AB Liderler Zirve Toplantısı kararları ve ABD kararı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

AB Liderler Zirve Toplantısı kararları ve ABD kararı

Onur BormanOnur Borman

Geçen gün AB Liderler toplantısından çıkan kararları en iyimser yorumcular dahi olumlu yorumlayamadılar. Fransa, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın önerdiği ağır yaptırımlar kararı çıkmasa da Türkiye’ye, güçlü bazı AB ülkelerin ve diğer üye ülkelerinden de, Türkiye’nin AB için kaybedilecek ülke olmadığı yönündeki görüşleriyle destek vermesi suretiyle ağır yaptırımlar ertelenmiş olmakla beraber bazı yaptırımlar konusunda mutabık olduklarını da teyit etmiş oldular.

Bunu diğer üye ülkeleri de ikna etme veya tatmin etme, hem Türkiye’ye bir süre vermek ve süre sonunda öngörülen gelişmeleri değerlendirecekleri ve ona göre hareket edecekleri ve aynı zamanda bu süreci ABD ile birlikte yürütmek ve paralel politikalar uygulamak isteklerini, beyan etmişlerdir ki bu diplomatik açıdan çok önemlidir ve yaptırım yumuşatılmış gibi görünmekle beraber veya bu ifadeleri ne kadar yumuşak şekilde yorumlarsak yorumlayalım sert bir tavırdır.!


Nitekim tamamlayıcı olarak kararın çıktığı günün gecesinde ABD Senatosu Savunma Bütçesine 740 milyar dolar ayıran Trump’ın veto edeceğini söylediği Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasa Tasarısını (NDAA) kabul etti.

ABD Savunma Bütçe tasarısında, Türkiye’ye Yaptırım uygulanmasını öngören bir bölüm var. Tasarıda Türkiye’nin S 400’lerin teslim alınmasının ABD Hasımlarına Yaptırım Yoluyla Mücadele Yasası (CAATSA) kapsamında, Rusya ile önemli bir işlem olarak kabul edildiği ve NDAA yasalaşmasından sonra 30 gün içinde S 400 alımına müdahil olanlara CAATSA yaptırımlarının uygulanması talep edildi. Ve Tasarı Senato’da 11’e karşı 79 oyla yani çok büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Çoğunluk 3’te 2yi geçtiği cihetle Trump’ın Veto edeceği sözü de havada kaldı yani vetosu geçersizdir.

Tasarı’da Rus ordusu ile ABD ordusunun ilişkilerinin kısıtlanmasına yönelik hükümler de olduğu haber kaynaklarından görülmektedir.

Tasarı’da Türkiye’nin S.400’lerin veya bunun yerine başka Rus sistemini bulundurmadığını, Türk topraklarında  Rus Hükümeti veya şirketleri adına herhangi bir Rus vatandaşının S400leri çalıştırmayacağını teyit ettikten sonra Türk Hükümetinin veya Hükümet adına başka bir tarafın S 400 veya başka bir sistemin tekrar edinmek için CAATSA’nın kapsamına giren hiçbir işlemin faaliyete girmeyeceğine dair taahhüt alındıktan sonra yaptırımlar kaldırılabilir, şeklinde hükümler var.

Tasarının yasalaşmasından sonra 15 gün içinde Türk şirketlerinin yerine F35 parça üretecek ortakların tespit edilmesi ve gerekli işlemlerin başlatılması öngörülüyor.

Türkiye’nin, ABD tarafından F35 siparişlerinin verilmemesi üzerine S.400’lere mecbur edildiği gerekçesi, hiç kaale alınmadan geçirilmekte olan bu yasalar ve yaptırım kararları çok haksız ve gaddarca görünüyor. Türkiye’nin savunma sistemini kilitlemek veya kontrol altına almak istenmesi dostça görünmüyor. Ancak sertlikle dünyada uluslararası münasebetlerin yürümediği de güçlü ülkelerce de anlaşılması gerekmektedir. Ülkeler var onun yanında dünya kamuoyu var. Ve destekleyecek başka ülkeler var.

Bakalım ABD yeni Başkanı J.Biden’ın değerlendirmesi ve hareket tarzı hangi yönde gelişecek? Ocak’tan sonra görevi devraldığında göreceğiz.

Bu durumda;  bu karar açıklanmadan saatler önce AB Liderler zirvesinde alınan yumuşatıcı kararların da havada kaldığı görünüyor şimdilik. Veya ters düşünürsek karşılıklı görüşmeye ihtiyaç olacağıdır. Ayrıca AB Konseyi, ‘AB-Türkiye ilişkilerinin Doğu Akdeniz’deki durumla ilgili konularda ABD ile koordinasyon içinde olmayı amaçlayacaktır’ karar ve beyanlarının ardından ise, bu ifadenin boşa çıktığı ve ABD’nin AB ile istişare etmeden tek başına kendi politikasını tespit ettiği mi anlaşılmaktadır? Öyle oldu.. Veya danışıklı dövüş?

Halbuki Cuma günü AB Konseyi kararlarında;  önerilen yaptırımların  2021 Mart ayındaki AB zirvesine  taşınarak Türkiye ile ilişkilerin  durumu ve bundan sonrasına ilişkin seçeneklerle ilgili rapor hazırlanmasına yönelikti.

İlave olarak Doğu Akdeniz’deki tartışmalı sularda süren sondaj çalışmalarından sorumlu olduğu gerekçesiyle yaptırım uyguladığı Türk şirketleri ve vatandaşları listesine yenileri eklendi.!

AB Zirvesinde Türkiye ile Yunanistan arasında istikşafi görüşmelerin başlaması kararı, ve ayrıca AB’nin Türkiye ile ilişkilerinin gelişmesinde stratejik çıkarı olduğu belirtilmesi AB ile görüşmelerin yumuşamasına açık kapı var.. Tarafların karşılıklı bunu iyi yönde değerlendirmesi halinde çözülmeyecek sorun olmayabilir. Yeter ki her iki tarafın da eşit düzeyde istekli olması.. Türkiye Oruç Reis’in Antalya limanına dönmesi olumlu yönde not edildi.

Buna göre AB’nin Yunanistan’dan da aynı yönde doğal kaynakları kendi tarafına çekmek için bölgede güç toplamaya ve Türkiye’yi tahrik etme hareketlerine de son vermesini istemelidir. Aynı şekilde beraber hareket eden Güney Kıbrıs Yönetimine de. Çünkü bu kaynaklarda ve sularda Kıbrıs Türk tarafının da Türkiye’nin de hakları vardır.

Son AB Zirvesi kararlarında vurgulananlar, Türkiye’nin AB ve üyeleriyle bir ortaklığı  desteklemek, farklılıkların diyalogla ve uluslararası hukuka uygun şekilde çözmek için hazır olmasını göstermesi, pozitif AB-Türkiye gündemini masada tutacak. Bu tür bir gündemin ekonomi, ticaret alanlarını , halklar arasında temas ve yüksek diyaloğu göç konusunda devamlı işbirliğini kapsayabileceği yönündedir.

Diplomatik kanallarla çözülmesi konusu, Yunanistan’la Güney Kıbrıs’a da tavsiye edilmesi gerekir. Tavsiye edilirse sorunlara daha kolay çözüm getirilebilir. Çünkü yıllardır Yunanistan’la Güney Kıbrıs bu konuda hep tek taraflı hareket etmiştir. AB’ne bu konularda çok büyük görev düşer. Kıbrıs sorununu da Kıbrıs’ın yarısına tam destek ve üye yaparak soruna sorun katılmış, çözümü zorlaştırmıştır.

Bildiride ayrıca kapalı Maraş’ın Kıbrıs konusunda BM çerçevesinde müzakerelerin BM himayesinde yeniden başlamasını desteklediklerini ve Doğu Akdeniz’de çok taraflı Konferansın ertelenmesine gidildi.

Aynı günde arka arkaya çıkan AB ve ABD kararlarının nasıl örtüşeceğini ilerideki günlerde ve haftalarda göreceğiz, ancak Türkiye’ye iki taraflı gelen ve özellikle ABD’nin S 400 konusundaki haksız baskıları ve orantısız yaptırımlarının nasıl seyir alacağı J.Biden’ın tavrı belli edecekken, bu taraftan AB ve Ortadoğu bölgesinde Türkiye’nin  AB ile ilgili ilişkilerinin daha yumuşak zeminde ilerleyebilmesi ve bölgedeki haklarının korunmasında Türkiye ile komşu ülkelerle de ilişkilerin diplomatik kanallarla çözülmesine ihtiyaç olduğu, ve bu yolda AB’nin de yanlı davranmaması gerekir.

Diğer husus, AB Aralık Zirve kararlarında Kıbrıs Türklerini yok saymıştır. Zaten Kıbrıs’ta BM zemininde yürütülen bu kadar müzakerelere rağmen hala Kıbrıs Türklerini ve haklarını yok saymak bir tezattır. Ve Yunanistan’la Güney Kıbrıs etkisi altında olunduğunu belirtileri devam ediyor.

2004’de AB tarafından söz verildiği halde direk ticaret bile yapılamıyor, Doğu Akdeniz’deki kaynaklar araştırılırken Kıbrıs Türklerinin hakları hep yok sayılıyor. Kıbrıs Türkleri masada yok.    İlişkilerin geliştirilmesi karşılıklı anlayışla gelişebilir.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı  bu sorunlardan itirazlarını ve şikâyetini AB’ye duyurmuş, Sorunların müzakereler yoluyla çözümlenmesinin Türkiye’nin de politikası olduğunu açıklamıştır. Aklı selimin galip gelmesini dileriz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar