Emre Değirmencioğlu’nun günlük ekonomi yorumu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Ekonomi

Emre Değirmencioğlu’nun günlük ekonomi yorumu

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu
Emre Değirmencioğlu
Emre Değirmencioğlu

Sterlin’de “flash crash”

 

Asya işlemlerinde, GBP/USD paritesi dakikalar içinde 1,26 seviyesinden 1,18 seviyesine kadar düştü

 

Brexit’in beklenenden çok daha kanamalı olacağı artık kuşku götürmüyor

 

Bugün gözler TSİ15:30’da açıklanacak ABD tarım dışı istihdam raporunda olacaktır

 

Manşet istihdam rakamının, Eylül ayında +172 bin gelmesi bekleniyor. Enflasyonist baskı anlamında, alt detaylarda, ortalama kazançlara bakmakta yarar var

 

Güçlü bir istihdam verisi ( > 180bin) risk iştahında azalmaya ve doların değer kazanmasına neden olabilir

 

Böyle bir durumda USD/TL kuru 3,05 – 3,10 aralığının üstüne doğru; aksi bir durumda ise aşağıda 3,0270 seviyesini takip edeceğiz

 

Ø  Asya piyasalarında, GBP/USD paritesinde nedeni tam olarak bilinmeyen “flash crash”

 

ABD seansının kapanışı öncesinde 1,26 seviyesinin hemen üzerinde işlem gören GBP/USD paritesi, Asya seansının başlaması ile saniyeler içinde 1,19 seviyesine kadar geriledi. Asya tradelerinin pound shortlamak için başlattığı bu hareket, zayıf likidite, algoritma (bilgisayar) hareketi ile birleşince saniyeler içinde istenmeyen yerlere ulaştı. 1,26 seviyesinden başlayan sert hareket 1,18’li seviyelere kadar devam ederek % 6’dan fazla bir çöküşe işaret etti. Şu dakikalarda herhangi bir resmi açıklama yok. Kimi yorumlara göre “fat finger” şişman parmak yani hata ile işlemlerin yapıldığı, kimine göre, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’nin Brexit’den dolayı İngiltere’nin sonuçlara katlanması gerektiği yönünde Financail Times haberine işaret ediyor. Öyle yada böyle, Sterlin’in çok düştü ucuzladı almak gerekiyor yönündeki yorumların ne kadar hatalı olduğunu bizi takip eden yatırımcılar biliyor. Sterlin’in 1,20 seviyesinin altına nasıl “bir anda” gidebileceğini görmüş olduk. Brexit’i piyasalar çok hafife aldı.

30 dakikalık grafik

 


Kaynak: Reuters

 

 

 Piyasa Özeti ve Yorumu

Büyük resimden detaylara doğru geri gelerek son günlerde piyasalarda hakim olan yeni normali anlatmaya çalışacağız. 2008 finansal krizinden çıkmak adına yada ekonomilerini kurtarmak adına ABD tarafında başlayan gevşek para politikası (bol likidite ve sıfır faiz politikasına) önde gelen merkez bankaları da zaman içinde eşlik etti. Japonya, yaşamış olduğu demokrafik sorunları (yaşlı ve tüketmeyen nüfüs) ekonomisini likidite okyanusuna çevirerek tüketimi artıracağı ve dolayısıyla dezenflasyon sürecinden kurtulacağını düşündü. Benzer bir eğilime Avrupa Merkez Bankası da eşlik etti.

Faiz oranları % 0’ın da altına çekilirken, tahvil alımları ile piyasaya aylık 80 milyar EUR yeni para sokuldu, finansal mühendisliğin sınırları zorlandı. Gelinen noktada ise, verilen paranın ekonominin tıkalı kredi kanallarını aşmak yerine sermaye piyaslarına akması ile parasal genişlemenin amacına tam olarak ulaşılamadığını görüyruz. Japonya Merkez Bankası, geç de olsa bunu fark ederek, geride bıraktığımız ay, piyasaların tahmin ettiği üzere ilave genişelemeye gitmezken, bu hafta başında da Avrupa Merkez Banakası ara toplantısından çıkan bir spekülasyona göre, Avrupa Merkez Bankası’nın da tapering yani tahvil alım programının aylık 10‘ar milyar EUR azaltmayı düşündüğü sızdırıldı. Aslında, küresel merkez bankalarının da negatif faiz ortamından rahatsız olmaya başladıklarının bir göstergesi olan bu durumu yakından takip etmek gerekiyor. Uzun vadeli tahvil faizlerinin negatif bölgeye geçmesinin bankacılık sektörünü uzun vadede çökertebileceği beklentisi rahatsızlık yaratıyor. Keza, Avrupa’nın aylık olarak piyasalara vermiş olduğu likiditenin, kabul etmek gerekiyor ki, bir kısmı gelişmekte olan ülke para birimlerine yüksek getiriden faydalanmak üzere geliyor. Bu paranın azalacak olması, yada aşırı likiditenin kuruyacak olması, getiri peşinde koşan paranın azalması, bunun da gelişmekte olan ülke para birimleri için negatif olduğunu kabul etmemiz gerekitor. Elbette, Avrupa’nın hem büyüme hem de enflasyon konusunda sıkıntılı bir dönemden geçmesi nedeniyle, Avrupa’nın şu anda aylık tahvil alımlarını 10’ar milyar azaltmasını pek de kolay olmayacağını düşünüyoruz. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Bunu yakında yine konuşacağız.

Yukarda, her zaman alışılmış dışında olan parakrafdan hareketle, son günlerde küresel mali piyasalarda farklı sayılabilecek eğilime yada yeni piyasa dinamiklerine birkaç satır ayırmak gerektiğini düşünüyoruz. Keza, son günlerde, birçok yatırımcımıza, petrolün yükseldiği, doların değer kazandığı, değerli metallerin düştüğü, USD/TL kurunda yaşanan yükselişe karşı Borsa Istanbul cephesinde de yükseliş yaşandığı veya tahvil piyasasına gelen alımları hep birlikte anlatmakta zorlanıyoruz. ABD Doları’nın kendisinden sonra gelen 6 para birimine göre değerini gösteren kur endeksi bu sabah 97 seviyesinin üzerine yükselerek neredeyse son 3 ayın en yüksek seviyesine yükseldi. Doların değer kazancının zayıf sterlin, değerli metaller ve Japon Yen’ine karşı olduğunu görüyoruz. Örneğin, dün akşam GBP/USD paritesi dakikalar içinde % 6 değer kaybederek 1,26’dan 1,18’li seviyelere gerilerken, doların değer kazancının EUR’ya karşı çok sığ, gelişmekte olan ülke para birimleri arasında ise emtia ihraçatçısı olanlarla ithalatçısı olanlar arasında farklılaştığını görüyoruz. Ancak, benzer eğilimi hisse senedi piyasaları için söyleyemiyoruz. Türkiye’nin gelişmekte olan ülke para birimlerinin hisse senetlerine yönelik ralliyi kaçırdığı hain darbe girişimine denk düşen süreç nedeniyle negatif ayrışmasını kademeli olarak geri almaya çalıştığını söyleyebiliriz. TL’nin gerek içsel gerek dışsal sorunlar nedeniyle dolar karşısında 2,96’dan 3,06’ya varan değer kaybı sürecinde, Borsa İstanbul’un değer kazandığı hatta bono ve tahvil faizlerine de girişlerin olduğunu söyleyebiliriz. Basit bir anlatımla, tahvil ve göreceli ucuz kalan hisse senedi yönelik yabancı girişleri yaşanırken, yabancı yatırımcıların döviz kurundan zarar etmemeleri için opsiyon piyasalarında kendilerini koruma istemeleri i kuru yukarda tutmaya yardımcı oluyor. Bu nedenledir ki, kur yükselmesine rağmen, hisse ve tahvil piyasasındaki tahribat sınırlı kaldı. Tümünü özetlemek gerekirse: dünyada doların yükselişini riskten kaçmak olarak yorumlamamak gerekiyor. Petrolün yükselişi nedeniyle petrol ihraç eden ülkelerin hem yerel para birimleri hem de hisse senedi endeksleri yükselirken, enerji ithalatçısı olan Türkiye’de ise kur değer kaybederken, hisse ve tahvil piyasaları canlı kalmayı başarabiliyor. Bunu yeni normal olarak kabul etmek gerekiyor.

Biraz daha resme yakından baktığımızda… Hain darbe girişimi, OHAL, terör, not indirimi, turizm gelirlerinde düşüş, OVP’de aşağı yönlü revizyonlar, Deutsche Bank / Avrupa Bankaları derken, elbette topyekün karamsar tarafra yorumlanabilir. Ancak bol likidite, şu anda TCMB’nin yakın gelecekte izleyeceği faiz politikasına da bakıyor. Şöyle izah etmeye çalışayım. TCMB’nin para politikasında gevşemeye gitmesi ve aynı dönemde dolar tahvil faizlerinin yukarı gittiği bir ortamda, TL dolar karşısında sert değer kaybetse de, ucuzlayan hisse senedi ve tahvil piyasasına yönelik girişler korunmaya devam ediyor. Son günlerde, birçok kurumun da TL varlıklarda alım / ağırlık artır yorumlarına rastlıyoruz.

Dün bu bağlamda USD/TL kuru, 3,0650’li seviyelere varan soluksuz yükselişin yerini dinlenmeye terk ederken piyasa kapanışı ardından teknik seviye olan 3,0480’nin altına gerileyerek 3,0380 seviyelerini test ettiğini görüyoruz. Borsa Istanbul cephesinde ise dün göreceli olarak sakin bir seyir izlendi. Doların yükselişinin olumlu etki yaptığı Tüpraş, Enka, THY, Ereğli gibi şirketlere yoğun para girişi yaşanırken, endeksin diğer gelişmekte olan diğer ülke para birimlerine nazaran günü yatay tamamladığını görüyoruz. Tahvil piyasasında ise, küçük çaplı alımların eşliğinde düşüşler görüldü. Yeni gün başlangıcında ise, Asya piyasalarında, ABD tarım dışı istihdam verisi öncesinde sessiz bir bekleyiş var. Piyasa oyuncuları şu dakikalarda Asya piyasasında yaşanan sterlin çöküşünü konuşuyor. Bugün ayın ilk Cuması. ABD tarım dışı isithdam günü. TSİ15.30’da açıklanacak Eylül ayı istihdam raporuna kadar piyasaların sakin ardından verinin işaret ettiğin yöne doğru hareketlenmesini bekliyoruz. Güçlü bir rapor, doların elini kuvvetlendirebilir.

İktisatbank’ın sunduğu avantajlı döviz kurlarını piyasa ile eş zamanlı ve 24 saat kesintisiz takip etmek için lütfen tıklayınız.

https://www.iktisatbank.com/doviz-kurlari

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar