Lefkoşa Surlariçi’nin son 1 yılda özellikle restoran, kafe ve bar mekânı olarak gelişimi ve bölgeye hem belediye, hem de girişimciler anlamındaki yatırımlar turistlerin ve yerli halkın Surlariçi’nde daha çok vakit geçirmesini sağladı
1 YILDA OLAĞAN ÜSTÜ GELİŞTİ: KTEZO Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, 2007’de Lokmacı Sınır Kapısı’nın açılmasından sonra Surlariçi’nin değişmeye başladığını vurgulayarak, “Değişim yavaş yavaş gerçekleşse de son 1 yılda olağan üstü denecek şekilde bir hızlılık yaşandı. Hatta Lokmacı Sınır Kapısı’ndan Kuzeye geçişlerin Ercan’dan çok daha fazla olduğu istatistiklere yansıdı” dedi
ÇEKİM MERKEZİ OLDU: Güney Kıbrıs’tan Kuzey Kıbrıs’a geçiş yapan Rum ve yabancı turistlerin Arasta’da sıkışıp kaldığını söyleyen Tulga, “Son 1 yıl içinde Surlariçi’nin çeşitli yerlerine restoran, kafe ve bar anlamında yapılan yatırımlar, bölgenin turistler ve yerli halk için çekim merkezi haline gemesini sağladı” şeklinde konuştu
GENÇLER RİSK ALDI: Bölgedeki kültürel ve tarihi varlığı keşfeden üniversite mezunu girişim ruhlu gençlerin turist potansiyelini de hesaba katarak risk aldığını ve bölgeye yatırımlar yaptığını belirten Tulga, “Yayalaştırma projesinin de hayata geçmesi ile birlikte bölgeye gelen turistlere geniş bir alanda daha çok vakit geçirme fırsatı yaratıldı” diye konuştu
Son yıllarda Kafe, restoran ve bar anlamında artan bir popülasyona sahip Surlariçi, Arasta ve Asmaaltı gençlerin uğrak yeri haline geldi. Geçmiş yıllarda Lefkoşa gençliğin ve vatandaşların eğlence mekanı ve vakit geçirme mekanı olan Dereboyu’na bu anlamda Surlariçi de eklendi. Öte yandan Surlariçi’nde vatandaşlar özelliklede hava karardıktan sonra yürümeye bile çekinirken şimdi akşam saatlerinde bölge mekânlarını dolduruyor.
Konu ile ilgili Havadis’e konuşan KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga ise son bir yılda Surlariçi’nin olağan üstü bir hızla geliştiğini vurgulayarak, “Son 1 yıl içinde Surlariçi’nin çeşitli yerlerine restoran, kafe ve bar anlamında yapılan yatırımlar bölgenin geneli Turistler ve yerli halk için çekim merkezi haline geldi” diye konuştu
Tulga: Lokmacıdan geçişler Ercan’a göre fazla
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, 2007 Lokmacı Sınır Kapısının açılmasından sonra Surlariçi’nin değişmeye başladığını vurgulayarak, “Değişimin yavaş yavaş gerçekleşse de son 1 yılda olağan üstü denecek şekilde bir hızlılık yaşandı. Öte yandan istatistiklere yansıyan bir gerçek de var ki Lokmacı Sınır Kapısından Kuzeye geçişler Ercan’dan çok daha fazla” şeklinde konuştu.
“Turistlerin çekim merkezi oldu”
Güney Kıbrıs’tan Kuzey Kıbrıs’a geçiş yapan Rum ve yabancı turistlerin Arasta’da sıkışıp kaldığını söyleyen Tulga, “Son 1 yıl içinde Surlariçi’nin çeşitli yerlerine restoran, kafe ve bar anlamında yapılan yatırımlar bölgenin geneli Turistler ve yerli halk için çekim merkezi haline geldi” diye konuştu.
“Dünyanın 5’inci kültürel şehri”
Lefkoşa Surlariçi’nin kültürel çeşitlilik açısından dünyanın 5’inci kültürel şehri olarak kabul edildiğinin altını çizen Tulga, “Surlariçi içerisinde pek çok kültürel varlığı barındırmaktadır. Bu doğrultuda da kültürel ve tarihi varlığı keşfeden üniversite mezunu girişim ruhlu gençler turist potansiyelini de hesaba katarak risk aldı ve bölgeye yatırımlar yaptı. Belediyenin de yine bölgeye yaptığı yatırımlarla ve yayalaştırma projesinin de hayata geçmesi ile birlikte bölgeye gelen turistlere Saray Otel
Kumarcılar Hanı, Bandabulya ve Arasta’yı kapsayan geniş bir alanda daha çok vakit geçirme fırsatı yaratıldı. Tüm bunların yanında Esnaf ve Zanaatkarlar odası olarak Arasta, Asmaaltı yayalaştırma projesi için zamanında verdiğimiz mücadeleyi iyi ki verdik diyoruz ve oluşan görüntüden gurur duyuyoruz” dedi.
“Çeşitlilik yaratılmalı”
Tulga, sözlerine şu şekilde son verdi; “Şimdilik kafe ve bar anlamında gelişen Surlariçi’nin ileriki zamanlarda tarihimizi ve kültürümüzü yaşatmak adına kendi kültürel ürünlerimizi satan yerlerinde açılmasını umut ediyoruz. Çeşitliliği sağlamak anlamında kültürel ve tarihi ürünlerimizi satan ve sergileyen tezgahların da tanıtım anlamında rolü çok büyük. Bu gibi yerler Büyükhan içerisinde olsa da yeterli değildir ve daha geniş bir çerçeveye yayılmalıdır diye düşünüyorum.”
