Kanatsız Güvercinler Yine Uçamadı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Kanatsız Güvercinler Yine Uçamadı

Bülent Dizdarlı

On dokuz Eylül akşamı 14. Kıbrıs tiyatro Festivali dahilinde , Tiyatro Aşk oyuncularının sahneledikleri“kanatsız güvercinler” oyununu izledik. Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde sergilenen bu muhteşem performans, kalabalık bir seyirci kitlesi yanında, hemen ertesi gün çözüm görüşmelerine katılmak için New-York’a uçacak Cumhurbaşkanımız Sayın Akıncı tarafından dailgiyle takip edildi.

Oyunun teması kısaca şöyleydi; Ada, uluslararası paravan bir şirketin hegomonyasındadır. O kadar ki bu paravan şirket ülkenin nimetlerinden sorunsuz yararlanmak için adayı ikiye bölmüş, adanın kuzey ve güneyinde yaşayan farklı dilden insanları birbirine düşman etmiştir. Günün birinde güneyden cesur bir adam bu şirketin tüm sırlarını deşifre edecek bilgiler elde eder ve bu bilgileri kuzeydeki araştırmacı gazeteciye ulaştırır. Tabi şirket bunu öğrenir ve doğal olarak boş durmaz. Tam da Ada’ya özgü entrika düzeni ile oyun sürer. Sonunda ise şirket deşifre olurken Güneyli ve Kuzeyli çifttin bebeklerinin doğmak üzere olduğu müjdelenir.


Oyun salonda bulunan herkesi çok etkiledi. Hele finaldeki şarkı müthişti. Salonu dolduranlar Tiyatro Aşk elemanlarını avuçları patlarcasına alkışladı. Sayın Akıncı’da o sırada kendisine uzatılan barış mumunu havaya kaldırarak halkı selamlıyordu. Bir yerde tiyatronun verdiği mesajı aldığını bu selamıyla belirtiyordu. Nitekim hemen sonra yaptığı konuşmada, “New-York öncesi sanatçılarımızın mesajını cebime koymuş oldum” diyordu. Salonu dolduranların yoğun alkışlarının sanatçıların performansına olduğu kadar, kendisine yapacağı görüşmelerde şans ve başarı dilemeye yönelik olduğunu da sanırım farkındaydı. Belki de bu nedenle konuşmasının sonunda “Büyük beklentiler içinde gitmiyorsak da, o büyük beklentilere yol açma çabamız olacaktır” demişti.

Başkan öyle demişti ama o salondan ayrılırken salonda Kıbrıs sorunun çözümüne yönelik beklentiler bir hayli fazlaydı.

Başkan hemen ertesi sabah hepimizin geleceğini direk etkileyecek görüşmeler için Amerika Birleşik Devletleri’ne uçtu. O uçtu ama daha gideceği yere varmadan güney tarafından bizim tarafa gelen hepimizi karamsarlığa iten açıklamaları işitmeye başladık. Bu malum çevreler kendi başkanları kadar bizim Cumhurbaşkanımıza da saldırıyor, barışı tabiri caizse dinamitliyorlardı.

Ve tabii güneyden yükselen koronun sesine kuzeyden de iştirak geri kalmıyordu.

Kısacası görüşmelerin sonunda anlaşıldı ki, yılbaşında konulan “2016 çözüm yılı olacak” hedefini tutturmak olası değildi.

Peki ne zaman olacaktı bu çözüm ? Ya da  olacak mıydı ?   2017  vardı önümüzde . O da olmazsa 2027. Tarihlerle olsa kolaydı bu iş.

Güvercin uçamadıktan sonra istediğiniz kadar tarih koyunuzdu. O ne yapsa bir türlü uçamıyordu. Uçmak için bir çift kanata ihtiyacı vardı.  Oysa güvercin hâlâ kanatsızdı…

ANLAYAMADIKLARIM.
Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Şefik çıkmış konuşmuş. Örnekler vererek tüm katılımcıların huzurunda  “ Yetkililer mahkeme kararları uymuyor” demiş.  Oraya gelen kameralar bu konuşmayı kayıt etmiş. Sonra yazılı metinlerden bazılarında hata olduğunu görünce, konuşmasının esas olduğunu “Ben söylediklerimin arkasındayım” diyerek teyit etmiş. Ben hâlâ daha bazı makale yazarlarının bu durumu anlamazlıktan gelip eleştiri yapma çabasına girmelerini anlayamıyorum. Doğrusu ben de bu işi bir talimatla yaptıkları şüphesini uyandırıyorlar. Halk Narin Şefik’i anlıyor da tıpkı benim gibi bu saçma eleştirileri anlayamıyorum.

VE ŞİİR
Bu hafta ve şiir de çok kıymetli Bülent Fevzioğlu’nu ağırlıyoruz:

YAĞMUR YAĞIYOR
YAĞMUR…

yağmur yağıyor, yağmur
yağmurun altında duruyor
yıkanıyorum….

saçlarımdan boynuma
boynumdan göğsüme ıslanıyorum
hiçbir kitap ve hiçbir dua
bu kadar kutsal değil
arınıyorum…

yağmur yağıyor, yağmur
ve ben seni düşünüyorum şimdi
sen ki benim ilk günahım
tövbesiz ilk sığınağım
ezberlenmiş yasağım
ilk coşkum ve ilk heyecanım
saklım….

her kime baktımsa seni aradım
böyle bir yağmurda gördüm ilk seni !
ak bir zambaktı boynun
ve hiç kimselerde bulmadım
kalçalarına doğru incecik
nehirleşen belini…

yağmur yağıyor, yağmur
avluda yağmura tuttum yüzümü
kaç yıl geçti aradan, unuttum
ben senin nehrinde bıraktım
yaşanmamış ömrümü…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar