Türkiye’deki 6-7 Eylül olaylarında Dr. Küçün’ün rolü var mıydı? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Poli

Türkiye’deki 6-7 Eylül olaylarında Dr. Küçün’ün rolü var mıydı?

6-7 Eylül günleri (1955) Türk tarihinin acı dolu dikkat çeken en önemli günlerindendir. Her ne kadar da olayların nedeni Atatürk’ün Selanik’teki doğduğu ev de olan TC Konsolosluk binasının “Yunanlılar” tarafından bombalandığı gösterilse de okuduklarımız ve yayınlanan belgeler Yassı Ada tutanakları bunun doğru olmadığını göstermektedir.

1950 yılında iktidara gelen Demokrat Parti hükümeti 1954 yılına kadar Türkiye’de sosyal, siyasal ve ekonomik dönüşümü kısmen de olsa sağlamıştır. Dış ticarette canlanma, tarımdaki rekolte artışı, kentlerdeki istihdam oranları, GSMH’daki yükseliş, Menderes hükümetinin başarıları olarak görülmektedir. 1954 yılında zorlaşan ekonomik yapı, yükselen enflasyon, yaşam düzeyinde olan düşüş, ithalatın sınırlandırılmasına bağlı olarak kara borsanın yaygınlaşması toplumda hükümete olan güveni azaltmıştır. Muhalefetin sertleşmesi, basının artan eleştirileri hükümeti zorlamaya başlamıştır. Bunalan hükümet arayış içerisinde kamuoyunun dikkatini iç politikadan dış politikaya yönlendirmeyi çıkar bir yol olarak belirlemiştir. Kıbrıs konusu Menderes hükümetinin bu konuda cankurtaranı olarak görülmüştür.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden beri ithalat ve ihracatının büyük bir kısmının gayrimüslim sermayenin elinde olduğu bilinmektedir. Bu durumun da düzeltilmesi, etnik sermaye temizliği ile Türk sermayesinin ekonomik piyasaya hakimiyeti sağlanmalıydı. Buna bağlı olarak hükümet ve organları 6 Eylül’ü planlayıp topluma yaşatmışlardı.


6 Eylül 1955’te saat 13’te devlet radyosu Selanik’teki Atatürk’ün doğduğu eve (TC Konsolosluğu) bombalı saldırı yapıldığını haber olarak duyurdu. İstanbul Express Gazetesi (öğle yayınlanırdı) o günkü sayısında haberi verir. Express Gazetesi’nin 2. baskısında ise Kıbrıs Türk’tür Cemiyeti’nin bir çağrısını da yayınlar. Bu çağrıda Taksim Meydanı’nda çeşitli öğrenci örgütlerinin bu olayı protesto için toplanacakları ve bir miting yapılacağı duyurulmaktaydı. Miting gerçekleşir. Toplantıdan sonra Beyoğlu, İstiklal Caddesi, Kurtuluş, Şişli, Nişantaşı gibi gayrimüslimlerin ikamet ve iş yerlerinin yoğun olduğu semtlerde gayrimüslimlere ait dükkanlar, evler, iş yerleri, mezarlıklar, kiliseler tahrip edilmiş, yıkılmış, yakılmış ve yağmalanmıştır. 6 Eylül akşamı başlatılan olaylar 7 Eylülde de devam etmiştir. İstanbul’da, Anadolu Yakası’nda, Kadıköy, Kuzguncuk, Çengelköy, Moda ve Adalar gibi bölgelerde yayılmıştır. İzmir ve Ankara’da da aynı olaylar yaşanmıştır. İzmir’deki olaylarda bizzat İzmir valisi Kemal Hadımlı’nın katılması dikkat çekicidir. Bütün  bu olaylarda örgütlü olarak 100 bin kişinin katıldığı bazı belgelerde görülmektedir.

Bütün bu olayların hazırlanmasında, örgütlenmesinde iktidardaki Menderes Hükümetinin, o zaman askere bağlı olan Milli Emniyet Hizmetleri’nin (MAH), Kıbrıs Türk’tür Cemiyeti’nin ve Kıbrıs Türk liderliğinin iş birliği yaptığı dikkat çekicidir.

Kıbrıs Türk’tür Cemiyeti başlangıçta Milli Türk Talebe Birliği, Türkiye Milli Talebe Federasyonu, Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı ve Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin katılımı ile ulusal bir Kıbrıs Türk’tür Komitesi olarak kurulmuştur.

Bu komitede Hikmet Bil (Hürriyet Gazetesi Editörü, Avukat), Hüsamettin Can Öztürk (TMTF Bşk.), Orhan Birgit (Avukat), Ahmet Emin Yalman (Gazeteci), Ziya Somer (Öğrenci), Nevzat Karagil (KTKD Bşk Avukat) ve Kamil Önal (Gazeteci-MAH Mensubu)’dan oluşmaktaydı.

Hikmet Bil – Hürriyet

1954’te Başbakan A. Menderes bu komiteyi İstanbul Valiliği’ne davet eder. Bu toplantıda Fuat Köprülü (Dışişleri Bakanı) ve Bakan olarak Dr. Mükerrem Sarol’da bulunur. Toplantıda Ulusal Kıbrıs Komitesi’nin bir dernek olarak tescili karar altına alınır. 2 Ekim 1954’te Kıbrıs Türk’tür Cemiyeti dernek olarak faaliyete geçer. Cemiyete 235.000 TL’lik yardım hükümet tarafından yapılırken faaliyet yeri olarak da TMTF binası tahsis edilir. Cemiyet kısa sürede İstanbul’un genelinde, Türkiye’nin diğer il ve ilçelerinde örgütlenme çalışmalarına başlar ve süratle örgütlenir. 27 Nisan 1955’te Kıbrıs Türk’tür cemiyetinde Hikmet Bil başkanlığa, Kamil Önal da genel sekreterliğe getirilir. Cemiyet aldığı bir kararla Londra’da ve Kıbrıs’ta da örgütlenme ve adı geçen yerlerde şube açma kararı alır.

Hikmet Bil ve Kamil Önal Ağustos 1955’te Kıbrıs’a gelerek Kıbrıs müftüsü Mehmet Dana Efendi, Federasyon Başkanı Faiz Kaymak ve Milli Parti Başkanı Dr. Fazıl Küçük ile görüşmelerde bulunur. Yapılan görüşmeler sonucunda Kıbrıs Türk Liseleri Mezunlar Birliği Lokali’nde geniş çaplı bir toplantı yapma kararı alınır. Yapılan bu toplantıda Dr. Küçük’ün partisi Milli Parti’nin adı katılanların oy birliği ile Kıbrıs Türk’tür partisi adını alır. Toplantıdan sonra Hikmet Bil ile Kamil Önal Londra’ya gittikleri ve orada da örgütlenme çalışmalarına katıldıkları görülmektedir.

Kıbrıs Türk’tür cemiyeti ile Kıbrıs’taki Kıbrıs Türk’tür Partisinin organik ilişkilerin kurulmasından sonra Dr. Fazıl Küçük, Hikmet Bil’e bir mektup yazarak Kıbrıs’taki o günkü durum hakkında bilgi verir. Dr. Küçük yazdığı mektupta “Kıbrıs’ta durum kötüleşmekte ve Rumların katliam için hazırlık yapmakta olduklarına dair haberler dolaşmaktadır. 28 Ağustos 1955 tarihinde büyük bir miting yapmaya hazırlanmaktadırlar. Ve muhtemelen mitingden sonra bize saldırmak isteyecekler. Onlar silahlıdırlar. Halbuki bizim hiçbir şeyimiz yoktur.” (20 Kasım 1960 Bozkurt Gazetesi)

Halbuki 28 Ağustos 1955’dte Rumların düzenlemek istedikleri miting AKEL’e bağlı solcu belediye başkanları tarafından organize edilmekte idi. Mitingin gayesi EOKA  karşıtı bir mitingdi. Adada yaşanan anarşik ortamı EOKA’nın yaptığı katliamları kınamak için tertipleniyordu. Dr. Küçük bunu görmezden gelerek, anlaşılan odur ki hazırlanan büyük planın içerisinde misyonunu yerine getirmekteydi. Kaynayan kazanın altına yeni yeni odunlar atıyordu. Hikmet Bil, Dr. Küçük’ten aldığı mektup üzerine Kıbrıs Türk’tür Cemiyeti’nin bütün örgütlerine bir yazı ile “Yunanlıların adadaki Türk azınlığına karşı bir katliam hazırlığı içinde olduğunu” belirtmektedir. Adı geçen mektup 16 Ağustos 1955 tarihini taşımaktadır. Mektupta Türk Anavatanı’ndan gelecek bir “erkekçe” sesten “Londra ve Atina’nın korkacağı sesten” “uygun biçimde” tepki verilmesi talimatını verdi. 4 Eylül 1955’te ise Londra’da Kıbrıs ile ilgili gösteri yapılırken Taksim Meydanında da Rumca yayın yapan gazetelerin yaktırıldığı görülmektedir. Taksim Meydanı’ndaki eylemi Kamil Önal’ın düzenlediği ve bu eylemlere üniversite öğrencilerinin katıldığı görülmektedir. Aynı günlerde Kamil Önal’ın 20 bin adet Kıbrıs Türk’tür yazılı afiş bastırdığı ve bu afişlerin belli başlı caddelere dükkan camlarına astırdığı görülür. İzmir’de ise 26 Ağustos 1955’te ikinci bir Kıbrıs mitingi düzenlenir.

5 Eylül 1955’te Hikmet Bil Başbakan ile akşam yemeğinde buluşurlar. Menderes Londra’dan Fatin Rüştü Zorlu’dan şifreli telgraf aldığını Hikmet Bil’e aktarır. Londra’da Türkiye İngiltere ve Yunanistan Dışişleri Bakanları Kıbrıs konusunu görüşmektedir. Dışişleri Bakanı’nın zor durumda kaldığını, müzakere koşullarının zor olduğunu ve arkasında “Artık dizginlenemeyen” bir Türk kamuoyundan söz etmeyi arzuladığını belirtir. Bu nedenle Zorlu Türkiye’den daha fazla faaliyet talep ettiğini aktarır. İşte böyle bir ortamda Selanik’te bomba patlar. Sadece camların kırıldığı tespit edilen bu olayın failleri olarak konsolosluk çalışanı bekçi Hasan Uçar ve TC bursu ile okuyan Selanik Hukuk Fakültesi öğrencisi Oktay Engin tespit edilir ve tutuklanırlar. Amerikan Büyükelçiliği’nin bir çalışanının yüksek düzeyli bir bürokrat tarafından gizli olarak iletilen bir bilgiye göre, bu olay “Ajan provokatör” tarafından İstanbul’daki saldırıları haklı göstermek için gerçekleştirilmiştir.  (357 Pro 371/123858 RG 10344/6 İstanbul Konsolosluğu raporu 22.12.1955)

İki gün süren olaylarda can kaybının az olmasının nedeni saldırı gruplarını yönetenlerin cana değil mala zarar vermeleri için devamlı olarak saldırganları uyarmalarıdır. Buna rağmen Türk Basınına göre 11 ölü verilirken, Yunan Basın kaynaklarına göre 15 ölü olduğunu yazmaktadırlar. Yaralı sayısı resmi rakamlara göre 30, gayri resmi rakamlara göre 300 olarak verilmektedir. 200 civarında ırza geçme olayları iddia edilirken Balıklı Rum Hastanesi, 60 kadar kadını tecavüz nedeni ile tedavi ettiğini söylemektedir. Olaylardan sonra örfi idare ilan edilmiş ve bir takım tutuklamalar yapılmıştır. Başlangıçta olayların komünistler tarafından yapıldığı ileri sürülüp çok sayıda sol görüşlü aydın tutuklanmıştır. Olayların ertesinde Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın İstiklal Caddesi’ni gezerken gördüğü hasar karşısında etrafındakilerinin de duyacağı bir şekilde İçişleri Bakanı Namık Gedik’e “Galiba dozu kaçırdık Namık” demişti.

Bu yazının hazırlanmasında yararlanılan kaynaklar:

1)      6-7 Eylül Olayları. Dilek Güven. Tarih Vakfı Yayınları

2)      Kıbrıs Türklerinin Tarihi 1930-1960 Dr. Ahmet An

3)      6-7 Eylül Olayları Davası Zabıtları II Hazırlayan: Emine Gürsoy Naskali

4)      Tarih Defteri 9 Eylül Agos Gazetesi Ayşe Hür

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar