CV’sini merak ettim.
32 A4 sayfası.
Kitap gibi…
1962 yılında Lefkoşa’da doğmuş…
İlkokulu şehit Tuncer İlkokulu’nda…
Ortaeğitimini ise Türk Marif Koleji’nde almış…
Matematik-Mekanik-Fizik Bölümü…
İngilizce ve Fransızca biliyor…
Piyano çalıyor…
Peki, üniversite hayatı nasıl gelişmiş?
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde 1981-1987 yılları arasında eğitim gördü.
Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Anabilim Dalında Burslu Stajyer öğrenci olarak yer aldı…
Zekai Tahir Burak Doğumevi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Asistanı olarak görev yaptığı yıllar 1988- 89…
1989- 1995 yılları arasında araştırma görevlisi olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı’nda görev yaptı…
Yine Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı’nda 1995 yılında uzman doktor olarak görevine devam etti.
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalında yardımcı doçent olarak, 1996-2001 yılları arasında ciddi bir emek harcamıştı…
Profesör olarak emekli olduğunda yıl 2012…
20 Ekim 2012 tarihinde Ulusal Tıp Eğitimi Akreditasyon Kurulu UTEAK Değerlendirme ve İzleme Komisyonu Üyesi oldu.
1 Ocak 2013’den bu yana UTEAK “Danışma ve Eğitim Komisyonu” Başkanlığını yürütüyor.
Bu arada eğitimden de bıkıp usanmamış.
Halen Ege Üniversitesi’nde TIP Doktorası yapmaya devam ediyor.
İsmi Prof. Dr. Akile SARIOĞLU BÜKE…
14 Aralık 2016’da, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çağrısı üzerine, YÖDAK Başkanlığını kabul etti.
Hizmet etmek için ülkesine geldi.
Hangi YÖDAK?
YÖDAK Başkanlığı makamı kullanılarak, üniversitelerin birbirine düştüğü, adam kayırmacılığın, torpilin, çullisine üniversite kurmanın ayyuka çıktığı bir zamanda hem de…
Türkiye’deki görevleri devam ederken, YÖDAK’ın “insan” edilmesi adına görev aldı…
Biz ne yapıyoruz şimdi?
“Cumhurbaşkanının adamı” muamelesi bir yana…
Yok maaşı ödenmedi…
Ödenecekti…
Ödenmeyecekti…
Üzerine bir de YÖDAK Yasası’nda değişiklik yaparak, kurumu “siyasetin bataklığına” sokma gayreti…
Şimdi anlatıyor Prof. Dr. Akile Sarıoğlu BUKE…
Karşısında bu vizyonu anlayacak kim var?
İşin özü şu…
Yüzümüze gözümüze çok vallahi…
Hem vallahi…
Hem billahi…
Başarabiliriz…
2’nci Uluslar arası Kuzey Kıbrıs Bisiklet Turu…
4 gün…
Toplam 543 kilometre…
16 farklı ülke…
18 takım…
4 farklı etap…
KKTC sınırları dahilindeki 20 belediyenin içinden geçecek olimpiyat görmüş sporcular…
Geleceğin belki de dünya şampiyonları…
Ekin Adademir başkanlığındaki KKTC Bisiklet Federasyonu, Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün etkin katkısı ile…
Ülkenin doğal ortamının, çağdaş yüzünün tanıtımına da katkı sağlayacak bir ortamı yakaladı.
Uluslar arası kabul gören bir yarış, bu ülkede 2’nci kez yapılıyor.
Geçtiğimiz yıl yapılan organizasyonun üç katı…
Maddi anlamda…
Manevi destek de çoğaldı…
Artık, ne yapacağını bilen bir ekip var…
Ve şuna dikkat…
Yapabiliriz…
Başarabiliriz…
İstersek, dağ olsa önümüzde durmaz…
Bu organizasyon bizim…
Hepimizin…
Kıbrıslı Türkler yapar mı, yapamaz mı?
Tartışmıyorum bile…
Yaptık…
Yine yaparız…
Hatta daha iyisini de yapabiliriz…
O zaman teker dönsün…
Şov başlasın…
4 gün boyunca memleketin her noktasında bisikletleri ile ülkeyi keşfeden onlarca yabancı sporcu göreceksiniz…
“Trafik neden kapansı” diye öfke duymadan…
İnelim ve alkışlayalım…
Bu organizasyon alkışı hak ediyor…
