“Öğretmenimmm” - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Mart 19, 2024
Köşe Yazarları

“Öğretmenimmm”

Nedense büyümek zordur.

İnsan her ne kadar büyümek için kendini paralasa da, gerçek anlamda büyümek ve olgunlaşmak kolay değildir.
İlkokul günlerinde “öğretmenim kalemimi aldı, saçımı çekti” şikayetlerini duymayanımız yoktur.
İnsan büyüdükçe bu şikayetlerin şekli değişir.
Ama bir bakarsınız ki temelde şikayet aynıdır.
Bu kez öğretmenden değil tepedeki sorumludan yardım istenir.
Şikayetler “kalemimi aldı” diye başlamaz ama onu çağrıştırır.
Belki de bu bizim toplumumuza özgü bir şeydir.
Yıllarca kapalı kalınmasının getirdiği bir sonuçtur.
Küçülen dünyalar ve hedeflerin ortaya çıkardığı bir durumdur.
İnsanların bir birini tanımasına imkan veren coğrafi ölçek belki de buna bir nedendir.
Ama nedeni her ne isterse olsun sonuçta bizim memlekette illa ki tepede oturan adamla konuşulmak istenir. Onun bir şeyin yapılması için talimat vermesi ve takipçi olması beklenir.
Yoksa o iş yapılmaz.
Hiyerarşik yapı içinde iş yapmak bize göre değildir.
Kurumların başında oturanlar ortaya büyük hedef ve vizyonlar koyup işe koyulurlarsa bu şikayet nedeni olur.
Herkes mevcut yapıdan şikayet eder ama çok büyük bir çoğunluk onun değişmemesi için elinden geleni yapar.
Değişim nedense insanları korkutur.
Değişime karşı inanılmaz bir direnç vardır toplumda…
Ve bu direnç aslında toplumun ileriye gitmesine engel oluşturmaktan başka bir işe yaramaz.
Sonuçta toplumun ileriye gitmesinden korkanlar bir şekilde değişimi engellemeye çalışırlar.
Bunlar kendi kişisel çıkarlarının zarar göreceği endişesi ile hareket ederler.
Bunun için bir şeyleri değiştirmek isteyen yöneticilerin ayaklarına pranga vurmak için her şeyi yaparlar.
Olmadık dedikodular çıkararak, yalana dolana başvurarak, değişimin liderliğini yapanları itibarsızlaştırmak ve geriletmek için uğraşırlar.
Normal şartlarda olmamaları gereken yerleri koruma adına bunu yaparlar ama aslında ekmek yedikleri yere verdikleri büyük zararların farkında değildirler.
İlkokul sıralarında olduğu gibi yönetim kademesinde bulunan kişilerin doğrudan kendileri ile sürekli ilgilenmelerini isterler.
Yönetenleri bir şekilde kendi kişisel hedeflerine ulaşmada yandaş yapmak için uğraşıp dururlar.
Öyle büyük hedef ve vizyonla onların alakası yoktur.
Koca Namık Kemal adanın sineği ve dedikodusundan şikayet etmişti.
Yıllar gelip geçti ama bir şey değişmedi.
Dedikodu üzerine bu ülkede yorum yazanlar bile var.
Haberin doğrusunun ne olduğunu sorgulayıp öğrenmeden fikir sahibi olup görüş ortaya koyanlar var.
Bu koşullarda ülkede bir şeyleri değiştirmeye çalışmak gerçekten çok zor.
Ama imkansız da değil.
Yeter ki değişim için uğraşanlar onu engellemeye çalışanlar kadar cesur ve kararlı olsun.
Üretimi esas alarak vizyon geliştirmeye ve bunu bıkmadan usanmadan anlatmaya devam etsin.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların sayısının azaldığı ve bilgi sahibi olup görüş ortaya koyanların sayısının arttığı oranda bu ülkede başarı gelecektir.
Az konuşulmaya başlanıp, herkesin yaptığı işe odaklanarak, azami şekilde üretim yapıldığı zaman ülke düze çıkacak.
Aklın duyguların önüne geçtiği zaman.   
Bunun için olgunlaşmak gerekir.
Acı da olsa gerçekleri söylemenin gerektiği bir dönemdeyiz.
Trenin durduğu yerde dışarıdan sarsılması suretiyle ilerlediği izleniminin verilerek günün kurtarıldığı dönemler artık geride kaldı.
Treni ileriye doğru hareket ettirmek zorundayız.
Yoksa bu gidişle bırakın trenin ilerlemesini, çürüyüp yok olmasına engel olamayacağız.


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar