Hiçbir şey değişmeyecekmiş gibi (“Çığlık çığlığa Lefkoşa”)
Meyhane masaları önceden hazırlanır hisara çıkarılır saçları sakalına karışmış bir adam her gece aynı masada otururdu yanılmıyorsam eski bir memurdu. İlk sonbahar akşamları serinletirken taş hisarları, Gözleri yorgun her daim ağlamaklı geçmişini değil geleceğini kaybetmiş gibi etrafa boş gözlerle bakardı...