Anladık, dışarıda kalan insanlar gelecek…
Devlet de bunlara yer bulacak, yerleştirecek…
E ama tek derdimiz bu mu bizim?
Hastane yetmiyor, malzeme yetmiyor, doktorlar avaz avaz; virüs dışındaki hastalara gereken bakım yapılamıyor, dikkat ettiniz mi neden bir haftadır kaç tane insan evlerinde ölüyor? Hastanelere güvenmediklerinden. Hasta hekime, hekim hastaya ulaşamıyor, ben demiyorum bizzat hekimler söylüyor.
İnsanlar bir aydır evlerinde kapalı, çoğu aç perişan; dükkanları kapalı ellerindeki paralar suyunu çekmiş insanlar kara kara düşünüyor, biz burada hep birlikte vay klimanın kumandası yok, vay sıcak su yok, vay balkon yok.
Ne enerjimiz varmış yahu…
Bakan, başka işi yokmuş gibi gitmiş yurdu teftiş etmiş. Dünya kadar daire, dünya kadar sorumlu insan var bu işi yapacak. Onlar teftiş etse ya. Siyasetçi ‘ben gördüm’ deyince tamam mı? Değil işte. Enerjinizi tüm toplumun endişelerine harcayın, koordine edin, koordine… İşleri yapacak olanları koordine edin. Yapamadığınız budur.
Ani oldu, hazırlıksızdık hepsine eyvallah… Ama ta baştan yapılacak işler sorunla karşılaşmadan önce düşünülmedi. Bir telaş, bir acele, yanlış üstüne yanlış. Önce lüks oteller, sonradan baktılar olmuyor, yurtlara yönlendiler. Hijyen ilk günden sorundu, hala sorun. Anlamakta zorluk çekiyorum.
Öncelikle basının bu konuyu artık gündemden indirmesi gerek. Yayınlanan haberlerin altına millet neler döşeniyor…
Yahu o yurdun ya da otelin her neyse, bir yönetimi var, orada yetkililer var, yapın şikayetinizi, çözün. Çözmezlerse, o zaman bağırırsınız. En azından sizi buraya getirmek için verilen uğraşa saygınız olsun, o yerlerde yapacağınız masrafların bu halkın kesilen maaşlarından karşılandığını düşünün. Ayıp oluyor artık.
Bunca insan bu kadar gün bunun için mi evlerine kapandı? Bunca insan bunun için mi işinden gücünden oldu, parasız kaldı? Gelmek istediniz, geldiniz, buranın şartları da bu. Hem yönetim kapasitesi, hem maddi gücü.
Yanlışı biz de eleştiriyoruz da, tuvalette kalan terlikten çok daha acil sorunlarımız var.
Yönetenler zaten bir çuval arpayı ikiye pay edemez durumdalar, bir de böyle tantanayla iyiden şaşırmasınlar.
Gerçekten cinnet geçiriyor gibiyiz. Asıl dertlerimizi unutmak için mi böyle işlerle uğraşıyoruz anlamıyorum.
Sağduyuya ihtiyacımız var. İsyan edecekseniz, sağlıkla ilgili sorunların kördüğüm haline getirilmesine isyan edin. Hala doğru dürüst bir takip sistemi kurulamamasından şikayet edin. Hala daha komşu, akraba gezip virüs bulaştıran sorumsuzlardan şikayet edin. İsyan edecekseniz, iki ay sonra ne olacağımıza bir türlü karar veremeyenlere isyan edin.
Zaten herkesin sinirleri bozuk, boş işlerle milleti daha fazla germeyin…
