Değirmencioğlu'nun günlük ekonomi yorumu! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazar, Mayıs 19, 2024
Ekonomi

Değirmencioğlu’nun günlük ekonomi yorumu!

Değirmencioğlu'nun günlük ekonomi yorumu!

İngiltere’nin AB dışına çıkma ihtimalinin yarattığı tedirginlik haliyle Avrupa Birliği de için korkulu rüya olmaya başladı. Referanduma yönelik yapılan son anketler (her ne kadar anket şirketleri gerek İngiltere genel seçimlerinde, gerekse İskoçya referandumunda büyük farkla yanılmış olsalar da) evet ile hayır oylarının kafa kafaya olduğunu, sonucu ise kararsızların belirleyeceğini görüyoruz. Bir tarafta geçen senelerde Yunanistan’ın birlikten çıkma Grexit tehdidi ile sarsılan ortak para birimi EUR, bu sefer de Brexit tehdidi ile sarsılıyor.

 


Piyasalarda Brexit olarak adlandırılan (Britain Exit – İngiltere’nin AB’den ayrılması) nasıl gündeme geldi? Konunun temelinde, AB ülkelerinden gelen göç meselesinin etkikli olduğunu görüyoruz. Avrupa Birliği ülke vatandaşı olup İngiltere’de çalışanlar için sosyal güvenlik koşullarındaki avantajların azaltılması ve böylece ugulamanın geçmesini takiben, göçmenler için İngiltere’nin cazip bir çalışma ülkesi olmaktan çıkarılması planlanıyor. Hatırlanacağı üzere, 2009 yılında patlak veren küresel kriz ardından ortodox para politikasını tereddütsüz uygulayan ve bu bağlamda işsizlik oranını hızla kriz öncesi seviyelere çekmeyi beceren İngiltere (2009 krizi ile % 8,6 seviyelerine yükselen işsizlik oranı, son verilere % 5,1 seviyesine geriledi) AB’nin diğer zayıf ülkeleri için cazibe merkezi oldu. Özellikle, 2014 yılında Bulgaristan ve Romanya vatandaşlarının “serbest dolaşım” hakkını elde etmesi, İngiltere’ye göçün de artmasında  etkili oldu. İngiltere’de Polonya vatandaşlarının, Hintlilerin ardından en yoğun göçmen nüfusa sahip ülke konumunda olduğunun da not edelim. 

 

Hatılarancağı üzere, beklentilerin oldukça üzerinde oy alarak tek başına 2015 Mayısı ayında iktidara gelen muhafazakar parti lideri Başbakan David Cameron, seçim vaadleri arasında, İngiltere’nin AB’de kalıp kalmayacağını referanduma götüreceğini açıklamıştı. Referandumun 23 Haziran tarihinde yapılacağı açıklandı. İngiltere Başbakanı Cameron’ın Brüksel ile Şubat ayının son haftasında yürüttüğü egemenlik, ekonomi yönetimi, rekabet ve göç başlıkları altında müzakerelerden istediğini elinde tutuğu Brexit kartına karşı kısmen alarak İngiltere’ye dönmesi sonrası, Londra Belediye Başkanı ve Adalet Bakanı’nın İngiltere’nin AB’den ayrılma sürecini destekleyeceklerini açıklaması ile olumlu dış politik gelişmelerin İngiltere içi probleme dönüştüğünü görüyoruz. Siyasi cephede etkin bir isim olarak bilinen Londra Belediye Başkanı Boris Johson’un İngiltere’nin AB’den ayrılması yönünde oy kullanacağını ve bu yönde kampanya yapacağını açıklaması sterlin üzerinde var olan sert satış baskısını daha da artırdı. Şubat ayının son haftasında Sterlinin dolar karşısında 1,4250 seviyesini de aşağı yönlğü kırarak 2009 yılında görmüş olduğu 1,35 seviyelerini radar menziline aldığını görüyoruz.

 

İngiltere’nin 28 üyeli birlikten çıkması durumunda, kredi dercelendirme kuruluşlarının da İngiltere’nin notunu indirebileceği görüşü hakim. Öte yandan, Avrupa’nın finans merkezi olarak görülen Londra’nın artık birlikte olmaması, AB içinde de ciddi bir repütasyon kaybı ve beraberinde birlik içinde yeni çözülmeleri tetikleyebileceğini düşünüyoruz. Brexit riski devam ettiği sürece Sterlin’de değer kaybı devam edecektir ancak İngiltere’nin tıpkı İskoçya referandumunda olduğu üzere son dakika birlikte kalacağını düşünüyorum. Yada, Almanya ve Fransa’nın İngiltere’nin çıkışına izin vermeyeceğini düşünüyorum. Sığ siyaset bilimci kimliğimizden sıyrılarak konuya finans piyasaların gözlüğünden baktığımız zaman, piyasa tabiri ile düşen bıçağı tutmak için acele etmemek gerekiyor. Sterlin cephesinde görülecek olası düşüşler, riskli posizyoları kapatmak veya döviz ihtiyaçlarını gidermek için fırsat olarak görülebilir. Özetle, Haziran ayına kadar devam edecek haber ve anket kirliliği ile olası düşüşleri, alım fırsatı olarak görmek ve pusuda bir müddet daha beklemek doğru bir yatırım tercihi olacaktır.

 

Ø  Sterlin Dolar karşısında 1,40 seviyesinin altına geriledi

 

Altı ay önce dolar karşısında 1,60 seviyesinde olan sterlin, Şubat ayının son haftyasında 1,40 seviyesinin de altına geçerek son 7 yılın en düşük seviyesini test etti. Daha da uzun yıllara uzandığımızda, aşağıdaki yıllık grafikten de görülebileceği üzere, sterlinin dolar karşısında 1984 yılı hariç hiç bir sene 1,4000 seviyesinin altında kapanış yapmadığını görüyoruz. Bu bağlamda, Brexit riski nedeniyle, özellikle yakın geçmişin en düşük seviyesi olan 2009 yılının dibi 1,3503 seviyesine doğru yaklaşımlar, sterlin alma ihtiyacı içinde olan yatırımcılar tarafından kollanabilir. Unutmamalıyız ki, büyük bir risk fiyatlanıyor. Brexit’in gerçekleşmesi durumunda, Sterlin’in dolar karşısında 1,35 seviyesinin de altına geçme azımsanmayacak kadar büyük. Böyle bir durumunda, teknik bir bakış açısı ile, 1984 ve 1985 yıllarındaki seviyeler hedef sahasına girebilir. Sterlin’in dolar karşısında % 15 – 20 daha düşebileceği ve 1,10’lu seviyelere yönelebileceği göz ardı edilmemelidir. Mutlak surette, sterlin alınması durumunda, zarar kes (stop loss) yönünde emirlerin de uygulanmaya konulması ve işlerin istenmeyen noktaya gitmesi durumunda pozisyon ile tabir caizse evlenilmemesi gerekiyor. Dolara karşı 1,4000 seviyesinin altında tarihinde bir kez kapanış yapan sterlin için her ne kadar alım yapmak cazip görülse de, dikkatli olunmasını öneriyoruz. Finansal risklerinizi korumasız bırakmayın. Paranız da en az eviniz, arabanız ve iş yeriniz kadar değerlidir!

Kaynak: Reuters

 

Ø  Sterlin TL karşısında psikolojik 4 seviyesine yaklaşıyor

 

Sterlin dolar karşısında geri çekilmesi, öte yandan ABD Merkez Bankası FED’in de dünya genelinde devam eden sancılı sürece paralel 2016 yılı için projeksiyonlarında belirttiği 4 faiz artışını bu yıl yapmayabileceği görüşünün etkisi ile sterlin TL karşısında Şubat ayının son haftasında 4,07 seviyelerine kadar geriledi. FED’in faiz artırımı en çok gelişmekte olan ülke para birimlerini etkileyecek söylemi şimdi değişerek FED’in faiz artırmaması gelişmekte olan ülke para birimlerini destekliyor oldu. İşin komik tarafı ise piyasaların FED’in faiz artırma ihtlimalini göz ardı etmesi olarak görüyoruz. Özetle, bir tarafta değer kaybeden sterlin, diğer tarafta değer kazanan TL’nin de yardımı ile GBP/TL kuru  koşar adım psikolojik 4 seviyesini hedef sahasına almış gibi görünüyor. Brexit riskinin gerçekleşmesi durumunda, Sterlin’in Türk Lirası karşısında psikolojik 4 seviyesinin de altına gidebileceğini göz ardı etmiyoruz. Ancak, ana senaryomuz, İngiltere’nin birlik içerisinde kalacağı yönünde olduğunda, psikolojk 4 seviyesine doğru geri çekilmeler, riskli pozisyonların kapatılması ve döviz ihtiyaçlarının karşılanması için kollanabileceğini düşünüyoruz.

 

Kaynak: Reuters

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar