Türk askeri vurmaya başladı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Türkiye

Türk askeri vurmaya başladı

Türk Silahlı Kuvvetleri

Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PYD/PKK tarafından yapılan taciz atışlarına karşılık verdi.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), Suriye‘nin kuzeyinde terör örgütü PYD/PKK tarafından yapılan taciz atışlarına karşılık verdiği bildirildi.

Bölgedeki güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, TSK unsurları, teröristler tarafından yapılan taciz atışlarına sabah saatlerinde topçu atışlarıyla karşılık verdi.


Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütü PYD/PKK mensuplarının taciz atışlarının, meşru müdafaa kapsamında karşılık bulduğu belirtildi.

AFRİN İÇİN HAZIRLIKLAR TAMAMLANDI

 

Türkiye, Afrin’e operasyon düzenlemeye hazırlanıyor. Afrine’e yapılacak olası bir harekat için Suriye sınırına sevkiyat yapıldı. Askeri birlikler, bölgede konuşlandırıldı. Bölgeye ulaşan komandolar, tam teçhizatlı bir şekilde tatbikata başladı. Askerler, elleri tetikten sınırda tatbikatını sürdürüyor. Böglede zaman zaman topçu atışı da yapılıyor.

Türkiye’nin çeşitli bölgelerden yola çıkan askeri konvoylar Hatay’a ulaştı.

Reyhanlı ve Hassa ilçelerine getirilen konteyner, zırhlı araç ve komando birlikleri daha sonra Suriye sınırındaki askeri birliklere sevk edildi.

Şanlıurfa’dan yola çıkan tank ve zırhlı personel taşıyıcılarından oluşan konvoy da Gaziantep’e geldi.

Öte yandan, Afrin’deki sivillerin küçük gruplar halinde göçe başladığı bildirildi. Göç edenlerin, Esad kontrolündeki Halep’in kuzeyine yöneldikleri ifade edildi.

Hatay ve Kilis sınırına tank, top, zırhlı araç sevkiyatı Salı günü de sürdü. Komando birliklerinin de Reyhanlı ve Hassa’ya ulaştığı belirtiliyor.

Sınır ötesine yer yer ateş açıldığı, Afrin’deki YPG mevzilerinin obüs toplarıyla vurulduğu da bölgeden gelen bilgiler arasında.

Ancak ABD Dışişleri Sözcüsü Heather Nauert günlük basın toplantısında, bu haberleri doğrulayacak bir bilgiye sahip olmadığını söyledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Salı günü TBMM’de AKP Meclis Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “İnşallah yarın öbür gün, kısa bir süre içinde Afrin ve Münbiç’ten başlayarak Suriye’deki diğer terör yuvalarını da birer birer dağıtacağız,” demişti.

YPG komutanı Sipan Hemo ise Fırat Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, güçlü bir direniş için hazır olduklarını söylemiş, “Gelişecek savaş tarihi bir savaştır ve beraberinde finali getirecektir. Güçlerimiz nasıl ki bölgeyi teröristlerden, IŞİD’den temizlediyse Erdoğan’dan da temizlemek kader olmuştur,” ifadelerini kullanmıştı.

Türkiye Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, NATO toplantısı için bulunduğu Brüksel’de ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ile görüştü.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Kanada’da düzenlenen Kuzey Kore konulu Dışişleri Bakanları Zirvesi’nde ABD’li mevkidaşı Rex Tillerson’la temaslarda bulundu.

Ancak Afrin operasyonunun akıbetine dair takip edilmesi gereken konuların başında Rusya’nın izleyeceği tavır geliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’le telefon görüşmeleri yapmıştı. Ancak Rusya operasyona hala yeşil ışık yakmış değil.

Afrin’de YPG’ye ait kampların hedef alınacağı ifade ediliyor.

“Telefon diplomasi sürüyor”

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile telefon diplomasisinin sürdüğünü söylüyor.

Peki Rusya neden Türkiye’nin Afrin operasyonuna yeşil ışık yaksın? Bundan ne gibi bir çıkarı olabilir?

Kadir Has Üniversitesi’nden siyaset bilimci Ahmet Kasım Han, bu sorunun net bir yanıtı olmadığını bu nedenle de Türkiye’nin masaya yeni bir şey getirmesi gerektiğini söylüyor. “Ama bu yeni şey ne olur, kestirmek zor,” diyor. Han şöyle konuşuyor:

“Rusya, ‘Ben ne yaparsam yapayım Türkiye bir noktada Batı’ya geri dönecektir, benim peşimden gelmeyecektir,’ diye düşünüyor olabilir. Zaten biraz da bu nedenle İdlib’de harekete geçtiler. Bu Türkiye üzerinde büyük bir mülteci baskısı da yaratmaya başladı. Türkiye Afrin’de hareketlenerek aslında bir manada satranç tahtasında kendine manevra alanı açmaya gayret ediyor.”

‘AKP ‘milli ve yerli’ hassasiyeti gözeterek hareket etmek mecburiyetinde’

Rusya’nın Türkiye’nin Afrin operasyonuna izin vermesi konusunda önünde duran açmazlardan biri müttefiki olan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın ve YPG güçlerinin Türkiye’nin Suriye’deki herhangi bir mevcudiyetine kategorik olarak karşı çıkmaları.

Ancak genel kanı, Rusya izin verse de vermese Türkiye’nin köşeye sıkıştığı ve Afrin operasyonunu gerçekleştirmek zorunda kalacağı şeklinde.

Özellikle ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde 30 bin kişilik bir ‘Sınır Güvenlik Gücü’ kurulacağını ve bu gücün yarı yarıya Suriye Demokratik Güçleri’nin tecrübeli savaşçılarından, dolayısıyla büyük oranda YPG’lilerden oluşacağını açıklaması Türkiye’de şok etkisi yaratmıştı.

Rus basınında Türkiye’nin olası Afrin operasyonu

5 soruda olası Afrin Operasyonu: Türkiye’yi ne bekliyor?

Times: Türkiye’ye Orta Doğu’da başarıyı müttefikleriyle güven tazelemesi getirir

Erdoğan: ABD sınırımızda terör ordusu kuruyor

Ahmet Kasım Han, “Bu olay, hareketsizliğin siyasi maliyetini katlanılamayacak bir noktaya getirdi. Bu çok ciddi bir sıkışmışlık hali. AKP bence meselenin sahipsiz olmadığını göstermek baskısı altında hissediyor kendisini,” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Özellikle seçim sathı mahalline girilirken AKP’nin oluşturduğu ‘yerli ve milli’ olarak adlandırılan koalisyon Suriye’deki Kürt yapılanmasını bir ulusal güvenlik ve beka problemi olarak algılıyor. AKP bu hassasiyeti gözeterek davranmak mecburiyetinde.

“Ayrıca ABD’nin son aldığı karar, Suriye’de mevcut durumun bir anlamda YPG-PKK’nın devletleşmesiyle sonuçlanacak bir sürece girdiğini gösteriyor. ABD eğer bunun Türkiye’de böyle algılanmayacağını düşünüyorsa gerçekten ne yaptığını bilmiyor, bunun sonuçlarını çok kestiremiyor demektir. Ben bunun böyle olduğunu düşünmüyorum. Bu sonuçları göze alınarak yapılmış bir tercih. Ankara’nın da bunu böyle okuduğunu düşünüyorum. Bu da hükümet üzerinde baskı yaratıyor.”

Fırat Kalkanı’nın devamı

Afrin, Suriye’nin kuzeybatısında, Hatay ve Kilis’e sınırları olan bir bölge. Nüfusun çoğunluğunu Kürtler oluşturuyor.

Türkiye, bu bölgenin PKK’nın uzantısı olarak gördüğü YPG güçleri tarafından kontrol edilmesini bir ulusal güvenlik meselesi olarak görüyor.

Zira, Afrin’in Kürtlerin kontrolüne girmesi halinde Kobani’yle birleşerek Türkiye sınırında bir “Kürt koridorunun” oluşması projesinin hayata geçmesinden endişe ediliyor.

Ağustos 2016’da başlayan ve resmi olarak Mart 2017’de sona eren ve Azez’den Cerablus’a kadar olan bölgenin kontrol altına alınmasıyla sonuçlanan Fırat Kalkanı operasyonunun ana amacı da buydu: Kürt koridorunu engellemek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afrin operasyonunun Fırat Kalkanı Harekâtı’nın devamı mahiyetinde olacağını söylemişti.

Metin Gürcan, bugünkü koşullar ile Fırat Kalkanı öncesindeki durum arasında da paralellikler olduğunu söylüyor:

“Fırat Kalkanı operasyonu öncesinde Kasım 2015’te Rus uçağı düşürülmüştü. ABD’nin YPG’yle işbirliği giderek artıyordu. Ankara Suriye’nin kuzeyinde oyun dışı kalmaya başlamıştı. Fırat Kalkanı sayesinde Ankara Suriye’de oyuna tekrar geri döndü. Demek ki bugün de Ankara’da Suriye’nin kuzeyinde oyundan giderek düştüğüne dair bir kanaat var.

“Biz her şeyi Türkiye merkezli ve bir YPG saplantısı üzerinden analiz ediyoruz. Bu bence bütün bakış açımızı zehirliyor. IŞİD sonrası dönemde Suriye’nin kuzeyindeki temel dinamik halbuki ABD-Rusya arasındaki güç mücadelesidir.

“ABD’nin Fırat’ın doğusunda kurduğu oyun basit. Masada sadece YPG oturuyor. Ne Esat ne Türkiye. Fırat’ın batısında Rusya’nın kurduğu oyun ise çok daha karışık bir masa. Dolayısıyla aynı zamanda çok daha da kırılgan. Benim temel korkum şu: Acaba ABD Rusya’nın masasını mı dağıtmaya çalışıyor Fırat’ın batısında?”

Rusya’nın tavrı

Ahmet Kasım Han da gerekli dengelerin kurulamaması, Rusya’nın onayının alınamaması durumunda Afrin operasyonunun Türkiye’ye maliyetinin hayli yüksek olabileceğine dikkat çekiyor.

Han, buna karşın Rusya’nın onay vermesinin de ciddi bir takım sonuçlar doğurabileceği görüşünde:

“Türkiye’nin Afrin’le ilgili olarak Rusya’yla mutabakata varması gerçekleşirse, bu hem Türkiye-Rusya ilişkileri hem de Türkiye-Batı ilişkileri açısından bir dönemeç olur. Türk dış politikası Rusya’ya daha da yakınlaşmaya başlarsa hepimiz için yeni bir dünya oluşacak demektir. Bu durumda Türkiye’nin NATO’yla ilişkilerini de çok yeni bir zeminde tartışmak zorunda kalırız.”

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar