Bayramlar çocukların ben neyleyeyim! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Poli

Bayramlar çocukların ben neyleyeyim!

bayram

Elimde bir kutu çikolata, birkaç şekerleme ve taşıyabildiğim kadar oyuncak…

Bir bayram ziyareti gerçekleştirmek için heyecanla yurdun yolunu tutuyorum. Bu ziyaretin benim için farklı bir önemi var.


Adetdendir ya!… Bayramlarda küçükler büyüklerin elini öpmeye giderler. Bu sefer bu kuralı bozmuş oldum… Ne fark eder…

Yurdun merdivenlerini çıkarken içimde tarifsiz bir heyecan… Görevli beni karşıladıktan sonra, beraber koridor da yürümeye başlıyoruz. Yaklaştıkça odalardan sesler yükselmeye başlıyor. Gülüşmeler…ağlama sesleri…paylaşılamayan oyuncaklar…itişip kakışmalar ve vurulan kapılar.

Odaya giriyorum….

Karşımda insanoğlunun en saf hali…şirin suratlar, özlemle bakan yüzler, kocaman gözlü yürekler… Hepsi ışıl ışıl çok tatlı yüzüme bakıyorlar… Elimdekilerini değil, gözlerimin içini süzüyorlar. Kısa süreli bir sessizlikten sonra kendime geliyorum. “iyi bayramlar çocuklar” diyorum. Küçük adımlarla yaklaşıp hepsini tek tek öpmeye ve koklamaya çalışıyorum.

Bayramlaşıyorum…

Bana tahmin ettiğimden daha fazla ilgi gösteriyorlar. O küçücük bedenleri, kısacık kolları ve utangaç yüzleri ile bana sarılıyorlar.

Özlemle….

Sıkı sıkı hiç bırakma der gibi,

Annem ol! der gibi,

Beni hep sev! Olur mu der gibi

Kocaman kocaman yürekten bakar gibi

Sessiz bir haykırış gibi

Susuyorlar…

Ama aslında çok şey söylüyorlar… Yürekleri ile konuşup, gözleri ile tasdik ediyorlar.

Bayram ziyareti en derinden, en neşeli haliyle ve en saf güzelliği ile devam ediyor. Çaylar, kahveler, pasta börek ve çörekler gelip gitmiyor.

Kahkahalar en sessizinden atılıyor….

Hasret, özlem, sevgi ikram ediliyor. Üzerine saf güleryüz ekleniyor. Sıcacık sevgi ile tatlandırılıyor. Öpücüklerle damakta en güzel tatlar kalıyor…

Onlara getirmiş olduğum çikolata, oyuncak ve hediyelerle o kadar ilgilenmiyorlar. Biri bacağımda, biri sırtımda, biri de eteğimi çekiştiriyor. Diğeri ise yalvarır gözlerle beni de kucağına al diye bekliyor.

Diğer bir odaya geçiyorum… “merhaba” diyorum. Gülümseyerek, en şirin halimle… Göz pınarlarım dolu dolu, akmaya hazır… Beni duymuyor…

Güzel bir kız çocuğu köşede oturmuş bebeğini uyutuyor… ona ninniler söylüyor…Bir anne şevkatinde saçlarına dokunuyor, okşuyor ve bebeğine sıkı sıkı sarılıyor…Hasret kaldığı kendi yarımını tamamlıyor. Kimbilir, belki kendisinin hiç tatmadığı duyguyu ve sevgiyi ona vermeye çalışıyor…

Bu duygu dolu kareyi bırakıp diğer bir odaya yöneliyorum…

Bu dünyadan birhaber, küçüçük bir can ağlıyor…Ağlayışı bir ninni senfonisinde kulağımda çınlıyor. Kucağıma alıyorum; kollarımın arasında ağlamasına ara veriyor, gözlerini açmaya çalışıyor, buram buram süt kokan teniyle hareketleniyor…

Usulca, kulağına “iyi bayramlar, hoş geldin dünyaya” diyorum. Kokusunu içime çekiyorum…

Odanın kapısında bir dünya güzeli; şirin mi şirin, tatlı mı tatlı, ellerini arkaya saklamış önüme geçiyor ve duruyor. Öylece susuyor…

Susuyor…

Anlatmak istediği çok şey var eminim ama; susuyor! Çünkü:

Susarak daha çok şey anlatıyor.

Susarak özlüyor sevgiyi,

Susarak sarılıyor sıcacık yüreklere

Susarak, kafa tutarcasına en saf haliyle…

Beni bekliyor… Soruyorum: “senin ismin nedir? Tatlı kız” diyorum.

Susuyor… ve arkasında sakladığı çiçeği bana uzatıyor ve en güzel sevgi sesiyle “iyi bayramlar” diyor.

…..

Şimdiye kadar aldığım en güzel ve en özel bayram hediyesi… Ona sıkı sıkı sarılarak, koklayarak teşekkür ediyorum, defalarca…

Odadan çıktığımda kendi çaresizliğime ağlıyorum. Hıçkırıklarım ve gözyaşlarım beni takip ediyor. Şimdiye kadar bu duyguyu tatmadığıma isyan ediyorum. Bu zamana kadar bayram sevincini bu kadar saf ve güzel olduğunu hissetmediğime üzülüyorum. Şimdiye kadar bu büyük yürekleri kucaklamadığıma yanıyorum. Şu anda gerçekten onlarla beraber BAYRAM yaşadığıma inanıyorum. Sevgimi paylaşıyorum, karşılıksız…Aldığım haz en derinden…

Yüreğimin üstüne oturdu bir yumruk; Boğazım düğüm düğüm…

Bayram geldi neyime,

Bayramlar bana mı? Eğleneyim,

Bayramlar çocukların değil mi?

Ben neyleyim…

Birden dudaklarımdan dökülen, vicdanımı ovuttuğum bu dizelerle kendimi teselli etmeye çalışıyorum.

O küçücük yüreklere, bir damla sevgi gibi akıyorum,

Yüzlerde sıcak bir tebessüm oluyorum.

Dağınık saçlarında sıcak bir dokunuş, kirli yüzlerinde bir okşayış oluyorum.

Bir umut oluyorum küçücük canlara, umutlu bir bekleyiş

Kış güneşinde açan, nadide bir çiçek oluyorum.

Gözlerimin önünde; bakışları, ağlayışları ve yeşeren umutları

Yine gel! Deyişleri

Hergün bayram olsun! Dilekleri….

Düşünüyorum da: Hiçbir şeyleri az olmadı sevgi kadar…

Sevgisizlik yoldaşları…

Sadece “Sevgi” istiyorlar

“Sarılmak” istiyorlar

Açıyorlar yüreklerini, uzatıyor ellerini…

Çikolata, üst baş, oyuncak umurlarında bile değil!

Onlar sadece sevgiye dokunmak istiyorlar…

Kimsesizliklerine dokunulsun istiyorlar

BİLMEM BU SİZE DOKUNDU MU?

BANA ÇOK DOKUNDU!…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar