Yaşadığımız her an; acı, sevinç, hüzün, yenilgi, mutluluk, göz yaşı, kazançlarımız veya kaybettiklerimiz ile dolup taşıyor
Derinlerde duygularımız,
Kayboluşlarımız
Paylaşımlarımız
Özverilerimiz
İnançlarımız
Ve…
Gizli kalmış birçok korkularımız var
Onurlu mücadelemiz
Yaşam savaşımız
Değerlerimiz
Parsellenmiş dünya da,
Kendi dünyamızı yaratmak adına,
Kendi sınırlarımız var
Umut ektiğimiz her bir yanına,..
Yeri geldi dikenli teller çektiğimiz
Hepsi benim olsun egosunda
Yeri geldiğinde
Duvarlar ördüğümüz
Beni kimseler görmesin edasında
Bazen,
Yalnız kaldığımız
Kendi dünyamızda…
Baktık olmadı
Söküp attığımız her şeyi
Yıkıp duvarları
Beraber yaşamak adına…
“Ben” olmaktan çıkıp
“Biz” olabilmek adına…
Gülleri de sevdik dikenleriyle
Sevdayı sevdik acılarıyla
Göz yaşını sevdik çaresizliğiyle
Çocukları sevdik yaramazlıklarıyla
Dostu sevdik kahvesiyle
Arkadaşı sevdik kahkahasıyla
Yaşlıları sevdik nasihatiyle
Can yoldaşımızı sevdik sadakatiyle…
Ve…
Çaresiz,
Hayatı sevdik gerçekleriyle.
Geçiyor zaman.
Durduramıyoruz…
Bitmeyecek sandığımız uzun bir yolculuktayız.
Bazen geç kalıyoruz,
Bazen erken varıyoruz…
Kendi kendimize kavga edip duruyoruz.
Lafın kısası;
Varolmak ile Kaybolmak arasında gidip geliyoruz.
Siz buna ne derseniz deyin artık;
Yaşamak değin
Nefes almak değin
Mutlu olmak değin
Zengin olmak değin
Amaç, Hedef değin
Mücadele değin,
Canınız ne istiyorsa
Onu dileğin…
Ne derseniz değin…
Ben;
“Varolmak” diyorum
Ama
Kaybolmadan…
[newsbox style=”nb3″ title=”POLİ 285″ display=”tag” tag=”285″ number_of_posts=”4″ sub_categories=”no” show_more=”no” post_type=”post”]