AB’de insan, KKTC’de inşaat - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
KıbrısManşet

AB’de insan, KKTC’de inşaat

TEL-ZA CONSTRACTİON

Avrupa Birliği finansmanı ile gerçekleştirilen nitelikli eski eser restorasyonları ile ülkede isim yapan Tel-Za Construction Ltd. yetkilisi Yakup Tel, iş sağlığı ve güvenliği konusunda AB ve KKTC’deki öncelikleri kıyasladı

 


YAKUP TEL 

“AB’DE ÖNCE GÜVENLİK”: Tel: AB,  inşaat başlamadan çalışan sağlığı ve güvenliği için uygulama başlatıyor. AB mevzuatlarında hem işçiler hem de inşaata zorunlu olarak gelecek ziyaretçiler için sigorta zorunluluğu var. İnşaat sırasında alınması gereken güvenlik önlemleri ve nitelikleri tanımlanır ve bunlar için teklif vermeniz beklenir

 

 “İHMALE AF YOK”: Tel: AB ihalelerinde ‘son 3 yılda işyerlerinizde iş “kazası” oldu mu?’ diye sorulur, eğer bir kaza olmuşsa her ihalede, izahat istenir. Güvenlik ihmali nedeni ile iş kazası yaşanmışsa ihmalin niteliğine göre müteahhidin iş lisansı iptal edilir ve para cezası verilir

 

“UCUZA KAPATMA ÇABASI”: Tel: AB ihalelerinde güvenlik olmazsa olmazdır. KKTC’de, bir müteahhit ihaleyi kazandıktan sonra, kalıpçı, demirci, sıvacı gibi taşeron şirketlerle anlaşarak işi onlara devreder, onlar, işi en az maliyetle nasıl yapabilirlerse öyle yaparlar. Üstelik KKTC’de çalışma deneyimi olmayan çok sayıda yabancı işçi çalışıyor

 

“AĞLAMANIN ANLAMI YOK”: Tel: Bizdeki uygulamaların özeti şudur: Bir önlem alırsanız alırsınız almazsanız ve bir kaza olur, o zaman da gelirler ve sizden hesap sorarlar. Kaza olmadığı sürece bir sorun yoktur. Bizde kaza olduktan sonra bakan ağlarmış, diğerleri üzülürmüş falan. Bunlar yanlış şeyler

 

Öntaç DÜZGÜN

 

 

Tel-Za Constructıon Ltd. yetkilisi Yakup Tel, KKTC’de iş sağlığı ve güvenliği konusunda dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Avrupa Birliği’nin Kuzey Kıbrıs’ta ihaleye çıktığı inşaatlarda aradığı güvenlik standartlarına ilişkin Havadis’in sorularını yanıtlayan Tel, AB ihalelerinde güvenlik ihlali veya hesapta olmayan türden bir kaza olması halinde uygulanan yaptırımlar hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı.

Tel-Za Constructıon Ltd. yetkilisi Yakup Tel, ayrıca Türkiye kaynaklı projelerde iş güvenliği vurgusunun ne düzeyde olduğunu da değerlendirirken Güney Kıbrıs’taki inşaatlarda alınan güvenlik önlemleri ile Kuzey Kıbrıs’taki inşaatlarda alınan güvenlik önlemlerini kıyasladı.

 

Soru: Ortağı olduğunuz şirket, çoğunlukla Avrupa Birliği finansmanı ile gerçekleştirilen nitelikli eski eser restorasyonları ile tanınmaktadır. Othello Kalesi, Geçitkale’deki kilise, Apostolos Andreas Manastırı gibi mekanlarda yürüttüğünüz çalışmalarda yüksek nitelikli iş güvenliği uygulamalarınıza tanık olduk. AB ihalelerinde size özel olarak güvenlik koşulu mu koyuyorlar? Bu standardı nasıl yakaladınız?

 

Tel: Piyasaya yönelik iş yaptığımız ilk yıllarımızda, biz de herkes kadar güvenlik önlemleri almaya çalışıyorduk. Ancak Avrupa Birliği ile iş yapmaya başladıktan sonra oradaki kurumların önceliklerinin iş güvenliği olduğunu anladık. Hatta iş güvenliğinin, insan sağlığından ötürü inşaattan da önce geldiğini anladık.

 

Soru: İhalelerde iş güvenliğine yönelik atıflar mı yapılıyor?

 

Tel: Güvenlik önlemi almanın zorunluluğundan bahsediliyor, Avrupa Birliği mevzuatlarında yer alan güvenlik standartlarına atıflar yapılıyor ve her defasında standartlar biraz daha yükseltiliyor. Ancak ihale aşamasında istenen ve çok sıkı olarak denetlenen önlemler için de bir bütçe konuluyor.

AB ihaleleri, bizim alışık olduğumuz şekliyle olmuyor. İhale sürecinde istenenler kalem kalem ifade ediliyor. Örneğin, bir şantiye ofisi olması gerektiği ve onun büyüklüğü ve nitelikleri tarif ediliyor. Suyu, tuvaleti, elektriği veya internet bağlantısı olması gerektiği ifade ediliyor. Siz, tek tek her birisi için kaç para harcayabileceğinizi söylüyorsunuz. Şu büyüklükte toplantı masası için şu kadar, su temini için bu kadar vs. Güvenlik önlemleri için de benzer istekler sıralanıyor. Örneğin deniyor ki; inşaata zorunlu olarak gelecek ziyaretçiler için sigorta zorunluluğu var. Keza aynı şey çalışanlar için de olacak. İnşaat sırasında alınması gereken güvenlik önlemleri tek tek sıralanır bunların nitelikleri ve özellikleri tanımlanır ve sizden bunlar için teklif vermeniz beklenir. Dediğim gibi onlar, daha mobilizasyon aşamasında yani inşaatın henüz başlamadığı aşamada çalışanların sağlığı ve güvenliği için uygulama başlatmış olurlar.

 

Soru: Peki bizim alışık olduğumuz şekliyle ihaleyi ucuza kapatıp sonra yükümlülüklerden kaçınma yolu denenemez mi? Bu önlemlerin kontrolü nasıl yapılıyor?

 

Tel: Hayır. Hile yapılması ve sorumluluklardan kaçınma mümkün olamıyor. Öncelikle sizden en az on yıl deneyimli bir mimar-mühendis veya iş güvenliği uzmanı istihdam etmeniz bekleniyor. Bütün kararları bu uzman veriyor. Onun vereceği güvenlik uygulaması kararlarına bizim karışmamız mümkün olamıyor. Güvenlik uygulamalarını o uzman imzalamadığı sürece iş başlatılamıyor. Dolayısı ile güvenlikle ilgili bütün uygulamaların yasal sorumlusu bu güvenlik uzmanı olmuş oluyor.

 

Soru: Bu önlemlerin maliyeti yüksek olmuyor mu? Bizimkilerin “biz bu kadar önlem almaya kalksak batarız” falan dediklerini duyar gibiyim. Toplamda bir güvenlik önlemi maliyeti oranı verebilir misiniz?

 

Tel: Bizim yaptığımız işlerde bir oran saptamamız mümkün değildir. Örneğin Geçitkale’de restore ettiğimiz çok harap durumdaki büyük kiliseyi, sütunları dahil çok özel malzemelerle askıya almak zorunda kalmıştık. Damda çalışma zorunluluğunuz olacaksa ekstra önlemler almanız gerekiyor. Ancak standart inşaatlarda Planlama ve İnşaat Dairesi’nin bazı hesaplamalar yapması bence mümkün. İnşaat maliyeti oluşturulurken, belirlenmiş güvenlik önlemleri için oluşabilecek maliyetler rahatlıkla çıkarılabilir. İhale aşamasında güvenlik için istenebilecek önlemler ve ödenebilecek paralar ayrıca belirtilebilir ve inşaat sırasında da bunlar özel olarak denetlenebilir.

 

Soru: KKTC’de inşaat alanlarında iş güvenliği denetimleri sırasında aranan standart önlemler nelerdir?

 

Tel: Benim öyle bir deneyimim olmadı ama herhalde “iş güvenliği sağlanmalıdır” gibi genel bir yaklaşım vardır. Sanırım baret, özel ayakkabı, özel yelek veya halat gibi genel şeyler aranır. Mesela AB standartlarında, işçinin sıva boya yapmak için kullanacağı platform genişliğinin seksen santimetreden daha az olmaması istenir. Önlemler o kadar ayrıntıları ile düşünülmüştür ki; çalışanlardan birisi aşağıya atlamak istese dahi bu mümkün olamamaktadır. Her şey çok açık ve net olarak belirlenmiştir. Her türlü olasılığa karşı tarifi yapılmış önlemler vardır. Sözleşme sırasında her şey açıkça yazılmış ve uyacaksınız diye imza atmışınız. Sizin bünyenizde olan güvenlik uzmanına ise ihlal halinde işi durdurma yetkisi ve sorumluluğu verilmiş. Bütün bu önlemlerden almada, işveren olarak AB organları, kendileri de iş güvenliği uzmanı istihdam ederek bünyemizdeki güvenlik uzmanını denetleme yönüne gitmektedirler.

Bizde, bir müteahhit ihaleyi kazandıktan sonra, kalıpçı, demirci, sıvacı gibi taşeron şirketlerle anlaşarak işi onlara devrederler. Onlar ise, işi en az maliyetle nasıl yapabilirlerse öyle yaparlar. Üstelik bizde çalışma deneyimi olmayan çok sayıda yabancı işçiler de çalışıyorlar. Burada görev devlete düşüyor. Ortaya güvenli standartlar konmalı ve bu malzemelere erişimi ucuzlatacak teşvik edici önlemler almalı.

 

Soru: Konuştuğumuz müteahhitler, birisinin güvenlik için para harcaması fakat diğerinin harcamamasının aslında haksız rekabete de yol açtığını söylüyorlar.

 

Tel: İşte bunu da ortadan kaldırmak için devletin kendi ihalelerinde güvenlik için ayrıca kaynak ayırıp standartlar koyması gerekiyor. Bu adım atıldıktan sonra devletin iş güvenliği için daha ısrarcı olması yolu açılmış olur. İnşaat projesinin onaylanması sırasında alınacak güvenlik önlemlerinin listesi de istenebilir veya proje onayı sırasında iş güvenliği uzmanının kim olacağı sorgulanabilir. Ama önce devletin kendisinin iş yaptırırken inandırıcı olmasına gereksinim vardır.

 

Soru: Siz diyorsunuz ki; devlet kendi inşaat ihalelerinde iş güvenliği için ayrıca paragraf açar ve bütçe koyarsa, özel inşaatlarda ise iş güvenliği uzmanı istihdamını ve hizmet alımını zorunlu hale getirirse bu sorun büyük ölçüde ortadan kalkar.

 

Tel: Evet olması gereken bunlardır ancak sistemi güvenlik uzmanları üzerinden kuracaksak bu defa da yeteri sayıda uzman olup olmadığı sorgulanacak. Bunun için AB’nin kendi inşaatlarında talebi üzerine başlatılan ve halen uygulanmakta olan bir aylık kurslarla güvenlik elemanları yetiştirilebilir. Bunlar zamanla inşatlarda iş deneyimlerini artırabilirler. Veya uzmanlık eğitimi için kontenjanlar ve burslar açılabilir.

İş güvenliği inşaat sürecinin merkezine alınmalıdır. Örneğin, bir AB projesi olarak işe başladığımız Paşaköy Kilisesi’nde şantiye oluşturmamıza rağmen bir aydan beridir işe başlayamıyoruz. Çünkü çok titiz çalışıyorlar. Örneğin iskeleleri kurduktan sonra bizim uzmanımız bir gözden geçirme yaparak AB’nin görevlendirdiği uzmanı davet eder ve onay ister. Yapılacak işe göre bütün güvenlik sistemi kurulduktan sonra her iki uzmanın da onay vermesi gerekir. Bu denetimlerde kullanılan malzemelerin nitelikleri ve standartları dahi değerlendirme konusu olurlar.

 

Soru: Güney Kıbrıs’ta durum bizden farklı mı?

 

Tel: Özel olarak bir bilgiye sahip değilim ama Avrupa Birliği üyesi olduklarına göre, standartlarının daha yüksek olması gerekir. Zaman zaman geçtiğim Güney Lefkoşa’da karşılaştığım inşaatlarda iyi önlemler aldıklarına tanık oluyorum.

 

Soru: Türkiye kaynaklı projelerde iş güvenliği vurgusu ne düzeydedir?

 

Yakup Tel: Türkiye projeleri özellikle inşaat alanında bizim devlet üzerinden veya Vakıflar İdaresi tarafından gerçekleştirilir. Durumun piyasadaki standartların üstünde olduğunu sanmıyorum. Vakıfların uygulamalarının daha da düşük seviyede olduğunu söyleyebilirim. Bizdeki uygulamaların özeti şudur bir önlem alırsanız alırsınız almazsanız ve bir kaza olur, o zaman da gelirler ve sizden hesap sorarlar. Kaza olmadığı sürece bir sorun yoktur. Oysa tam tersi olması lazım. Kazaya fırsat vermemek lazım. Bizde kaza olduktan sonra bakan ağlarmış, diğerleri üzülürmüş falan. Bunlar yanlış şeyler. Bir de sorun sadece inşaatlarla sınırlı değil mesela bir taş ocakları sorunu da var. Veya çimento fabrikası, fabrikalar gibi iş güvenliği sorunu olabilecek işyerleri de var. Konuya bütünlüklü bakmak gerekiyor.

 

Soru: Devlet inşaatlarda kullanılan güvenlik malzemelerinin yaygınlaşması ve ucuzlaması için neler yapabilir?

 

Tel: İlk akla gelen İnşaat Encümeni’nin sahip olduğu fondur. Harcama gereken adımlarda buradan kaynak kullanılabilir mesela. Var olan kaynaklarla eğitime yatırım yapılabilir. Önceki yıl bilgilerime göre orada 5-6 milyon TL kadar bir kaynak vardı. Bunun dışında bu tür malzemelerin piyasada yaygınlaşması için ithalatta maliyet artırıcı gümrük ve fon uygulamaları bir süreliğine kaldırılabilir. Bu konuda teşvik amaçlı olarak yapılabilecek çok şeyler vardır. Uzun vadeli kredi olanakları yaratılabilir boşluktan.

 

Soru: AB ihalelerinde güvenlik ihlali veya hesapta olmayan türden bir kaza olması halinde uygulanan yaptırımlarla ilgili soru sormak istiyoruz. Bu tür bir deneyiminiz oldu mu?

 

Tel: Her şeye rağmen Apostolos Andreas Manastırı’nın restorasyonu sırasında yaşadığımız bir “kaza”dan bahsedebilirim. Şantiye sorumlularının nöbet devri sırasında yaşanan bir boşluğu fırsat bilen bir işçi, konuşmak için işini terk ederek başka bir çalışan olan arkadaşının yanına gider. Sorumlunun şantiyeye geldiğini fark edince de koşarak işine dönmeye çalışır ancak, bir metre yükseklikteki pencereden atlayıp balkona geçmeye çalışırken düşer ve ayağını kırar. Tedavi görür ve yirmi gün süre ile işe gelemez. Bu durum bizim kayıtlarımıza geçer. Girdiğimiz her ihalede karşımıza bir sorun olarak çıkarılır. Çünkü AB ihalelerinde diğer şeyler yanında, son üç yılda işyerlerinizde iş kazası oldu mu diye bir soru sorulur ve Çalışma Dairesi’nden belge getirmeniz istenir.

Katıldığımız her ihalede bize, bu iş kazasının bizim için puan düşürücü olduğu hatırlatılır ve izahat vermemiz istenir. Biz de her seferinde kaza ile ilgili uzman değerlendirmesi olduğunu ve sorunun aldığımız önlemlerle ilgili olmadığını kanıtlarız ancak her seferinde başımız ağrır.

Bildiğim kadarı ile AB üyesi ülkelerde güvenlik ihmali nedeni ile iş kazası yaşanması halinde ihmalin niteliğine göre müteahhitlerin iş lisanslarının iptaline ve para cezası verilmesi yönüne gidilir.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar