Angolalı Çocuklar - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Poli

Angolalı Çocuklar

ozatay-angola
Buket Ozatay
Buket Ozatay

Bu fotoğrafı 2015 yılında Angola’nın başkenti Luanda’da çektim.

Nüfusunu büyük çoğunluğunun ayda 50 dolara geçinmeye çalıştığı, adını belki de ilk kez duyduğunuz bu şehir aslında dünyanın en pahalı şehri. Bir hamburgeri 40 dolara yiyor, bir şişe suyu 15 dolara içiyorsunuz.


Portekizliler tarafından kurulan ülkede çeyrek asır süren iç savaşın sona ermesiyle petrol yatakları dünyanın en büyük şirketlerini Angola’ya çekti. Üretimin yok denecek kadar az olduğu ülkede, ithal ürünlere ihtiyaçtan dolayı fahiş bedellerin biçilmesi, ticaretin merkezi Luanda’yı özellikle yabancılar için yaşanılacak en pahalı şehir haline getirdi.

Siyah Afrika’ya ilk gidişimdi. Benim için korkularla, heyecanlarla, dolu bir keşif oldu Luanda şehri.

Bu fotoğrafı çekmeden bir gün önce hükümet askerleri tarafından terörist sanılarak tutuklanma korkusunu yaşamama rağmen gecekondu mahallerini fotoğraflama isteğimde azalma olmadı. Bu arada şehir merkezinde Fransız Konsolosluğunun o sokakta olduğunu fark etmeden fotoğraf çekerken şüphe uyandırdım ve hükümet askerlerince konsolosluk binasına götürülüp Fransız yetkililerce kısa bir sorgulamadan geçtim. Fotoğraf çekerken başıma gelen en korkunç olaydı diyebilirim. Fakat ertesi günü bir Luandalı refakatinde birkaç gecekondu mahallesini ziyaret edip fotoğraflama isteğimde azalma olmadı. Belirtmeliyim ki bir yabancı olarak bu gecekondu mahallerini yalnız başınıza ziyaret etmek mümkün değil ayrıca çok da tehlikeli. Bundan dolayı da arabayla gece kondu mahallelerine giderken gördüklerim karşısında kendimi bambaşka bir dünyada gibi hissettim. Sanki de ben orda değildim ve gördüklerim sadece bir filmden görüntülerdi. Fotoğraflarını çektiğim bu çocukların mahallesine vardığımızda ünlü birisi gelmiş gibi heyecanla beni karşıladılar. Turistlerin ziyaret noktası olmayan bu ülkede özelliklede gece kondularda yabancı görmek pek alışık olmadıkları bir durum. Şaşkınlıklarına rağmen çok misafirperverdiler. Özellikle de çocuklar sürekli peşimden koştular fotoğraf çektirmek için adeta yarıştılar. Ortak konuşma dilimiz olmamasına rağmen fotoğraf makinemi ortak dil yapıp en az bir saat onlarla geçirdim; fotoğraflarını çektim. Benim olduğu kadar eminim onlar için de çok farklı bir tecrübe oldu.

2-Angolan Children II

2016-2017 yılları arasında Avusturya, Yunanistan, Sırbistan, Ukranya,  Kıbrıs ve Türkiye’de yapılan uluslararası fotoğraf yarışmalarında sergileme ve ödül aldılar.

Siyah Afrika teması ile açılan Fransa’nın en büyük Açık Hava Fotoğraf Festivali La Gacilly 2017’de sergilendi.

 

Seyma İstanbul 2014

SeymaFotoğrafın adını Seyma koydum. Fakat kızın gerçek adını bilmiyorum. Onunla fazla vakit geçirmedim. Birkaç kare fotoğrafını çektikten sonra ondan uzaklaşmak zorunda kaldım. O gün o an;  ne o ne ben Seyma adlı fotoğrafımın fotoğrafçılık hayatıma büyük başarılar getireceğini bilmiyorduk. Bugüne kadar çektiğim en iyi en güzel fotoğraf mı bilmiyorum. Bu kişiye göre değişiyor. Fakat Seyma 2014-2017 yılları arasında bugüne kadar uluslararası yarışmalarda, sergilerde, festivallerde bana en çok başarı getiren fotoğrafım oldu. En az elli ülkede yüzlerce defa sergilendi; onlarca defa altın, gümüş, bronz madalyalar ve mansiyon ödülleri aldı. Yarışma posterlerine, davetiyelerine kapak oldu. Birçok dergide yayımlandı. 2017 yılında Barcelona’nın tek fotoğraf galerisi olan Valid Foto Galeri’de sergilendi. 2018 yılı sonunda Avrupa’nın en büyük Fotoğraf Bienal’inde sergilenecek.

Seyma’yı sıcak ve nemli bir Ağustos öğleden sonrasında zengin bir tarihi olan İstanbul’un Balat semtinde çektim. Birçok tarihi binası, renkli evleri, daracık sokaklarıyla çok sevdiğim Balat’dan ayrılmak üzeredeydik gözlerim bu kızın parlak ve sımsıcak gözleriyle buluştuğunda.  Kapı önünde duruyordu.

Masum bakışı ve tebessümü beni çok etkilemişti. Baştan aşağıya kapalıydı. Tesettürlüydü. Fotoğrafını çekmek istediğimi söylediğimde hemen poz verdi. Boydan bir fotoğrafını çektim. Makinemi ona yönelttiğimde gözlerinde masum bir heyecan, keşfedilme isteği vardı. Sonra yaklaştım. Portresini çektim. Bir tane daha çektim. Tam makinemin ekranından çektiğime bakarken kızın yaşlarında belki biraz daha büyük bir erkek çocuğu geldi ve ona bağırarak kızdı; içeri girmesini söyledi. Oysa ben bu kızın başka karelerini de çekmek istiyordum. Erkek çocuğunun gözlerindeki öfkeden konunun hassasiyetini kavradım. Orda biraz daha kalırsaydım kızın ailesini büyüklerini başıma toplayabilirdi. Kızın gözlerindeki cesaret ve masumiyetin yerini de korku almıştı. Çabucak kıza teşekkür edip koşarak oradan uzaklaştım ve ilerde beni bekleyen arkadaşlarıma yetiştim. Böylece Seyma’nın başarı öyküsü başladı. Tekrar İstanbul’a gittiğimde onu bulup teşekkür etmek istedim. Fakat hem onun hem de kendimin başını belaya sokmaktan korktum. Şimdi büyümüş genç bir kız olmuştur…

 

Kübalı Protestocu, 2012

Küba’yı görmek hep hayalimdi. Tropikal iklim kuşağında, Karayipler’in tam göbeğindeki bu adayı ziyaret etmek 2012 yılında kısmet oldu. Bu ziyaretin adanın ikliminin güzel olduğu Mayıs ayına ve 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarına denk gelmesi çok güzel oldu. 1 Mayıs kutlamaları denince dünyada aklımıza gelen ilk ülke kesinlikle Küba. Hem Küba’da bulunup hem de hala varlığını koruyan sosyalist rejimin 1 Mayıs kutlamalarına katılmak ayrı bir deneyim ve coşku.  Ben de 1 Mayıs’ı Küba’da kutlamanın ayrıcalığına erişenlerdenim.

Kutlamalar sabah erken saatlerde başladığı için biz de erkenden kalkıp Kübalılar ve dünyanın her yerinden gelen turistlerle birlikte Devrim Meydanı’na doğru gittik.

Meydana insan seliyle ulaştığımızda sadece Küba değil diğer devletlerin de bayraklarını taşıyan insanlar olduğunu gördüm.

Kutlamalarda önceki yıllarda Fidel Castro’nun yaptığı görkemli konuşmalar hala olmasa da Jose Marti Heykeli önünde coşkulu şarkılar ve marşlar meydanı inletiyordu.

Biliyoruz ki Amerika Birleşik Devletlerinde bir grup işçinin 1 Mayıs günü patronlarına isyan edip greve gittikleri gündür. Bu gün daha sonra tüm dünyada ses getirmiş ve kutlanmaya başlamıştır. Fakat Küba’da 1 Mayıs bambaşka bir coşkuyla ve eğlencelerle kutlanır. Halktan insanların oluşturduğu bando eşliğinde halkın yaptığı bir geçit töreni…

Yürüyüş esnasında şarkılar, marşlar söylendi, sloganlar atıldı. İnsanlar ellerinde Küba bayrakları; şarkılar ve davullar eşliğinde dans edip deliler gibi eğlendiler.

Kübalıların 1 Mayıs’ı bu denli coşkuyla ve eğlenerek kutlamalarına ortak olmak çok güzeldi. Kendimi böyle büyülü bir atmosferde Havana’da bulmak hayatım boyunca unutamayacağım bir deneyim oldu.

Tabii ki bir fotoğrafçı olarak bol bol fotoğraf çektim. Fakat fotoğraftaki bu adam dikkatimi çektiğinde insan seli içinde ezilme riskiyle ona da doğru ters yöne yürüdüm. Bulunduğu yer çok kalabalık olduğu için zorlukla yanına yaklaştım. Yüzündeki ifade ve gurur beni etkilemişti. Tam bir Kübalıyı temsil ediyordu.

Daha sonraları Küba fotoğraflarına bakarken çektiklerim arasından bu fotoğrafı hemen ayırdım; editledim ve uluslararası yarışmalara göndermeye başladım. Özellikle photojournalism ve siyah beyaz kategoride birçok ülkede ödül ve sergilemeler aldı. Ayrıca 2015 yılında ülkemizde yapılan Devlet Fotoğraf Yarışması’nda Başarı(birincilik) Ödülü aldı.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar