Güney reformları yaptı? Biz niye yapamadık? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Güney reformları yaptı? Biz niye yapamadık?

Necdet Ergün

Geçen hafta, TC Elçisi Derya Kanbay’ın “ 2015 EKONOMİK DURUM RAPORU’nda söylediği şu cümle Kuzey’de gündem oldu ve farkındalık yarattı. Sn Elçi dedi ki ; “Güney, ekonomik krizi bir fırsata çevirerek, krizle mücadele kapsamında yılların birikmiş yapısal sorunlarına çözüm bularak ve özeleştirmeyi de içeren kamu-özel ortaklığı modeli ile ekonomik ve mali yapısının temellerini sağlamlaştırma yönünde ilerlemeler kaydetmiştir.”

Devamında da; Kuzey’de ise kamu maliyesinde az bir iyileşme olduğunu ancak “ yapısal reformların hayata geçirilmesi yönünde aynı ilerleme olmadığını söyleyerek sitemde bulunmuştur.Bunun sebebine de son 3 yılda 4 hükümetle yönetilmemize bağlamıştır.


Sn.Elçimiz doğru tespit yapmıştır ama bizler zaten yıllardır bunu makro-mikro düzeyde sebep-sonuç dinamikleri ile yıllardır ortaya koyuyoruz zaten.Güney yaptı;  çünkü Güney ile Kuzey arasında  ekonomi-politiği dinamikleri ve bunun yarattığı sebep-sonuçlar farklıdır.Biz yapamadık,çünkü sorun hem bizde hem Türkiye’de…

Güney, 2011’de çöktü ve AB-IMF Troyka’nın sağladığı finansman ve güçlü bir ekonomik reform programı ile kısmen ekonomisini toparladı(ki halen çok büyük sorunu var) ve yapısal sorunlarına müdahele etti. Çünkü, hayat ve ekonomi “ no free lunch” a dayanır.

Lakin, Güney, bunu onlarda olan ve bizde olmayan çok önemli-hayati bazı farklarımızdan dolayı yaptı.Güney’de siyasal rejim başkanlık sistemi olduğu için uzun vadeli,istikrarlı-icraatcı,sahipli-sorumlu hükümetler ve yürütmeler çıkarabiliyorlar.O yüzden Güney’de 40 senede 7-8 hükümet çıktı; biz de ise 40 senede 38 hükümet ve çoğu da koalisyonlar..

Diğer bir sebep; onlara finansman belli bir reform programına göre veriliyor ve haliyle bunun topuz etkisi çalışıyor.Biz de ise 2000’li yıllardan beri yapılan TC-KKTC ekonomik programları(ki içerisinde eksik politikalar da var) ve mali yardım-destek politikaları Kuzey’deki reform programına,hükümetlerin performansına göre kullandırılmıyor.

Ne yazık, Türkiye bu konuda kimi zaman kendi siyasal tercihleri ve çıkarları (Kıbrıs sorunu dahil), kimi zaman da “ aman Kuzey çökmesin ve uluslararası kamuoyuna rezil olmayım” psikolojisi ile hareket ettiği için, Kuzey’de kaliteli hükümetler-siyaset çıkmıyor. Yani,yanlış mali yardım ve kredi programlarından dolayı böyle oluyor. Bunları geçmişte çok yazdık-anlattık.

TC mali yardım politikasının modeli ve şekli; Kuzey Kıbrıs’ta ekonomi-politiğine hasar veriyor ve siyasetçi tipini ve vatandaş tipini etkiliyor,dönüştürüyor,vakum yapıyor.Bizzat bu politika,zaman içerisinde Kuzey’i popülist ve yozlaşmış bir sisteme iteledi.Biraz ekonomi-politiğinden anlayan ne dediğimi anlar..vs

Diğer bir sebep, Güney,okyanustayken krize müdahale etmesi,yapısal reformları yapması daha kolaydır,çünkü dev bir ekonomik piyasanın-talebin parçasıdır ve hem kamunun hem özelin kullanabileceği enstrümanlar çok fazla.Biz ise göldeyiz ve bazı enstrümanlara da sahip değiliz.Göldeyken ağır reformlar yapmakta zordur,dayanması kolay değildir..vs

Özetle bu konuda ekonomi-politiği açısından söyleyecek çok sebep-sonuç dinamiği var.Önemli olan bundan sonrasına bakmak ve eski tecrübelerimizden dersler çıkararak politikalar ve icraatlar yapmak.Bu bakımdan TC Yardım Heyetinin adının değişmesini(Kalkınma ve İşbirliği Ofisi) bile algı açısından önemsiyorum.

Geldiğimiz aşamada, ne bu hükümet, ne de mevcut siyasal sistem değişmeden gelecek hükümetler kolay kolay Kuzey’i normalleştirmek için acılı yapısal reformlar konusunda adım atamaz.Gölün içindeyken de atması zordur,yeni bir ekonomik perspektif ve açılımla ancak olur.Eğer,çökersek adım atabiliriz tabii, ancak ona da Türkiye izin vermez ve böyle bir 2 ileri 1 geri halı altına süpürebildiğimiz kadar devam ederiz.

Son tahlilde diyeceğim şudur ki; Kuzey Kıbrıs gelinen aşamada ekonomi-politiği açısından kaderlerini tayin edeceği BÜYÜK KIRILMA’nın arifesindedir. Nefesimizi tuttuk ve 9-15 Ocak periyodunda Kıbrıs Konferansından çıkacak neticeyi bekliyoruz.

Boşuna yapısal reformları nasıl yaparız,Kuzey’i nasıl normalleştiririz,yaşam kalitesini nasıl artırırızı bugünlerde yeniden tartışmaya gerek yok.Çünkü, çözüm olursa TEPEDEN topuz zoruyla çok büyük bir normalleşme ve değişimi yaşayacağız.

Ve bu tepeden açılım, dipten ve diğer ara çözümlere göre ; hem daha kolay, daha kısa,daha az maliyetli,daha çok enstrümanlara sahip,daha sürdürülebilir ve sonucunda da yüksek yaşam kalitesi ve görece daha kaliteli siyaset ve siyasal rejim sunma potansiyeline sahiptir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar