Seçimler ve hedefler - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Seçimler ve hedefler

Onur Borman

Şimdi özellikle seçim günü yaklaştıkça siyasi partilerin propaganda ve yarışı önde götürme stratejileri hızlandığı cihetle icraatlar ve gelecekle ilgili hedefler de siyasi partilerin manifestolarında ve öngördükleri icraat programlarında gerek parti başkan ve yetkilileri gerekse adaylar tarafından açıklanmaktadır. Daha ziyade halkın arzu ettiği ve beklentilerin yüksek olduğu konularda sözler verilmektedir.  Temiz toplum, temiz siyaset, şeffaflık ve dürüst icraat, süratli ve istikrarlı hizmet, gelecek için gençliğe iş imkânları, yatırım ve ülke kalkınması için hamleler, gelir yelpazesinin dengelenmesine yönelik politikalar insanların en çok arzuladıkları ve bekledikleridir.

Özellikle enflasyon ve döviz kurları dolayısıyla piyasadaki fiyatların kontrolsüz bir şekilde artması, kalite ve gıda kontrol noksanlığı, ilaveten tüketim mallarına Hükümetlerce konan Fon’ların artması maliyetlerin yükselmesine karşılık aşırı kâr marjlarının da fiyatları yükselttiği, alım gücü gittikçe düşen orta sınıfın çok zayıflaması ki,  KKTC genel olarak orta sınıfa dayalı bir geleneksel yapı içinde iken, vatandaşını koruyamayan bir irade ile vahşi piyasa düzenine kaymış bir ortamda bulunmaktadır.


Çünkü KKTC kayıt dışılığa hızla sürüklenmiş, kayıt dışı alan kayıt altında olan alanı geçmiştir. Bu verilere dayanılarak da son yıllarda  çeşitli çalışmalarla ortaya konmuştur. Ve bu kayıt dışılık üzerine gidilemediği cihetle devlet bütçesi de bu alandaki kesimden vergi alamadığı cihetle sürekli olarak dolaylı vergilere yani zaten gelir seviyesi düşen ve düşmekte olan halkın geneline yüklenerek bütçe denkleştirilmeye çalışılıyor. Bir fasit daire içine girilmiş gidiyor, devam ederse bu şekilde halkın geçim derdi daha da çıkmaza girecektir. Zaten bütçenin % 75’i bu gelirlere dayalıdır.

Bütçe denkliği tabii ki bir hedef olmalıdır. Ancak tek hedef haline getirilerek insanların gelir düzeyi, vergi adaleti, işsizliğin önlenmesi için iş alanlarının açılması ve hizmet ve mal üretim artışının sağlanması, verimlilik, ekonominin kayıt altına alınması , denetim, adalet, düşen alım gücünün yerine konması, yatırımlara öncelik ve hız verilmesi ve halka hizmet götürülmesine engel olmamalıdır.  Bunların gereği için gerekli ödeneklerin de Giderlerde yer alarak gerçekleştirilmesi ve halka dönük hizmetlere öncelik verilmesi esastır. Finansmanın da esasta kazanç vergilerinden kayıt dışılığı kayıt altına alarak vergi ağının bu şekilde genişletilmesi ile ve bu konuda denetimin ve disiplinin sağlanması da en önemli ve birlikte uygulanacak bir hedef olmalıdır. Aksi halde her konuda üçüncü ülke durumuna düştüğümüz bu dönemlerde önlem alınmazsa gerek ekonomik gerekse sosyal açıdan en geri ülkeler gibi gelir uçurumu olan bir sosyal ve ekonomik yapıya dönüşeceğiz.

Gözümüzü batıya ve sosyal devlet anlayışı içinde ekonomi politikalarını geliştiren sosyal demokrat ülkelere çevirelim. Bir de en yakınımızdaki ve sürekli her alanda işbirliği içinde olduğumuz Kalkınma seferberliği içinde olan ve sürekli ekonomik ve sosyal politikalarını, sabit sermaye yatırımlarını, alt yapısını, her sektörde , sanayide, esnaf ve zanaatkâr kesiminde, tarım sektöründe sürekli büyüme geliştiren Türkiye’nin ekonomi ve maliye politikalarına bakalım. Üretim ve yatırım sektörlerindeki değişkenliklere bağlı olarak sürekli değiştirilerek yenilenen teşvik politikalarına bakalım. Durağan kaldık.

Hep aynı alanlara sürekli teşvik değil belli bir süre tanınarak eksik ve yetersiz alanlara da teşvikler uygulansın yine belli sürelerle işletme aşamasında. Yerli istihdam şartı tekrar getirilsin. Buna teşvik verilsin yine belli süreler için. Yine orta doğuda en süratli büyüme gösteren Türkiye’de Yapılan devasa yatırımlara ve insanların normal yaşamlarını kolaylaştıran, zamanı iyi kullanma ve ekonomik gelişme için gerekli yol, ulaşım, çevre, sağlık, enerji gibi politikalarını izleyelim ve sürekli icraat Hükümeti olma çabası gösterilsin. Hükümet etme budur. Halkın geneline hizmet.. Ülke kalkınmasına öncelik..

Bu da tam mesai ile olabilir. Makam alanların milletvekili seçilenlerin tam vaktini halka hizmet etmeye vermesi şarttır. Çoğunlukla mesaisinin çok azını devlet hizmetlerine verecek yönetici ve milletvekilleri ile bu ülke kalkınamaz. Hem Hükümetin hem de Meclisin mesaisini arttırması ve ikinci işini hiç olmazsa mesai dışında yapması şarttır. Yoksa kısmi mesai veya haftada 5-10 saat mesai ile bu ülkenin sorunları çözülemez. Bu söylediklerim tümü için geçerli değildir tabii ancak maalesef çoğunluk ikinci işinde daha çok mesai harcamakta milletvekilliğini de hobi gibi kullanmaktadır. Bu bir gerçektir.

Dolayısıyla Siyasi Partilere ve Yöneticilerine düşen bir görev vardır, bu dönemde esas görevleri olan halka hizmetin mesai olması ve ikinci işin bu sürede ertelenmesini kendi milletvekillerinden ve özellikle de Bakan’larından istemeleri ve yerine getirmeleri.

Hem millet vekilleri hem Bakanların bazıları dahi aynı zamanda ikinci işle meşguller.. Bakanlar,  temsilci ve Yöneticiler ikinci iş yaptıkça devlette kamu görevlilerinin de ikinci işini engelleyemeyecektir. Ve devlette de verimlilik sağlanamayacaktır.

 

Türkiye’de bu hafta öngörülen yeni teşvikler,

Bu hafta Çiftçi ve esnafa geçen yılki teşviklere ilave olarak yeni kredi destekleri öngörülmüştür. TC Ziraat Bankası ve Tarım kredi Kooperatifleri Merkez Birliği kanalıyla faizlerin tümü veya bir kısmı devlet tarafından karşılanmak kaydıyla, konusuna göre -faizin %25’inden %100’üne kadar- 100bin TL’ye kadar kredi verilmesi öngörülüyor. Hayvancılığın geliştirilmesi ve arzının arttırılmasına yönelik 5 milyon üst limitli krediler, tarımsal ürünlerin işlenmesi faaliyetleri için %50 indirimli faiz oranı ile ilk defa faiz desteği programına alınıyor. Ve bu krediler faaliyet ve üretim kapasitesine göre 10bin ton kapasiteden başlayarak kademeli olarak daha yüksek üretim artışı ile 20 milyon TL’ye kadar yükselecek.

Esnafa da Halk Bankası kanalıyla ve toplam faiz destekli kredi hacmi için 28.8 milyar TL ‘ye kadar hedef konmuştur. Buna göre genç girişimciye ve Usta girişimciye sıfır faizli kredi temin edilecek.

Geçen yıl içinde de devlet destekli ve KGF destekli her sektörde, ve sanayi ve istihdama dönük olmak üzere 250 milyar TL kredi genişlemesi olmuştu bankacılık sistemi içinde. Bunun da 3.çeyrekte % 11.1 büyümeye etkisi olduğu sanayi, özellikle imalat, ihracat ve hizmet ve inşaat sektörlerindeki %15 ile % 20 arasında yüksek büyümeleri gerçekleştirdiği, geçen hafta yayınlanan rapor ve istatistiklerden ve büyümeye bu sektörlerin toplam % 6. 86 puan katkısından gördük.

Türkiye’de bankacılık sistemi içinde kredi kullanımı mevduatların oldukça üstünde. Toplam 1 trilyon 730 milyar TL mevduata karşılık yine bankacılık sistemi içinde verilen kredi toplamı 2.13trilyon TL.  Toplam mevduattan 403 milyar TL daha yüksek. Bu da bankaların dış borçlanma yaptığı ve ekonominin gelişmesine ülke yatırımlarına döndürdüğünü söyleyebiliriz. Özellikle son kalkınma hamlesi ve yüksek oranlı büyüme yıllarında önemli ölçüde yatırım ve işletme kredilerine teşviklerle ve destekler verilmek suretiyle kredilerin bu alana yönlendirmeye ağırlık verilmektedir. Kredileme oranın % 163 olmasının detayına girmeyeceğim uzun ve başka bir yazı konusu olur.

Ancak KKTC’ye bakarsak bankacılık sistemi içinde mevduat çok ancak kullanım oranı çok düşük % 73-74 arası. 19.7 milyar TL mevduata karşılık 14 milyar TL civarında toplam kredi hacmi. Ve yatırımlara dönük krediler % 1 bile değil. % 0.7 oranında. Diğer taraftan Bütçede TC Yardımıyla öngörülen yatırım paraları bile kullanılamıyor.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar