hayatlar,
Masal gibi aşklar
Masal gibi başlayan sevdalar…
Mutlu olmak adına yapılan fedakarlıklar
Bir ömrü paylaşmak adına çıkılan yolda yalnız bırakılanlar
Devam etmek verilen yeminler adına
Yüklenip bütün hüznü boynuna
Sürüklenmek güzel anılarda
Teselli bulmak hatıralarda
Geceyi gündüzü birbirine katıp
Mevsimleri unutup
Yılmadan koşmak yarınlara.
Dilinin ucunda ki bütün acı kelimeleri yutmak
Tek tek boğazına takılsa da
Sahte bir gülücük takınıp
Birkaç aptal bahane ile
Yürümek eze eze sert adımlarla
Ölmek mi?
Sana yakışmaz deyip
Boyun eğmemek vuslata
İliklerine kadar sevsen de
Toprağı kurumuş bir fidansın bu bahçede
Sadece gözlerinde yeşeren umutlar kalmış ellerine
Sen kimin sevgisiydin?
Hangi masalın prensesi?
Hangi şarkılarda söylenen
İçli içli?
Hangi şiirin mısrasıydın?
Hani hasrettin?
Hani özlemdin?
Hani nefesdin?
Hani vazgeçilmezdin?
Şimdi vazgeçildin…
Kaçıncı günün sessizliğindesin?
Kaçıncı kez kayboldun yokluğunda?
Hangi beden de unuttun tenini?
Kaç kere yalan söyledin kendine?
Sana sayısını sorsam
Söyleyemezsin bile…
Masalda yakışıklı bir prensken,
Soytarı oldun şimdi yürekde…
Seni usulca bıraktım vazgeçtiğin yerde
Elimde ki çiçekleri
Yüreğimde ki sevgiyi
Masalda ki prensesi…
Uyuyordun;
Herşeyden bir haber
Son bir kez dokundum tenine…
İlk dokunduğum gibi ellerine.
Bir not bıraktım masaya;
Bizim masalımız da burada biter
“Umarım tercih ettiklerin, vazgeçtiklerine değer”
…..
Bazı aşk’lar yüreği deler geçer,
Bazı aşk’lar yok olur gider
Bazı aşk’lar da hiç yaşanmamış gibi kül olur gider…