Anastasiadis: Kabul etmem söz konusu değil - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Güney KıbrısKıbrısManşet

Anastasiadis: Kabul etmem söz konusu değil

Rum lider Nikos Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Gutteres Çerçevesi’ni stratejik bir anlaşma olarak imzalama önerisine basın yoluyla net yanıt verdi

Rum lider Nikos Anastasiadis’in, Fileleftheros’a verdiği mülakatın Kıbrıs  sorunuyla ilgili bölümü dün yayınlandı. Gazetenin manşetten verdiği mülakatta Rum lider Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Gutteres Çerçevesi’ni stratejik bir anlaşma olarak imzalama önerisine de net bir yanıt verdi. Anastasiadis, öneriyi “Böyle bir şeyi kabul etmem söz konusu değildir” diyerek reddetti.  Filelefteros’un mülakatından dikkat çekici başlıklar şöyle:

Soru: Mustafa Akıncı, Guterres çerçevesi üzerinde anlaşmanız konusunda size çağrı yaptı. Sizin taraf olumlu yanıt vermedi.


Anastasiadis: Akıncı, Guterres Çerçevesini stratejik anlaşma olarak kabul etmemiz ve sonrasında diyaloga girmemiz konusunda bir açıklama yaptı. Her şeyden önce şuna açıklık getirmemiz gerekir. Eğer 4 Temmuz tarihinde şekillendiği biçimde, garanti, müdahale ve askerlerin ayrılması konularını içeren Guterres çerçevesini kast ediyorsanız, bu çağrının olumlu olduğunu düşünüyorum. Ancak Akıncı’nın verdiği yanıt, başka şeyden söz ediyordu. 30 Haziran tarihide, Eide tarafından sunulan gayrı resmi bir belgeden söz ediyor. Gayrı resmi belgede Eide, Antonio Guterres’in 28 Haziran tarihinde önerdiği parametreleri kendisinin anladığı şekilde dile getirdi. Yaşananlar herkes tarafından biliniyor. O zaman iki taraf da (biz ve Kıbrıslı Türkler) şikayet ettik. Bu konuyla ilgili olarak Mavroyannis’in gönderdiği ve aldığı mesajlar vardır. Bunun üzerine BM, Eide’nin gayrı resmi belgesi olmadan ilerlememizi önerdi. Ancak 4 Temmuz tarihinde Eide geldi ve gayrı resmi belge ile ilgili olarak herhangi bir yanlış anlaşılmaya ve yanlış yorumlamaya mahal vermemek için, Genel Sekreterin talimatı üzerine bize “Genel Sekreter bana bunu size, kendi çerçevesi olarak takdim etmemi istedi” dedi. Guterres Çerçevesi odur.

 

Soru: Kıbrıs Rum tarafının buna yanıtı olumlu muydu?

Anastasiadis: Crans-Montana’da ilk andan itibaren Guterres Çerçevesine olumlu bakan taraf, Kıbrıs Rum tarafıydı. Ayın 5’inde, Çerçevenin 28 Haziran’daki ilk halinden nihai olarak şekillenmesi sonrasında, iç konularla, aynı zamanda güvenlik ve asker konuları ile ilgili yazılı önerilerimizi sunduk. 6 Temmuz tarihinde sürece yardımcı olmak için bir adım daha ileri giderek, yeni durumla ilgili çok teferruatlı bir belge sundum. Bu belge, garanti ve müdahale haklarının kaldırılmasını, askerlerin gitmesini, iki toplum arasında anlaşmaya varılan noktaların uygulanmasının izlenmesinin yöntemlerini ve anlaşmaya varılanların hayata geçirilmesi için gözetim mekanizmalarını içermektedir. Orada, bir süreliğine iki bin kişiden oluşan çok uluslu bir polis gücü olabileceğini önermiştim. Askerlerin ayrılması ışığında yardımcı güç olarak iki toplumlu çatışmaları önlemek için… Önerimiz, kurucu devletlerden birinde bir olay olması halinde, bu konuda en yetkili kurumun devletin Polisinin olması yönündedir. Polisin durumu kontrol edememesi halinde,  o zaman federal polis yetkili olacak. Daha sonra, üç yıl içinde, gerekirse çok uluslu polis gücü yetkiyi devralacak. Eğer hala durum kontrol dışıysa, Başkan ya da Başkan Yardımcısı, Güvenlik Konseyinin ne önlem alınması gerektiğine karar vermesi için BM Genel Sekreterine başvurabilir.

Hal böyleyken, Akıncı’nın önerisine yanıt olarak, kendisinin, ancak ilk başta da Türkiye’nin, kelimesi kelimesine şu ifadelerden söz eden Guterres çerçevesini kabul edip etmediği soruldu: ‘İhtiyaç duyulan, eskisinin devam etmesi değil, yeni bir güvenlik rejimidir. Tek taraflı müdahale hakkı ve Garantörlük Anlaşması iptal edilmelidir. Mevcut durumun yerine, tüm Kıbrıs’ın ve iki toplumdan Kıbrıslıların tamamının güvenli hissedeceği ve uluslararası boyutu da içeren, çözümün uygulaması, izlenmesi, denetlenmesi ve yürürlüğe konmasıyla ilgili güçlü mekanizmalar getirilmelidir. Bugünkü garantör güçler, kendi yükümlülükleri uygulayacak ve bu yükümlülüklerin uygulanmasını denetleyecek pozisyonda değildir.’  Bizzat Akıncı yaptığı açıklamada, garantileri, müdahale haklarını ve askeri kastetmediğini ifade etti. Sonuç olarak müdahale hakları ve Türk askeri gibi iki önemli unsuru içmeyen stratejik anlaşmayı kabul etmem nasıl mümkün olabilir? Crans-Montana’daki çabanın başarısız olmasının nedeni budur.

 

Soru: AKEL, Kıbrıslı Türk lider çıkmazın aşılması için adım atarken, sizi adım atmamakla eleştirdi.

 Anastasiadis: AKEL Genel Sekreterinin, garantileri, müdahale haklarını ve askerin varlığını kabul etmeyeceğini söylediğini duyuyorum. Eide tarafından sunulan, iki tarafın itirazlarının olduğu ve Genel Sekreterin, parametreleri içinde ortaya koyduklarını tam olarak yansıtmayan 30 Haziran tarihli gayrı resmi belgeyi ileri süren Akıncı’nın önerdiklerini nasıl kabul edebilirim? AKEL, Akıncı’nın önerdiği belgenin stratejik anlaşma olarak imzalanmasını kabul ediyor mu? Eğer onlar kabul ediyorsa, ben kesin bir şekilde ve lafı dolandırmadan, böyle bir şeyi kabul etmemin söz konusu olmadığını söylüyorum. Zira artık, Kıbrıs Helenizminin çok yoğun endişelerinin olduğu bir şeyi, yani güvenlik konularını müzakere etme marjım yoktur. Dahası şimdi Akıncı’nın ileri sürdüğü şeyler, bir tarafın güvenliğinin diğer taraf için tehdit oluşturmayacağına ilişkin üzerinde uzlaştığımız ilkeyi ihlal ediyor. Kalıcı ve yaşayabilir çözüm için müzakerelerin amacı, Türkiye’nin müdahalesi ve askeri varlığı olmadan, aramızda bir anlaşmaya varmaktır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar