New York sonrası liderler dün Lefkoşa’da bir araya geldiler.
New York’taki üçlü görüşmede liderler arasında yaşanan gerilimin dünkü görüşmeye nasıl yansıyacağı en çok merak edilen konuydu.
Bu arada liderlerin Lefkoşa’daki görüşmesinden bir şey beklemeyenlerin sayısı da oldukça fazlaydı.
Ancak her iki lider de dünkü görüşmeden sonra ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda sürecin geleceğine dönük olumlu mesajlar verdiler.
Mesajlarının içerisinde adı konulmasa da bir yol haritasında anlayış birlikteliği içinde olduklarını gösterecek ifadeler kullandılar.
Yani şimdi ne olacak?
Önce Ekim ayı boyunca Lefkoşa’da liderler dokuz ya da on kez yoğunlaştırılmış bir şekilde müzakere edecekler.
Ardından Kasım ayı başında toprak konusunu görüşmek üzere yurt dışında bir yerlere gidebilecekler.
Orada da ilerleme sağlanması durumunda beşli konferans gündeme gelecek.
Ve garantörler de Kıbrıslı Liderlerle ayni masa etrafına oturacaklar, burada ortaya siyasi bir çözüm çıkarılabilmesi için son kozlar paylaşılacak.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı dün bir kez daha ifade etti: Siyasi çözüm için 2016 yılı sonu son tarih.
2016 sonu itibarıyla ortaya siyasi bir çözüm çıkarsa işin teknik detayları ve referandum süreci 2017 ortasına kadar sarkabilir.
Ama bunun böyle olmasının koşulu 2016 bitmeden siyasi bir çözümün ortaya çıkması.
Görünen o ki öyle ya da böyle bu süreç bir şekilde yaşanacak.
Günün sonunda da son sözü halklar eş zamanlı olarak iki tarafta gidilecek referandumda söyleyecekler.
Halkların ortaya çıkacak çözüm planına ‘Evet’ diyebilmesi bir şekilde doğru bilgilendirilmeleri ve süreci sahiplenmeleri ile mümkün olabilir.
Bunun için de liderler Ekim ayı içerisinde ya da Kasım ayı bitmeden bir şekilde her iki halkta da çözüm konusunda umutları artıracak bazı adımlar atmak durumundadırlar.
Adanın tümünde herkesin mobil telefonu ile konuşabilmesine olanak sağlayacak güven yaratıcı bir adım sürece olumlu etkiler yapabilir.
Ya da buna benzer her iki taraftaki insanların günlük yaşantılarını kolaylaştıracak başka adımlar formüle edilebilir.
Bunlar halkları sürecin içine çekecek, referandum sürecinde liderlerin işini kolaylaştıracak adımlardır.
Bunların atılmasında geç bile kalınmıştır.
Unutmamak lazımdır ki Kıbrıs coğrafi olarak tam bir ateş çemberi içinde bulunuyor.
Orta Doğu’da yaşanan gelişmeler, Türkiye, Rusya, ABD ilişkileri, yaşanan gerginlik ve tartışmalar bugün etkilemese dahi yarın Kıbrıs’ı da olumsuz etkileyebilir.
Bunun için daha fazla zaman kaybına fırsat verilmeden artık somut adımlar atılmalıdır.
Halkların da süreci sahiplenmesi sağlanmalıdır.
Dünkü liderler görüşmesi sonrasında yapılan açıklamalar çözüm konusunda irade ortaya konulacağına dair önemli işaretlerdir.
Umarım öyle olur…
Öngörülen yol haritasında Cumhurbaşkanı’nın da dediği gibi kazasız bir şekilde hedefe varılır.
