DEPREMİN KKTC EKONOMİSİNE ETKİLERİ - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

DEPREMİN KKTC EKONOMİSİNE ETKİLERİ

Mahmut Sezinler

Suriye – Türkiye depremi olarak anılan yıkım öyle bir döneme rast geldi ki ekonomik krizin daha da ciddi boyuta geleceği kesin. Nereden baksak siyasi tüm göstergeler ekonominin zayıf bir halkası. Türkiye’deki siyasi iktidarın güven yitirmesi ve seçim ekonomisine devam etmesi ekonominin krizden kurtulmasının önünde büyük bir engel.

Türkiye nüfusunun %15.7’ sine karşılık gelen deprem bölgesinin toplam milli gelirden aldığı pay %9.3, tarım imalat ve sanayi sektörünün payı ise  %12.3. Kurumlar vergisi faal mükelleflerin %15’i bu bölgede


Tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin %21’i bu bölgede gerçekleştiriliyor. Bölgenin toplam ihracata katkısı 19.76 milyar dolar toplam ihracatın %10 ‘u.

Depremin bu olumsuz etkilerin yanında dünya bankası ve IMF ‘den kısmi karşılıksız yardımlar gelecek, fakat bunun gerek ABD gerek AB ile pazarlıklı olacağı anlaşılıyor. Dolayısıyla yardımlar asgari düzeyde kalacaktır.

85 milyar dolarlık bir deprem maliyetiyle karşı karşıya kalan ekonomi büyümede %2 civarında negatif bir etki sağlayacak. Vergisel gelirlerde ise %10 bütçeyi olumsuz yönde etki yapacak.

Türkiye ekonomisine olacak olan negatif etkilere baktığımız zaman tabi ki para ve maliye politikalarını etkileyici faktörler var ve bu faktörler aynı para birimini kullanan ekonomik olarak entegre olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini de etkileyecek.

Her şeyden önce Türkiye’de seçim ekonomisine devam edip seçimlerin yapılması oldukça zor gibi görünüyor. Seçimi anayasaya aykırı olarak erteleyebilirler. Dolayısıyla seçim ekonomisi uygulamaları daha da uzun bir süreye yayılacak. Ekonomik durgunluğu da üzerine eklersek hem siyasal hem sosyal hem de ekonomik sorunlar bizi bekliyor. Ülkemizde yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının depremzede akrabaları KKTC’ye gelmeye başladılar. Burada ise iskan, istihdam, eğitim ve sağlık bakımından hazırlıklar yapılması gerekmektedir. Aksi takdirde büyük sorunlar bizi beklemekte bu orantısız göçün kontrol altına alınması gerekmektedir. Deprem Türkiye seçimlerinden önce fakat seçimlere de çok yakın bir zamanda geldi. Bu durumda hem seçim ekonomisinin uygulanıyor olması hem 85 milyar dolar deprem maliyeti gerek Türkiye bütçesi üzerinde gerekse hazine üzerinde büyük bir baskı oluşturarak enflasyona davetiye çıkartan bir unsur olacak. Bizim yani KKTC’nin de enflasyon ithal eden bir konumda olmamız 2023 yılında yine 2 haneli enflasyonla karşılaşacağımız bir ekonomik durum söz konusu olacaktır. Tabi bu ise yabancı para değerlerinin yükselmesiyle sonuçlanacaktır. Enflasyondan dolayı ise bizim kaynaklarımızın erimesi devam edecektir. Bütçe açığımızın artması ve hükümetin iç borçlarına yöntemlerini iç borçlanma yöntemlerini seçmesini getirecek olan bu unsur finansman faizlerinin yükselmesini de beraberinde getirecektir.

Coğrafyamızda olası deprem senaryo spekülasyonları devam ederse, turizmimizde olumsuz yönde etki altına girecek ve piyasa faaliyetlerinde aksamalar baş gösterecektir.

Bu durumda GSMIT’ de zayıflama ve büyümede de 2 puanlık bir gerileme yaşayabileceğimiz bir 2023 yılı olacaktır Tüm bu ortaya koymaya çalıştığım muhtemel depremin ekonomik etkileri bütçe revizyonu gerektirmekte ve tasarruf tedbirlerine başvurulması elzemdir. Unutmamak lazım ki Haziran ayında yine HP oranının yüksek çıkması sonucu çalışanların maaşlarına gelecek olan konsolide artış bütçe olanaklarını zorlayıcı nitelikte olacaktır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
1
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar