Tek yumruk olmalıyız - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 17, 2024
Röportaj

Tek yumruk olmalıyız

Fikri Toros

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros’tan anlamlı çağrı

TEK YUMRUK OLMALIYIZ:Cenevre’de bugün başlayacak görüşme sürecinde, farklı görüşleri bir yana bırakıp tek yumruk olup toplumsal bütünlük içinde olmalıyız

BELİRSİZLİK HUZURUMUZU KAÇIRIR : Cenevre’de kapsamlı bir uzlaşı, onu takiben bir referandum süreci olmazsa ve bu süreç daha da uzarsa, belirsizlik içteki kamplaşmaları daha da tırmandıracak ve daha huzursuz ve istikrarsız bir kanumda olacağız

TL DEVALÜASYONA UĞRADI:Ülkede kağıt üzerinde % 2 gibi bir büyüme görünse de, türk lirasında meydana gelen yaklaşık % 30 devalüasyon, gerçekte bir küçülme olduğunu gösteriyor

TASARRUFA ÖNEM VERİLMELİ: Kıbrıs Türk toplumunun öncelikle bu dönemde önem vermesi gereken şey tasarruf. İçinde bulunduğumuz dönemde önüzü göremediğinizden, tedbirli olacaksınız, hatta tedbiri abartacaksınız.

HK Ajans

2017’nin ilk haftasını geride bıraktığımız bu günlerde ülke ekonomisine yakından bakıp, 2016’nın ekonomik olarak nasıl geçtiğini değerlendirmek istedik. Ekonominin yanında tabii ki bugün başlayacak olan Cenevre zirvesi ile ilgili de değerlendirmeler yaptık. KTTO Başkanı Fikri Toros, hem 2016 ekonomisini, hem ekonomik sıkıntılardan çıkış yollarını bizlere değerlendirdi.  Cenevre Zirvesi konusundaki görüşlerini de bizimle paylaşan Fikri Toros, beraberlik çağrısı yaptı. İşte detaylar…

Birçok istikrarsızlık ve belirsizlik yaşadık


SORU:  2016 geride bıraktık. Dönüp baktığınız zaman 2016’yı iş insanları olarak nasıl değerlendirirsiniz?

TOROS: 2016, birçok istikrarsızlığın ve belirsizliğin olduğu bir yıldı. Birçok acılarla dolu bir yıldı. Fevkalade ümitsizliğin gelip gittiği bir yıl oldu. Tabii ki sadece ülkemizdeki istikrarsızlıklar değil, aynı zamanda çok özel ilişkilerimiz olan Anavatan Türkiye’nin başına gelen travmalar nedeniyle de bunların yansımalarını hissettik.  Bu da, ekonomik kriz ve alım gücünün, gelir- gider dengesizliğinin daha da artmasına neden oldu. Bu yüzden maalesef ekonomik göstergeler sadece kağıt üzerinde kaldı. Gerçek, günlük ekonomik yaşamımıza çok farklı bir şekilde yansıdı. Örneğin, kağıt üzerinde yüzde 2 gibi bir büyüme görünse de, türk lirasında meydana gelen yaklaşık yüzde 30 devalüasyon, aslında bunun gerçek olmadığını, gerçekte bir küçülme olduğunu gösteriyor. İthalat ve ihtacat rakamlarında meydana gelen düşüşler de bunu teyit ediyor. Sadece yüksek öğrenim ve turizm sektörlerinde cesaret veren bir gelişme yaşandı.Bu da iyi ki oldu. Çünkü gerek devlet bütçesinde projekte edilen gelirlere, gerekse GSMH’la olumlu katkıları olan sektörler bunlar oldu. Umuyorum ki bu krizler bir an önce yerlerini istikrara bırakırlar. Bunun olabilmesi için de Türkiye’nin gerek komşu ülkelerle, gerekse kendi içinde yaşamakta olduğu bunalımdan bir an önce çıkması gerekiyor. Biz türk lirası kullanan ve Türkiye ile özel ilişkileri olan küçük bir ada toplumu olarak Türkiye’nin basit bir üşütmesi maalesef  bize doğrudan zatüre olarak yansıyor. Kıbrıs çözüm müzakrelerinde bir çok gel- gitler yaşadığını genel istikamet olumlu olsa da maalesef hedeflenen sonuca ulaşmamış olması, bir takım beklentileri hala askıda tutmaktadır. Bu da belirsizliği artırmıştır. Yatırımları  bekletmiştir. Ve hayatımızda ciddi bir stres kaynağı olarak devam etmektedir.

Yapısal Dönüşüm Programı’nın uygulanmaması sıkıntı yarattı

Maalesef  Kıbrıs Türk toplumunun ortalama 2 yılda bir yaşadığı içte siyasi istikrarsızlık yeniden yaşandı 2016 yılında. Bir koalisyon değişikliği olmuş ve koalisyon değişikliği de beraberinde tüm bürokrasinin değişmesine yol açmıştır.Bugün itibarıyla  2 senede bir yaşadığımız bir istikrarsızlık bu. Ve bir önceki hükümetin Türkiye yetkilileriyle birlikte başlattığı Yapısal Dönüşüm Programı maalesef uygulamaya başlamadı. Bu da tüm bu istikrarsızlığın getirdiği krizleri tırmandıran birşey oldu. Çünkü bu programın uygulanması başta finans, reeel sektör ve kamu sektöründe olmak üzere bir takım iyileşmelere yol açacaktı. Bu saydığım 3 sektör üzerindeki sıkıntıların hafifletilmesi hedeflenmekteydi. Bu siyasi istikrarsızlık nedeniyle maalesef bu da olmadı. Tüm bunlar, gerek devletin, gerekse özel sektörün, gerekse hane halkının ciddi bir ekonomik depresyonda seneyi kapatmasına yol açtı.

1,5milyar dolarlık ithalat,105 milyon dolarlık ihracat

SORU: Ülke olarak türk lirası kullanıyoruz ancak ev kiraları, mal alımları ve özel okul ücretleri olmak üzere birçok şey döviz üzerinden. Bazı üniversiteler önümüzdeki yıl türk lirasına geçmekten bahsediyor. Bu dönüşümü nasıl sağlarız?

TOROS: Öncelikle biz, mmevcut siyasi konum devam ettiği sürece yani, uluslararası toplumdan tecrit konumunda kaldığımız sürece ve bizi ülke olarak tanıyan yegane ülke Türkiye olduğu sürece, Türk lirası kullanmak mecburiyetindeyiz. Başka bir para birimi kullanmamız mümkün değil.  Bu bir gerçek. Bu bir kenarda dursun. İkinci bir gerçek, burası küçük bir ada ülkesi. Ada ekonomilerinde yerli üretim çok düşük bir seviyededir. İhtiyaçların çok büyük bir çoğunluğu ithal edilmektedir. Bizim ülkemiz de istisna değildir. Bu kurala tamamen uygundur. Biz, 2016 yılında 1,5milyar dolarlık ithalat yaptık ve sadece 105 milyon dolarlık ihracat yaptık. Bu rakamlar da bizim ne kadar ithalata dayalı bir ekonomi olduğumuzun göstergesidir. Tabii ki ithalat dövizledir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi ve bu da yüzde 30 gibi meydana gelen devalüasyon ve ondan daha kötü devam eden dalgalanmalar, belirsizlikler, piyasadaki perakente satış noktasında tüketiciye yansıyan türk lirası bazındaki fiyatların fevkalade hatta katlanarak yansıdığını söylemek mümkün. Kıb-Tek, elektiriğe son dört ayda yüzde 40 -45 oranında bir zam yaptı. Yine perakende satış fiyatları, marketlerde tüketim noktalarındaki fiyatlarda, keza benzer oranlarda bir artış geldi. Bu da, gelir- gider dengesizliğini maalesef artırıyor ve alım gücünü olumsuz etkiliyor. Bahsettiğiniz üzere bazı özel kurumlar, üniversiteler başta olmak üzere tl ye dönüşmek değil de, sabit kur uygulamasına gitmişlerdir.

Giderler dövizken, tl uygulanamaz

SORU: Bazı üniversiteler 2017-18 öğretim yılında tl ye geçeceklerini açıkladılar.

TOROS: Bunu bekleyip görmek lazım. Bir öngörüde bulunamayız çünkü, giderleri hep döviz endeksli olan müesseselerin sürekli tl uygulaması sürdürülebilir değil. Ama eğer bu istikrarsızlık biraz hafiflerse ve doğacak risk göğüslenebilecek bir riskse, belki geçici olarak öğrenci kaybetmemek uğruna bir tedbir alınabilir ve alınacaktır. Ama bu sürdürülebilir bir ilke olamaz.

Devlet yapması gerekenleri yapmıyor

SORU: Bu aşamada hükümet neler yapabilir?

TOROS: Devletin yapması gereken bir takım eylemler vardır. Bunlar yapılmıyor. Çünkü devletin de aslında gelirleri müsait değil. Örneğin, ithalat esnasında ithaatçının faturaları hep döviz bazındadır. Bu rakamlar üzerinden alınan vergiler, gümrükleme aşamasında sürekli olarak döviz artışına göre artıyor. Ve az önce bahsettiğim o katlanan fiyat artışlarının en başta gelen üç nedeninden bir tanesidir. Onu frenleyebilir devlet. Devlet, “ Benim şu dönem içerisinde ithalat faturalarına uygulayacağım kur şu olacaktır” diye bir sabit kur açıklar.Dolayısıyla, döviz fiyatlarındaki dalgalanmaların etkisine bakmazsınız o dönemdeki ithal edilen ürünlerin gümrük öncesi fatura kıymetleri sabit türk lirası olur o belirlenen kur karşısında. Bu, perakende satışa olumlu yansır.  İkincisi, devlet gayri menkul satışlarından tapu dairesinde bir takım harçlar alır. Bu harçlar da yaptıkları değerlendirme üzerinden alınır. Bu değerlendirmelerin hepsi dövizdir. Dolayısıyla bu harçlar, sürekli olarak artan bir grafik takip eder. Bu sektör de şu anda canlı bir sektördür. Ülkeye sermaye getiren bir sektördür. Sektörü canlı tutmak tabii ki hayati bir öneme sahip. Dolayısıyla devletin o noktada da yapacağı değerlendirmeleri ve alacağı harçları dövize değil, türk lirasına dönüştürmesi bana göre etkin olabilir. Üçüncüsü, hane halkı ve işletmelerimiz mevduatlarını yüzde 50 oranında döviz, yüzde 50 oranında türk lirası olarak tutmaktadır. Bunu mümkün olduğunca türk lirası tercih edileceği bir şekle getirmesi gerekmektedir. Ve gayri menkul kiralarından alınan stopaj da, türk lirası yapılarak, sözleşmeleri teşvik eder şekilde düzenlenmelidir. Tüm bunlar ekonominin ve ekonomik hareketin daha az etkilenmesine yol açabilecek tedbirlerdir. Bir de tabii ki şu anda alınan KDV oranı, tüketime doğrudan yansıyan KDV oranında bir revizyon yapılmalıdır. Nasıl ki hane halkının alım gücü düşüyor işletmelerimizin karlılığı ve nakit akışında düşüş oluyor, devlet de bir miktar düşüşü göze alıp bu refah seviyesinin daha da düşmesine engel olmalıdır.

Devlet kamu borcunu ödeyemez durumdadır

SORU: Tüm bu önerilerinizi yetkililer ile paylşatığınız zaman nasıl bir geri dönüş alıyorsunuz? Yoksa onların daha farklı bir bakış açısı mı var?

TOROS: Bu görüşlerimizi gerek devlet ile, gerekse kamuoyu ile sürekli paylaşıyoruz. Fakat hükümetin durumu maalesef pek sağlıklı bir şekilde izah edilemez. Kamu maliyesinde çok ciddi finanasal sıkıntılar vardır. Biliyorsunuz kamu maliyesinde 4 milyar 987 milyon olarak önerilen 2017 bütçesi vardı. Daha sonra bu 5 milyar 700 milyon olarak onaylandı. Bu arada bunu fevkalade olumlu olarak değerlendirmekteyiz. Fakat bu bütçenin gider kalemlerine baktığınız zaman % 80-95 gibi bir oran bütçenin giderlerine ayrılmış ve gelirler çok küçük bir azınlıkta. Bu da devletin aslında ne kadar finansal olarak sağlıksız bir zeminde olduğunu ve sürdürülemez olduğunu, kırılganlığını koruduğunu göstermektedir. Özellikle bizi bekleyen bu bölgesel  çatışmalar ve ekonomik krizlere de baktığımızda, bize olacak yansımalara baktığımızda, bu kırılganlık hiç de sağlıklı ve güven verici değildir. Dolayısıyla, hükümetin yaklaşımı bu az önce saydığım tedbirler uygulanırsa, maliyede zaten var olan bir gelir sıkıntısını, daha da büyük ve telore edilemeyecek bir noktaya getirecek endişesi vardır. Biliyorsunuz devletin ciddi bir kamu borcu vardır ve  borcunu ödeyemez durumdadır. Bütçede açık vermeye devam etmektedir. Durum böyle iken gelirlerde sabit kur uygulamasıyla meydana gelecek gelir düşüklüğü hükümet tarafından pek sıcak bakılmayan birşeydir. Özellikle meclisten geçen malum yasa değişikliğiyle yılda 6-7 milyon türk lirası gibi bir ek külfete girdi hükümet bu aldığı popülist kararla. Bunlar da maalesef bu sorunları bir çığ haline getirmektedir. Bu durumun sürdürülebilir olması kapsamlı olarak sadece devletin değil, halkın da birlikte sürdürülebilir olabilmesi için bir an önce burada yatırımlar, Avrupa Birliği uyum süreci, rekabet edebilirlik gibi temel sorunlara el atılması lazım. Bunların kapsamlı olarak düzeltilmesi lazım ki, üzerine arzu edilen ekonomi bina edilebilsin. Aksi taktirde bu mümkün değildir. Türkiye ile imzalanan protokoller aynen bu söylediğimi hedefleyen protokollerdir ama bunlar da maalesef  bu istikrarsızlıklar nedeniyle uygulamaya ısrarla geçmiyor. Durum bu.

Dünya ile bütünleşmeden düzelmez

SORU: Herkes ekonominin düzelmesi için neler yapılması gerektiğini biliyor ama yapmıyor. Birgün siyasi gelecek düşünülmeden alnması gereken tedbirler alacak mıdır sizce?

TOROS: Kapsamlı bir çözüm olmadığı sürece ve Kıbrıs Türk toplumu da AB ile uluslararası hukukla  entegre olmadığı, dünya ile bütünleşmediği sürece, burasının yasallığı tartışıldığı sürece, maalesef özel sektör odaklı, yatırım odaklı, ekonomik büyüme odaklı bir Kuzey Kıbrıs düşünmek mümkün değil. Zaten mümkün olmadığı da kanıtlanmıştır kanaatimce. Bunun dışında mevcut kaynaklar, mevcut olanaklar içinde bu durumun mümkün olduğunca iyileştirilmesi, bu yapısal dönüşüm programları ve Türkiye ile imzalanan protokollerin kalıcı ve devam eden bir klavuz olarak kabul edilmesiyle mümkündür. Eğer bu siyasi çıkarlarla özdeşleşirse, ifade ettiğimiz gibi popülizmle özdeşleştiği sürece ve bu kadar sık hükümet değişmesi devam ettiği sürece bunlar gerçekleşmeyecektir.

Türkiye ile imzalanan protokoller uygulanmalı

SORU: Türkiye ile yapılan anlaşmalar hep bir dikte olarak algınamıp reddediliyor. Bunu nasıl yorumlamak lazım?

TOROS: Biz iş dünyası olarak, biz özel sektör temsilcisi örgütler olarak hiçbir zaman öyle düşünmedik. Biz sadece bu protokollerin hazırlığı aşamasında ilgili teknik komitelerle istişare toplantıları yaptık. Bizce sakıncalı olan içerik üzerinde yapıcı, alternatif öneriler ortaya koyduk. Ve bu önerilerin büyük bir kısmı da dikkate alındı. Biz bu protokollerin her ne kadar bazı kesimleri rahatasız ettiğini idrak etsek de, mevcut siyasi koşullar içinde, mevcut gerçekler içerisinde bizi gelebileceğimiz en iyi noktaya getirebileceğine hep inandık. Ve her gelecen hükümete de bu protokolü uygulamanın ivedi, acil ve öncelik olduğunu söyledik, hatırlattık. Bu protokolün içerik maddeleri aslında büyük bir nisbette de Avrupa Birliği direktifleri doğrultusunda hazırlanmıştır. Mesela o konuda en çok katkı koyan örgütlerden birtanesiyiz biz. Çünkü bunların ancak kalıcı ve sürdürülebilir olduğuna inanıyoruz. Ancak bunlar uygulanırsa rekabet eden, yatırım ikliminin cazip olacağı bir toplum, bölge olarak değerlendirilebiliriz diye düşündük. Dolayısıyla, biz o rasyonel davranmayan görüşlere hiçbir zaman sahip olamadık. Mevcut koşullar içerisinde bunun gerekli olduğunu hep savunduk.

Acil alternatif enerji yatırımları yapılmalı

SORU: Elektrik konusunda son zamanlarda sürekli eleştiriler var uygulanan zamlar konusunda. Son günlerde yine bir zam yapıldı. Bu zamanlar sizleri nasıl etkiliyor?

TOROS: Elektirik üretiminde muhakkak alternatif enerji yatırımlarının yapılması gerekiyor ve bunu özel sektörün yapması gerekiyor. Özel sektöre bu yönde izin verilmeli,teşvik verilmeli ve yenilenebilir enerji santrallerinin kurulması grekmektedir. Bunu yaparken Kıb- Tek’in de bu yüklenicilere satın alma garantisi vermesi gerekmektedir. Dünyanın her ülkesinde sorun bu şekilde çözümlenmektedir. Yüzde 99 oranında full oile olan bağlılık ve fuel oil’in buraya açık denizlerde demirleyen gemilerle intikal etmesi ve bu jeneratörlerle elektiriğin üretilmesi ve böyle demode kalmış bir kurumun monopollüğünün devam etmesi bu sorunumuza çözüm getirmez, sorunu sadece büyütür.Aynen 2016’da olduğu gibi. Bir an  önce burada güneş, rüzgar, biomass dediğimiz (çöpün ayrıştırılarak metan gazına çevrilmesi ve gazın jeneratörleri beslediği sistemden bahsediyorum) bu alternatif  enerji üretimine öncelik  verilmesi lazım. Gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı . Gerek Türkiye’den, gerekse AB’den bu konuda hem çok ciddi hibeler mevcuttur, hem de çok cazip finansman imkanları mevcuttur. Bunlardan da istifade ederek özel sektörle işbirliği içerisinde fuel oile bağımlılığımızı azaltmamız gerekmektedir. Çözüm budur.

AB uyumu bir an önce gerçekleştirilmeli

SORU: 2017 Kıbrıs için nasıl geçecek sizce. Kıbrıs sorunu bu yıl içerisinde çözülür mü?

TOROS: Çözüm süreci hangi yönde ilerlerse ilerlesin, genelde tüm Kıbrıs’ı ama özelde Kuzey Kıbrıs’ı bekleyen çok ciddi zorluklar var. Bu süreç nasıl ilerlerse ilerlesin, öncelikle Kuzey Kıbrıs’ın AB müktesebatına hazırlık için çok ciddi bir uğraş ve gayret göstermesi gerekiyor.Çünkü çözüm olursa eğer, biliyorsunuz müktesebat derhal askıdan indirilecek ve hazır olmayan bir Kuzey Kıbrıs’ın o çözüm sonrası birinci gün yaşayacağı korkular sıkıntılar söz konusu olacak. Çözüm olmayacağını düşünürsek, o zaman da Türkiye ile yani 20 yıldır uyum süreci içerisinde olan Türkiye ile tam üye olan Güney Kıbrıs arasında sıkışmış rekabet edemez, sürdürülemez konumumuzun  devam edeceğinin getireceği korkularla karşı karşıya kalacağız. Dolayısıyla, çözüm süreci nere giderse gitsin bizim önceliğimiz AB uyumunu bir an önce gerçekleştirmektir veya hızlandırmaktır. En büyük zorluğumuz bu olacaktır. İkincisi, eğer Cenevre’de kapsamlı bir uzlaşı, onu takiben bir referandum süreci olmazsa ve bu süreç daha da uzarsa, belirsizlik içteki kamplaşmaları daha da tırmandıracak ve daha huzursuz ve istikrarsız bir kanumda olacağız diye düşünüyorum. Dolayısıyla, bu planlanan takvimin de inşallah herkes tarafından kabul edilmesi ve sonuç odaklı olarak Ocak zirvesini atlatmamızı ve bir an önce referandum sürecine girmemizi temenni ederim. Üçüncüsü, Türkiye’de devam eden olağanüstü hal, Türkiye’nin güneydoğusundaki savaşlar ve Türkiye’yi etkisi altına alan bu terör olayları devam ederse, yani Türkye’deki huzursuzluk ve istikrarsızlık devam ederse bu şüphesiz Kıbrıs’a da yansıyacaktır.Bunun bir an önce etkilerinin asgariye indirileceği tedbirlerin alınması gerekmektedir. Global olarak gerek ABD’nin yeni yönetimi devralacak olması ve onların farklı bir küresel politika uygulayacak olduğunu düşünülmesi, Ortadoğu’da devam eden bu ateşin ne zaman söneceği, Rusya- Türkiye ilişkilerinin hangi istikamette ilerleyeceği, Türkiye – Nato, Türkiye-AB ilişkilerinin nasıl bir seyir takip edeceği, bunların hepsi doğrudan ve dolaylı olarak Kıbrıs’ı etkileyecek olan gelişmelerdir. Bunların takipçisi olacağız bu aydan itibaren.Ve elimizden gelen her türlü yönlendirmeyi, katkıyı, stratejik çalışmalara müdahil olmayı sürdüreceğiz.Kıbrıs Türk toplumunun öncelik vermesi gereken şey, öncelikle tasarruflu olmasıdır. Tasarruf zamanıdır şu anda. Bu az önce saydığımız nedenlerden dolayı önünüzü göremediğinizden tedbirli olacaksınız, hatta tedbiri abartacaksınız. İkincisi, herkes kendi seviyesinde bu bizi bekleyen bu iki senerayoya yönelik kendisini hazırlamalıdır. Bu hem kurumlarımız, hem de ailelerimiz için geçerli olan bir olaydır. Üçüncüsü, Kıbrıs sorununun çözümü iç siyasetten farklı bir yerde görülmesi ve tutulması gerekmektedir. Biz içte çok farklı siyasi görüşlere sahip olabiliriz,farklı partilere sempati duyabiliriz. Bu demokratik düzenin getirdiği birşeydir ve taktir edilmesi gereken birşey. Ancak Kıbrıs çözüm sürecinde tüm görüşlerin bir yumruk olması, toplumsal bütünlük olması şarttır.

Çözüm siyasi hesaplara hibe edilmesin

SORU: Son mesajınız nedir?

TOROS: Toplumsal bütünlüğün en önemli olduğu bir döneme girmek üzereyiz. Hiçbir şekilde çözüm siyasi hesaplara heba edilmemesi gereken bir yıldır. 2017, tarihde iz bırakacak bir yıl olacaktır. Kesinlikle birçok kazanım potansiyeli olan bir yıl da olacaktır, eğer kartları doğru oynarsak. Bu tarihi diye nitelendirdiğim yılın getireceği fırsatları kazanıma çevirme potansiyeli de olacaktır. Tüm bunlar bizim elimizdedir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar