Hindistan'ın tarihini değiştiren "en eski hayvan fosili", çürüyen bir arı kovanı çıktı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Dünya

Hindistan’ın tarihini değiştiren “en eski hayvan fosili”, çürüyen bir arı kovanı çıktı

en eski hayvan fosili

550 milyon yıllık nadir bir yaşam formuna dair 2020’de yapılan sansasyonel “fosil”keşfinde “yanlış kimlik tespiti vakası” yaşandığı, yeni bir araştırmada ortaya kondu.

Hindistan’ın Bhopal kentindeki Bhimbetka Kaya Sığınakları mağara sahasında bulunan “fosilin” ilkel hayvan Dickinsonia tenuis’a ait olduğu ilan edilmişti.


Fakat yakın zamanda Gondwana Research bilimsel dergisinde yayımlanan yeni araştırmada, bunun sadece yakın zamanda çürümüş bir “dev arı kovanının” izi olduğunu bulundu.

2020 tarihli keşif de aynı bilimsel dergide yayımlanmıştı.

Bu keşif, Dünya’da yaşamış en eski hayvanlardan biri olan Dickinsonia’nın; Hindistan, Avustralya, Güney Amerika, Afrika ve Antarktika’nın tek bir kara parçası olduğu zamanlarda Hindistan alt kıtasında bulunmasının kanıtı olarak geniş çapta haberleştirilmişti.

Önceki çalışmanın arkasındaki bilim insanları Hindistan’daki bulgunun eskiden Güney Avustralya’da bulunan bir Dickinsonia tenuis fosiline benzediğini de savunmuştu.

Böylece, süper kıta Gondvana’nın 550 milyon yıl önce birleşmiş olabileceği ve Dickinsonia’nın da benzer ılıman ve subtropikal enlemlerde mevcut olabileceği öne sürülmüştü.

Aralarında Florida Üniversitesi’nden isimlerin de bulunduğu en son araştırmanın arkasındaki bilim insanları “Bulgu, The New York Times, The Weather Channel ve bilimsel dergi Nature’ın yanı sıra birçok Hint gazetesinin dikkatini çekti” diyor.

Yeni makalede bilim insanları “Aralık 2022’de bölgeyi ziyaret ettik ve Dickisonia için kanıtların yetersiz olduğunu bulduk” diye yazıyor.

Retallack fosil toprakları çalışıyor ve bir süredir Ediacaran biota fosilinin hayvan değil, toprakta yaşayan toprak yosunu olduğunu savunuyor. Bu, onu büyük ölçüde toplulukla ters düşürüyor (kibarca söylemek gerekirse) 4/n 

2021’de Retallack ve ekibi Hindistan’daki ilk Dickinsonia (Ediacaran’ın simgesi) kaydını “Güney Avustralya’daki Ediacara üyesinden Dickinsonia tenius’la birebir aynı” diyerek yayımladı. İşte burada 5/n 

Florida Üniversitesi’nde jeoloji profesörü olan ve yeni bulguların da arkasında bulunan Joseph Meert, yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Tamam, peki 550 milyon yaşında olsa ne olur, bir milyar yaşında olsa ne olur?” diyebilirsiniz. Pekala, bunun birçok etkisi var.

Bu etkilerden biri o zamanki paleocoğrafyayla; kıtalara ne olduğu, kıtaların nerede bulunduğu ve nasıl birleştikleriyle ilgili. Ve bu yaşamın, çok basit fosillerden daha karmaşık fosillere kadar büyük bir değişimden geçtiği bir dönemdi.

 

Dickinsonia

İlk başta bir Dickinsonia “fosili” (solda) gibi görünen şey çürümüştü ve sadece birkaç kısa yıl içinde kayadan soyulmaya başladı (sağda). Bu, onun günümüze çok daha yakın bir şey olduğunun işareti (Gregory Retallack/Joe Meert)

Florida Üniversitesi’nden bilim insanları, 2020 tarihli keşiften bu yana nesnenin “önemli derecede çürüdüğünün görüldüğünü” de söyledi, ki bu bir fosil için “epey sıradışı” bir şey.

Dr. Meert, “Fosil kayadan soyuluyordu” diye ekledi.

Bilim insanları, nesnenin daha ziyade “modern dev bal arısı kovanlarının çürümüş kısımlarını” andırdığına işaret etti.

Üstüne üstlük, makalelerinin başlığında iki kelime oyunu yaptılar. İKİ! “İğneleyici Haber: ‘Hindistan’daki Vindhya Dağları’nın yukarı bölgesinde bulunan ‘Dickinsonia’ için kopan vızıltı boşunaymış” OF! 

İşte tüm paleontologların ders alması gereken hikaye bu: Pareidolia, “belirli, genelde anlamlı bir görüntüyü gelişigüzel ya da belirsiz bir görsel örüntü olarak algılama eğilimi” 10/n

Bilim insanları, “fosilin” bölgedeki kayanın bir parçası olmadığını, bunun yerine kayanın yüzeyinin üzerine “balmumuna benzer bir malzeme izi olarak yapıştığını” da buldu.

İlk çalışmadan elde edilen fotoğraflar, sözde “fosilin” içindeki “bal peteği yapılarını” ortaya çıkardı.

Bilim insanları, bunu araştırmalarında “Daha yakından bakmak, izin ilk bakışta Dickinsonia’ya benzeyen kırık bir kaya yüzeyine yapışmış, son zamanlara ait bir arı kovanının çürümesinden kaynaklandığını gösteriyor” diye açıklıyor.

İlk makalenin yazarları da en son bulgularla hemfikir oldu.

2020 tarihli makalenin yazarlarından, ABD’deki Oregon Üniversitesi’nden Gregory Retallack yaptığı açıklamada, “Yeni kanıtlar keşfedildiğinde bilim insanlarının hataları itiraf etmesi nadirdir ancak gereklidir” dedi.

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar