Eğitimde kanayan yara… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Eğitimde kanayan yara…

Barış UzunahmetBarış Uzunahmet

Pandemi döneminde okulları en uzun süre kapatan ülkelerden biriyiz. Derslerin online yapıldığı dönemde de çok ciddi ders kayıplarının olacağını söylemiştik. Dünyanın birçok ülkesinde <ki bizden çok daha kısa süre okulları kapattılar> ders kayıpları yaşanmıştır. Özellikle Matematik ve okumada ciddi gerilemeler yaşanmıştır. Bu konuda çok sayıda bilimsel makale mevcuttur. Gerek İngiltere’de gerekse Avrupa’da buna benzer sonuçlar ortaya çıkmıştır.

KKTC’de yaşanan online sürecinde öğretmenlerin genel olarak söylediği bir şey vardı: “Biz derslerimizi çok güzel yaptık”. Çok sayıda öğretmenin online sürecinde canla başla çalıştığını biliyoruz ancak esas mesele karşıdaki öğrencinin ne alıp ne almadığıdır. Öğrenme gerçekleşti mi? KKTC’de bu konuda bilimsel bir çalışma olmadığı için bunları ancak uygulayıcı olan öğretmenlerin söylediklerinden anlayabiliriz.


Bu konuda çok sayıda öğretmenle sohbet etme şansım oldu. Ancak geçtiğimiz hafta içinde daha önce birlikte çalışma imkanı bulduğum, tecrübeli, üretken, başarılı, meraklı bir öğretmen olan Sevgi Baykan Gülhan’ın sosyal medyadan yaptığı bir paylaşım dikkatimi çekti. Yüz yüze eğitimin ilk iki haftasının değerlendirmesini yaptı.

Çok şey yazdı ama benim daha çok önemsediğim iki tane önemli noktaya parmak bastı. Birincisi “okuma ve yazma geriledi” dedi. Başka ülkelerde yapılan araştırmalarda da benzer sonuçlar çıkmaktadır. Eğitim kayıplarının giderilmesi için ekstra bir zaman yoksa ki anladığım kadarı ile yoktur. Bu öğretmenin yükünü daha da ağırlaştırmaktadır. Hem geçmiş kayıpları giderecek hem de yeni öğretilmesi gerekenleri öğretecektir. Çocuklar açısından da durum farklı değildir. Onlar da bu açığı kapatmak için daha çok efor sarf etmek zorundadır.

Sevgi öğretmenin değindiği ikinci konu ise şu anda okullarımızın kanayan yarasıdır. Ne diyor Sevgi öğretmen? “Bizim okulumuza her gün çok fazla sayıda yabancı öğrenci kaydoluyor. Irkçılıkla ilgisi yok ama gelen çocuklar da öğretmenler de çaresiz. Uyum sağlama ve Türkçe öğrenme amaçlı hazırlık sınıfı benzeri bir uygulama gündeme gelmeli”.

Bu sorun uzun süredir okullarımızda var ve artık görmezlikten gelinecek bir durumda değil. Pandemi öncesi dönemde Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı verilerine göre ana dili Türkçe olmayan öğrencilerin sayısı %6 idi. Emin olun ki bu rakam şu anda daha da yükselmiş durumdadır. %6 ne demek? 30 kişilik bir sınıfta ana dili Türkçe olmayan 2 öğrenci var demektir. Yıllardır bu konuda sorunu giderecek adımlar atılmadı. Bu çocukların “yüzme bilmeden denizin ortasına bırakılması gibi” sınıfa konulması ne o çocuğa faydası var ne de sınıfa… Aksine sınıftaki ders ortamını da etkilemektedir. Çok acil olarak bu konuda ciddi adımlar atılmalı ve oryantasyon eğitiminden başlayarak, ekstra Türkçe ders takviyesine kadar giden bir sürecin içine bu çocukların sokulması gerekmektedir. Gerekirse yardımcı öğretmen istihdam edilerek bu çocuklara sınıf içinde yardım edilmelidir. 30-35 kişilik sınıflarda sınıf öğretmeninin bu çocuklara zaman ayırması mümkün değildir.

Bu çocukların bir kısmının ülkede uzun süre kalacak olmalarını da düşünürsek, iyi eğitim almaları toplum adına olumlu olacaktır. Bu çocukların eğitimin dışına itilmeleri, onların yok sayılması ileride toplum adına daha büyük sorunlara yol açabilir.

Sevgi öğretmenin bir uyarısı daha var. Birçok okulda seyreltilmiş eğitim devam ediyor ancak bir süre sonra haftanın her günü okula giden çocuklardan geri kalınacak. Bu konuda bir çare düşünülüyor mu?

…Evet yüz yüze eğitime başlamak önemli ancak hiçbir sorun yokmuş gibi davranmak da bizi doğru yola çıkarmaz. En erken bir zamanda sorunların çözümü için adım atmak gerekiyor. Aksi taktirde bu yıl içinde de eğitim kayıpları kaçınılmaz olacaktır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar