It’s cool my friend - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

It’s cool my friend

Mete Hatay bannerMete Hatay

Gogo her zamanki gibi muzip bir gülümsemeyle “neredeydiniz akşam, evi hayaletler bastı” dedi. Bu eve taşınalı bir hafta kadar olmuştu. 1980’ler Londra’sının en soğuk günlerini bu Victoria döneminden kalan küf kokulu evde geçirecektim. Ev üç katlı sekiz odalı bir yerdi. Bütün odalar Londra’da okumaya çalışan bazı Kıbrıslı Türk gençler tarafından paylaşılmıştı. Bodrum katında ise Gogo kalıyordu. Kıbrıslı Rum olduğunu biliyordum, Girneliydi. Ressamdı. Veya en azından olmaya çalışıyordu. 1974’de ailesinin nasıl yerinden edildiğini bir gün utana sıkıla anlatmıştı bana. Fakat o konuya genellikle hiç girmek istemezdi. Sekiz Kıbrıslı Türk gençle, bir iki yıldır bu evi paylaşıyordu. İşsizlik parasıyla geçiniyor ve küçücük odasında önüne gelen her malzemeyle boyadığı tablolarla bir gün bir sergi açacağını düşlüyordu. Düşlerken de maalesef çok kötü bir bağımlılık geliştirmişti. Sabah çöpü dışarı çıkarırken bazı kullanılmış şırıngalardan geceleri odasına kapanıp neler yaptığını anlamıştım. “Cool my friend” derdi hep. “Hava nasıl Gogo?” “cool my friend.” “pup nasıldı?” “cool my friend.” Ailesinden kimseyle karşılaşmamıştım. Sadece Jamaikalı bir kız arkadaşı vardı. Kendinden yaşça büyük.

1983 yılına girdiğimizde evde artık kıdemlilerden olmaya başlamıştım ve oradaki ikinci yılbaşımı geçirecektim. Kendi aramızda bir parti yapmaya karar verdik. Benim o zaman el yapımı bir “duble deck”im vardı ve odamda ve arada sırada öğrenci partilerinde djlik yapıyordum. Gogo ise son zamanlarda daha da bir içine kapanmıştı. Kıbrıs’a geri dönmekten bile söz etmiştibir kere. Kız arkadaşı da sanıyorum onu terk etmişti.


Aşağıya inip akşam bize katılmasını söyleyecektim. Bir iki gündür etrafta yoktu. Kapısını çaldım. Açıktı. İçeri girdiğimde odanın bomboş olduğunu gördüm. Bir iki gündür onu görmemiştim. Demek ki biz evde yokken kimseye seslenmeden ayrılmıştı. Odanın tüm duvarları boyanmıştı. Çok sürreal resimlerdi bunlar. Fakat bütün bu karmaşık desenlerin arasında çok basit bir desenle çizilmiş bir küçük çocuk ve anne resmini gördüm. İyice baktığımda Girne limanını seçebiliyordum resimde. Demek ki düşlerinin bir yerinde duruyordu orası. Hiç unutmamıştı. Ama bize olan sevgisinden dolayı bu konuya girmek istememişti.

Belki de Kıbrıs’a dönmüştür diye düşündüm. Ama Girne’ye gitmesi tabii ki o dönemde mümkün değildi. Odadan çıkarken bu kadar zaman boyunca bize karşı neler hissetmiş olduğunu düşündüm. Bütün gün boyunca çizdiği o desen gözlerimin önünden gitmedi. Sesi ise kulaklarımda çınlıyordu.

“cool my friend.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar