Binlerce çocuğa psikiyatrik yardım - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Binlerce çocuğa psikiyatrik yardım

Barış UzunahmetBarış Uzunahmet

Covid-19, Mart ayından beri hayatımızı direkt olarak etkiliyor. Cumartesi günü Yenidüzen Gazetesi’nde önemli bir haber vardı. Habere göre KKTC’nin tek psikiyatri hastanesi Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne, 2020 yılının ilk dokuz ayında, toplam 20 bin kişi başvurmuş ve ne yazık ki bunların 6 bini çocuk… Düşünün ki bu rakama özel hastaneler ve özel kliniklere başvuranlar dahil değil. Bunlara bir de sorun olduğu halde yardım almayı kabul etmeyen, talep etmeyenler de var. Yani aslında bu rakam çok daha fazla…

KKTC’de 18 yaş altındaki kişileri çocuk sayıldığını düşünürsek ve ülkedeki ilköğretim ve ortaöğretime giden öğrenci sayısının 53 bin civarında olduğunu bildiğimize göre, psikiyatrik yardım alan çocuk sayısı hiç de azımsanmayacak bir durumda olduğunu görebiliriz. 53 binde 7-8 bin çocuğun oranı yaklaşık %15’tür. Yani her 100 çocuktan 15’i veya 10 çocuktan 1-2’si yardım alıyor demektir. Bu da 30 kişilik bir sınıfta 4-5 çocuğun yardım aldığı anlamına geliyor. Tabii ki biz eğitimde hep günlük sorunlarla ilgilendiğimiz için bu tür önemli konulara daha gelemiyoruz. Esas eğitimi konuşamıyoruz.


Uzun süre bu satırlarda Mart ayından beri devam eden pandemi döneminde okulların çok uzun süre kapalı kalmasının çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratacağını söylemiştik. Covid ile mücadele eden tüm dünyada bunu destekleyen araştırmaların olduğu da biliniyor.

Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Doktor Abidin Akbirgün, bakınız ne diyor: “Özellikle kapanma sürecinde çocuk hasta başvuru sayısında ciddi bir artış oldu. Aileler üç aylık süreçte hastanemizden ciddi şekilde destek aldı. Topluma açık bir şekilde güven verici söylemlerde bulunulması gerekmekte. Krize sakin girilmediği taktirde, bu iş kaosa dönüşür.”

Ülkede aslında tam da bu oldu. Ülkeyi yönetenler halka yeterli güveni veremediği için tam bir kaos yaşandı. Her kafadan bir ses çıktı. Çocuklar Mart ayından Ekim ayına kadar okula gidemedi ve evde kaldı. Hele ilk üç ay sokağa hiç çıkamadık. Koruma içgüdüsü ile çocukları 7 ay eve kapattık. “Bu çocuklar evde ne yapacak” diye düşünmedik. Bunun planını programını yapmadık, işin ne pedagojik de psikolojik tarafını düşünmedik. Çocukları eve kapattığımızda çok mutlu ve mesut olacaklarını zannettik. Hele bir de anne-babası evde olmadan yalnız kalan çocukların yaşadıklarını ve psikolojik durumlarını düşünmek bile istemiyorum.

Rakamların bize söylediğine göre durum hiç de iç açıcı değil. Binlerce çocuk psikolojik yardım almış. Bugün İngiltere dahil olmak üzere, Avrupa’nın birçok ülkesinde vakalar 20 binlere yanaştı ancak “okulları kapatalım” düşüncesi pek yok. Önlemleri artırarak yola devam etmek, eğitim adına daha doğru olduğu düşünülüyor.

Çocukları eve kapatmanın yarattığı tahribat umarım çocuklar üzerinde kalıcı etki yaratmaz. Çocukların bu durumu erken bir zamanda atlatmalarını dilerim. Bu konuda da devlet politikası geliştirilmelidir. Düşünün ki ilköğretimde hala öğrencilerin profesyonel psikolojik destek alacağı ne bir servis ne bir psikolog ne de bir rehber var. Öğretmen elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. Ancak bu iş öğretmenin işi değil ki!

Gelinen noktada okulları 1 Ekim’de açtık. Seyrekleştirilmiş sınıf ortamında eğitim yüz yüze devam ediyor. Elbette sorunlar vardır. Ancak bu sorunlar eminim ki psikolojik destek alan binlerce çocuğun yaşadığı sorunlardan daha büyük değildir. Umarım bu durum bize büyük bir ders olur ve okulları uzun süre kapatmayı aklımıza getirmeyiz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar